MHP'li
Şandır:
Ergenekon iddianamesi geçmişle yüzleşme için fırsat
MHP Grup
Başkanvekili Mehmet Şandır,
Ümraniye soruşturmasının
Türkiye için tarihi bir fırsat olduğunu belirterek, "Geçmişe dönük olarak da hukuk dışı
eylemlerin, demokrasiye karşı eylemlerin tümünün sorgulamasının yapılacağı, bir
toplumsal yüzleşmenin yapılacağı bir fırsat yakalanmıştır" dedi.
TBMM'de bir
basın toplantısı düzenleyen Mehmet Şandır, gazetecilerin çeşitli konuladaki sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanı ile
Başbakan'ın Çukurambarda görüşmesinden sonra
Baykal, 'ben de 15 gün içinde ev daveti beklerim' dedi. Sizin de bir beklentiniz var mı Cumhurbaşkanı'ndan?" diye sorması üzerine Mehmet Şandır, böyle bir beklentilerinin olmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı'nın
siyasetin gündelik polemiklerine çekilmemesi gerektiğini vurgulayan Şandır, muhataplarının Başbakan Erdoğan olduğunu dile getirdi. Toplantıda ne konuşulduğunu sormadıklarını, ancak söz konusu toplantının neden bu şekilde düzenlendiğinin açıklanmasını istediklerini ifade eden Şandır, "Ama Cumhurbaşkanı ve Başbakan, gecenin bir saatinde böyle bir mekanda neden toplantı yapma ihtiyacını duyduklarını bu topluma anlatmak mecburiyetindeler. gizliliğin içinde gizlenmek istenen hususun bilinmemesinin getirdiği bir korkuyu, bir endişeyi bu topluma yaşatmaya hakları yok" dedi.
Mehmet Şandır, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın her yönüyle olağan dışı bir şekilde biraraya gelerek 5 saat görüştüğünü belirterek, bu görüşmenin neden yapıldığının Başbakan tarafından topluma açıklanması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı'nın böyle bir toplantıyı niye kabul ettiğinin de ayrıca sorgulanması gerektiğini savunan Şandır, "Özel toplantılara bu manada katılıp katılmayacağını da açıklamalı. Yoksa Sayın Baykal gibi başkalarının davetine muhattap olabilir" dedi.
TERÖR KONUSUNDA GENEL GÖRÜŞME AÇILSIN
Başbakan Erdoğan ile
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın
terörle mücadele için yaptığı birlik çağrısını hatarlatan bir gazetecinin, "MHP olarak siz de katılır mısınız ?" diye sorması üzerine Mehmet Şandır, terörle mücadaleye her türlü desteği vermeye hazır olduklarını ancak, bu konuda bazılarını konuşma hakkı bulunmadığını söyledi.
Hükümet ve anamuhalefetin birlik çağrısını konuşmak yerine bunu gerçekleştirmesi gerektiğini vurgulayan Şandır, Başbakan Erdoğan ve Deniz Baykal'ın, birbirine 50 metre mesafedeki salonlarda konuşup aynı temenniyi dile getirmesi ve bir araya gelmemesinin bir 'hilkat garibesi' olduğunu kaydetti.
Baykal ve Erdoğan'ın grup toplantı salonlarından çıkıp, birbirlerine 'ne yapacağız' sorusunu sormaları gerektiğini ifade eden Mehmet Şandır, Türkiye'de terörü önlemekle görevli hükümet, anamuhalefet ve siyaset kurumunun sadece konuştuğunu, konuşarak görevini yaptığını zannettiğini savundu. MHP olarak
iktidarın bölücü terörü önlemek için ortaya koyacağı her gişimi destekleyeceklerini belirten Şandır, "Ama iktidar partisi ile anamuhalefet partisi bu konuda bir araya gelirse, bir ortak
akıl üretmeye çalışırlarsa, bir ortak eylem ortaya koyma kararındalarsa, bunu da destekleriz" dedi.
Mehmet Şandır, olayın üzerinden 3 gün geçtiğini, birlik çağrısının üzerinden de 2 gün geçtiğini ancak bu yönde bir adım atılmadığını dile getirdi. Terörle mücadele konusunda Meclis'te bir genel görüşme açılabileceğini, tedbirlerin burada konuşulabileceğini dile getiren Şandır,
terörle mücadelede ortak akıl üretmenin mekanını TBMM olduğunu kaydetti. Şandır, "Bu genel görüşme açılmalıdır. Biz her iki lidere, 'Sokakta konuşacağınıza gelin Meclis'te konuşun ve bunun gereğini yapın' çağrısında bulunuyoruz" diye konuştu.
İDDİANAME TARİHİ BİR FIRSAT
Bir gazetecinin, Deniz Baykal'ın adının Ergenekon şemasında geçmesini nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Mehmet Şandır, yargı sürecinin sorgulanmaması gerektiğini, iddianameyi niteleyip tanımlamanın yanlış olacağını belirterek, yargılamanın sonucunun beklenmesi gerektiğini ifade etti. Herkesin yargılamanın sonucuna saygılı olacağını şimdiden ilan etmesini isteyen Şandır, iddianamenin mahkemece kabul edilmiş bir hukuki
belge olduğunu, siyasilerin bunu tanımlayıp üzerinde bazı nitelemeler yapmasının yanlış olacağını kaydetti.
İddianamede sadece Baykal'ın değil, Başbakan Erdoğan'ın da suçlandığını, çok çapraşık, çok karmaşık ilişkilerin bulunduğunu dile getiren Şandır, şöyle konuştu:
"MHP olarak çok açık ve net söylüyoruz. Tüm gerçekler ortaya çıkmalı. Bu gerçekler, tüm kaynaklarıyla tüm yönleriyle ortaya çıkmalı. Ergenekon demiyoruz, doğru değil Ergenekon tabiri. Ümraniye soruşturması sonucu açılan dava, Türkiye için, Türk toplumu için, Türk siyaseti için bir fırsattır. Geçmişe dönük olarak da, hukuk dışı eylemlerin, demokrasiye karşı eylemlerin tümünün soruşturmasının, sorgulamasının yapılacağı, bir toplumsal yüzleşmenin yapılacağı bir fırsat yakalanmıştır. Bu soruşturmayı, bu davayı buna dönüştürmek lazım. Hukuk dışı ve demokrayi karşı eylemlerin gerekçesi ne olursa olsun, bu eylemleri ortaya koyanların kişilikleri, kimlikleri ne olursa olsun, geçmişteki hizmetleri ne olursa olsun, buna karşı çıkacağımızı ifade etmenin bir fırsatı doğmuştur. Bunu iyi değerlendirmemiz lazım.
Umuyoruz ki bu dava da, önceki benzer davalar gibi arada kalmaz. Yargı bu defa bu ilişkileri bütün gerçekliğiyle ortaya çıkarır. Şimdi iş, savcıların, avukatların ve yargıçların önündedir. Siyaset, medya ve toplum olarak yargıya güvenelim, saygı gösterelim ve onların rahat çalışmasına imkan verelim."
Yargının titiz ve çabuk çalışması gerektiğini vurgulayan Şandır, iddianamede ismi yer alanların, karar çıkana kadar masum olduğunu, onların haysiyetlerinin de korunması gerektiğini kaydetti.