MHP
Ergenekon operasyonuna hep mesafeli durdu.
Yorum yapmak istemedi. Gerekçe olarak da, devam eden bir operasyon hakkında açıklama yapmanın doğru olmadığını gösterdi.
Hükümetin Ergenekon operasyonuna, muhalefetin ise
kapatma davasına sarıldığı günlerde, Kırmızı Çizgi, yürütülen Ergenekon Operasyonu hakkında hazırlanan ilk rapordan bazı bilgilere ulaştı.
Ulaşılan bilgiler operasyonda ele geçirilen
arşiv ve dinleme kayıtlarına dayanıyor. Raporda, Ergenekoncuların,
Türkiye içinde ne gibi
yasa dışı faaliyetlerde bulanacağı gözler önüne seriliyor. Ele geçirilen belgelere göre, Ergenekon çetesinin büyük bir organizasyon olduğu hemen anlaşılıyor.
Çete hakkındaki rapora göre, Ergenekon çetesi 3 ana başlık altında
örgütlenmiş. Birincisi; Analiz, ikincisi; Lobi ve üçüncüsü “Mafia ve Devletin Yeniden Yapılanması için Öneriler”…
Analiz, Ergenekon yapılanmasının kuruluş amaç ve
hedeflerini belirliyor. Lobi ise, yapılanmanın Sivil Toplum Örgütleri (STK) ayağını oluşturuyor ve STK yapılanmaları üzerinde yürüteceği faaliyetleri belirliyor. “Mafia ve Devletin Yeniden Yapılanması için Öneriler” başlıklı üçüncü kısım ise, illegal
terör ve suç örgütlenmesi kurarak devletin yönetilmesine ilişkin esasları belirliyor.
Ergenekoncular, MHP’li gençlerden Kuvayı Milliye Cephesi oluşturmayı planlamış
Ele geçen dokümanlarda
ülkücü camiayı yakından ilgilendiren bir bilgide yer alıyor. Dokümanlara göre, Ergenekoncular “Kuvayı Milliye Cephesi” adı altında yasa dışı bir kuvvet oluşturmayı planlıyor. Bu kuvvet için, sokaktaki başı boş gençler ile ülkü ocaklı gençlerin kullanılması hedeflenmiş. Başı boş işsiz ve umutsuz gençler ile Ülkü Ocaklarının etkisindeki gençliğin eğitilmesi suretiyle, Kuvayı Milliye Cephesi’nin kurulması amaçlanmış. Rapora göre, MHP yönetimini ılımlı bulan ülkücü gençler, Ergenekoncuların hedef kitlesi…
Ergenekoncular, ülkücü camiada “Ömer Ulusoy” tipi gençler arıyordu
Geçtiğimiz ay,
Akdeniz Üniversitesinde karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan çatışmada, öğrenci olmayan ve üniversiteye dışarıdan gelerek öğrencilere ateş açan, Ömer Ulusoy, Ergenekoncuların aradığı tipteki bir isim. Zira, Ulusoy bozuk bir psikolojiye sahip. Ülkücü camiada da bir dönem bulunmuş. Ayrıca camiayı da ılımlı buluyor.
Raporda, ulusalcı söylem doğrultusunda işlenen
Rahip Santoro cinayeti, Dink Cinayeti,
Malatya Zirve Yayınevi’ne yapılan saldırılara atıfta bulunarak şu yorum yapılıyor: …Bu saldırılarda, ailevi sorunları bulunan, agresif ve bozuk psikolojide, Ülkücü camia ile bir dönem temas kurmuş; ancak bu çevreyi ılımlı bulduğu için uzaklaşmış,
ekonomik sıkıntı çeken, gizli örgüt yapılanmalarına karşı ilgili ve meraklı, maddi ya da konum elde etme amaçlı
eylem gerçekleştirmeye açık profile sahip telin müsait gençler tarafından gerçekleştirilmiş olmasının bu açıdan dikkat
çekici olduğu…”
Bahçeli’nin tavrı Ergenekoncuların planı bozdu
MHP Lideri
Devlet Bahçeli, ülkücüleri sokağa çekmek isteyenlere karşı, ülkücü gençleri sürekli uyardı. “Ülkücülerin elinde
silah değil, bilgisayar olmalı” dedi. Ülkücü gençliğin asıl hedefinin kendisini iyi yetiştirmesi olduğuna vurgu yaptı. Teşkilatlarına gönderdiği genelgelerle, camiaya sızmaya çalışan ya da ülkücü gençleri yasa dışı faaliyetlere yönlendirmek isteyenlere karşı uyanık olunmasını istedi. Bahçeli’nin bu tavrı, Ergenekoncuların ülkücülerden oluşturmayı düşündüğü “Kuvayı Milliye Cephesi” planlarını suya düşürdü.
Ergenekoncular, naylon terör örgütleri ve mafya grupları ile gerektiğinde siyasilere suikast yapmış
Rapora göre, Ergenekoncular hedeflerine varabilmek için, her türlü yasa dışı faaliyetin içinde yer almayı uygun buluyor. Bunun içinde, Naylon terör örgütleri ve Mafya grupları oluşturarak eylem yapmak da var. Ergenekoncuların amaçları arasında, illegal naylon terör örgütleri ve Mafya grupları ile
işbirliği yapılarak, uyuşturucu ve para akışının
kontrol altına alınması da var.
Ergenekon anlayışı bununla da sınırlı kalmıyor. Raporda, “Ergenekon anlayışı doğrultusunda, kişisel çıkarlar adına siyasete yönelmiş ve hedefe ulaşabilmek adına her şeyi mubah sayan siyasilerin engellenmesi için gerektiğinde suikast düzenlenebileceği…” bilgisi yer alıyor. Ergenekon yapılanması bir yanda
ülke içerisinde terör örgütleri kurulması ve desteklenmesini öngörürken, diğer taraftan da gerektiğinde siyasi suikastlarda bulunmasını zaruri görüyor.
Ergenekoncular, kaos çıkarmak için, Genelkurmay Başkanlığı ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı arasındaki tüp-geçide bomba koyma planı yapmış
Baskınlarda ele geçen “
Özel Kuvvetler Komutanlığı’na ait ‘gizli’ Gayri Nizami
Harp Planları” evraklarında Ergenekoncuların; hükümetin yıpratılması için Genelkurmay başkanlığı ile
Hava Kuvvetleri Komutanlığı arasındaki tüp-geçide bomba bırakılmasını planlandığı ortaya konuluyor. Bu plana ilişkin
kroki ve eylem hazırlığı çalışması bile yapılmış.
Ergenekoncular, ortak siyasi görüşe uygun siyasilerden oluşan bir Meclis için çalışmış
Ergenekon Analiz isimli dokümanda, siyasi suikastlara gerek duyulmaması için yapılması gerekenlerde sıralanmış. Bunun için, siyasi portrelerin çok ciddi biçimde
analiz edilmesi ve ortak ideallere uygun siyasilerin
seçim kampanyalarının organize edilmesi gerektiği belirtilerek, “Bu organizasyon sayesinde ortak ideallere mensup siyasiler, parlamentoda etkin ve güçlü bir biçimde yer alabilmeleri sağlanmalı. Böylelikle
Parlamento, ülke çıkarlarına uygun biçimde işler hale getirilmeli, içte ve dışta saygın bir etkinliğe kavuşturulmalıdır…” ifadesine yer verildi.
Agah Beray/Kırmızıçizgi Dergisi