Başbakan Tayyip Erdoğan'ın,
Başbakanlık Hukuk Müşavirliği'nin bağlı olduğu
Müsteşar Yardımcısı Mustafa Çetin'in
soruşturma izni verilmemesi ve Müsteşar Ömer Dinçer'in bu görüşü 'uygun bulduğunu' bildiren arzına rağmen, el yazısı ile 'soruşturma izni verilmesi' yönünde karar vermesi dikkat çekti. Başbakan'ın iznine rağmen savcılığın
takipsizlik kararı ile MİT personeli hakkında
dava açmaması üzerine
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (
AİHM) yolu göründü.
Bilgiler MİT'e verilmişti
Diyarbakır 6. Ağır
Ceza Mahkemesi, MİT'in talebi üzerine, 8
Nisan 2005 ile 30
Mayıs 2005 tarihleri arasında Türkiye'de GSM, sabit hat ve internet üzerinden yapılan tüm
telefon görüşmelerinin detay bilgilerinin MİT'e verilmesine karar vermişti. Mahkeme, 6 Mayıs 2005'te verdiği kararın yasal dayanağı olarak 1 Haziran 2005'te yürürlükten kalkan 4422 sayılı yasayı göstermişti.
Başvurunun
Ankara 11.
Ağır Ceza Mahkemesi'nce reddedildiği, buna rağmen kararın Diyarbakır'dan çıkartıldığı ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine Diyarbakır Barosu, MİT görevlileri ile kararı veren hakim Sami Tetik hakkında suç duyurusunda bulundu. Soruşturmayı bizzat yürüten Diyarbakır Başsavcısı Hüseyin Canan, soruşturma izninin ulaşmasından sonra bir hafta içinde 'takipsizlik' kararı verdi. Diyarbakır Barosu Başkanı
Sezgin Tanrıkulu, takipsizlik kararının kaldırılması için başvurduğu
Siverek Ağır Ceza Mahkemesi itirazı reddetti. Tanrıkulu, iç hukuk yollarının tükendiğini ve AİHM'e başvuracağını söyledi