Milli
Güvenlik Kurulu (
MGK) bildirisinde Van'da yaşanan deprem felaketi ve
yardım faaliyetlerinin toplantının öncelikli
gündem maddesi olarak değerlendirildiği belirtilerek, ''Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini temin etmek, acil barınma, iaşe ve benzeri ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli tüm tedbirlerin hiçbir fedakarlıktan kaçınılmaksızın alınmaya devam edileceği teyit edilmiştir'' ifadelerine yer verildi.
Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından yayımlanan bildiride,
ülke güvenliğinin ilgilendiren iç ve dış konuların ele alındığı bildirildi.
Van'da yaşanan deprem felaketi ve yardım faaliyetlerinin toplantının öncelikli gündem maddesi olarak değerlendirildiği belirtilen bildiride, ''Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini temin etmek, acil barınma, iaşe ve benzeri ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli tüm tedbirlerin hiçbir fedakarlıktan kaçınılmaksızın alınmaya devam edileceği teyit edilmiştir'' ifadelerine yer verildi.
Bildiride, deprem felaketinde hayatlarını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, kederli ailelerine
başsağlığı, yaralananlara acil
şifa dilekleri ve bölgede büyük fedakarlıkla görev yapan tüm ekiplere yönelik takdir hislerinin dile getirildiği ifade edilerek, şunlar kaydedildi:
''Aynı şekilde deprem felaketi nedeniyle insani bir
dayanışma örneği sergileyerek kapsamlı yardım çabası içine giren uluslararası camiaya şükren duyguları ifade edilmiştir.
Deprem felaketi sonrasında aziz milletimizin sergilediği dayanışma ve yardımlaşma konusundaki büyük hassasiyetten duyulan memnuniyet özellikle vurgulanmıştır.''
Bildiride ayrıca, ''Terör örgütüne
destek veren,
lojistik imkan sağlayan,
teşvik eden, faaliyet alanı açan çevreler veya ülkelerin bir
insanlık suçu olan, hiçbir haklı ve meşru gerekçeye dayandırılamayacak ve hiçbir şekilde kabul edilebilir bir hak arayışı olarak görülemeyecek
terörün
doğurduğu olumsuz sonuçlara ortak olacaklarına işaret edilmiştir'' ifadeleri kullanıldı.
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) bildirisinde ''Terör örgütüne destek veren lojistik imkan sağlayan, teşvik eden, faaliyet alanı açan çevreler veya ülkelerin, bir insanlık suçu olan, hiçbir haklı ve meşru gerekçeye dayandırılamayacak ve hiçbir şekilde kabul edilebilir bir hak arayışı olarak görülemeyecek terörün doğurduğu olumsuz sonuçlara ortak olacaklarına işaret edilmiştir'' ifadelerine yer verildi.
Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından yayımlanan bildiride, ülke güvenliğinin ilgilendiren iç ve dış konuların ele alındığı bildirildi.
Son dönemde güvenlik güçlerini, kamu görevlilerini, kadın ve çocuklar dahil tüm vatandaşları
hedef alan menfur terör saldırılarının,
terör örgütünün vahşi ve acımasız yüzünü bir kez daha tüm dünyaya gösterdiğine işaret edilen bildiride, şu ifadeler kullanıldı:
''Son saldırılar ve yürütülen harekatlar sırasında şehit olan kahraman güvenlik kuvvetleri mensuplarımızla hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı ve yaralılarımıza acil şifa dilekleri dile getirilmiştir.
Ülkemizin birlik ve bütünlüğünü, milletimizin kardeşlik ve huzurunu hedef alan ve insanlarımızın canına, malına, hak ve özgürlüklerine kasteden bu
terörist faaliyetlerin önlenmesi amacıyla
yurt içinde ve sınır ötesinde güvenlik güçlerimizce, cesur, kararlı ve fedakarane şekilde ve başarıyla gerçekleştirilen son dönemlerin en büyük kara ve hava operasyonları sağlamındaki gelişmeler değerlendirilmiştir.
Diğer yandan, terör örgütünün istismar kaynaklarını ortadan kaldırmak amacıyla sosyal,
ekonomik, kültürel,
psikolojik ve diplomatik boyutları da içerecek şekilde yürütülen kapsamlı çabaların devletimizin tüm imkan ve kabiliyetleri kullanılarak ve demokrasiden, hukuk devleti anlayışından ve evrensel değerlerden taviz verilmeksizin kararlılıkla devam ettirileceği kaydedilmiştir.
Sabır ve sağduyu gerektiren
terörle mücadelede,
sivil toplum kuruluşları, medya,
siyasi partiler ve kanaat önderlerinin teröre karşı ortak bir duyarlılık, söylem ve tutum sergilemelerinin önemine işaret edilmiş, aziz milletimizin ortaya koyduğu birlik ve kardeşlik anlayışının her türlü kirli oyunu bozacağına ve terör örgütünün hedeflerine ulaşmasına izin vermeyeceğine olan kati
inanç teyit edilmiştir.
Terör örgütüne destek veren lojistik imkan sağlayan, teşvik eden, faaliyet alanı açan çevreler veya ülkelerin, bir insanlık suçu olan, hiçbir haklı ve meşru gerekçeye dayandırılamayacak ve hiçbir şekilde kabul edilebilir bir hak arayışı olarak görülemeyecek terörün doğurduğu olumsuz sonuçlara ortak olacaklarına işaret edilmiştir. Bu çerçevede, dost ve müttefik ülkelerin, terör örgütü ve yandaşlarının ülkelerinde faaliyet göstermelerine mani olmaları, terörün maddi kaynağının kurutulması için gerekli tedbirleri almaları ve Türkiye'nin terörle mücadelesine etkin destek vermelerinin beklendiği kaydedilmiştir.''
-''
Irak ile iş birliği''-
Bildiride ''Irak'ın
toprak bütünlüğüne önem veren Türkiye'nin, Irak'taki gelişmeleri ve bu çerçevede, muhtemel risk ve tehlikeleri dikkatle izlediği'' ifade edilerek, şunlar kaydedildi:
''Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi mekanizması üzerinden Irak ile ilişkilerin her alanda geliştirilmesini arzuladığına işaret edilmiştir. Ayrıca, Irak ile terörle mücadele alanında somut iş birliği tesisi gereği üzerinde durulmuş, bu çerçevede, terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki mevcudiyetinin sona erdirilmesi yönündeki kati ve ertelenemez beklentimiz kuvvetle vurgulanmıştır.
Suriye'de sivil halka ve muhaliflere uygulanan şiddet ve yıldırma politikalarından büyük üzüntü ve rahatsızlık duyulduğuna dikkat çekilmiştir. Halkın meşru talepleri doğrultusunda demokratik geçiş sürecinin süratle başlatılması gerektiğine inanan Türkiye'nin, süregiden olumsuzluklar karşısında ulusal ve uluslararası düzeyde atılacak adımları değerlendirmekte olduğu belirtilmiştir.
Doğu Akdeniz'de
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından başlatılan petrol ve doğalgaz
arama faaliyetlerinin, Kıbrıs sorununun çözümünü zorlaştıran ve ülkeler arası gerilimi artıran bir rol oynadığının altı çizilmiştir. Türkiye'nin bölgesinde hiçbir oldu bittiye göz yummayacağı ve bölgesel hak ve menfaatlerini koruyacak adımları uluslararası hukuk çerçevesinde ve
KKTC makamlarıyla da ortak hareket ederek kararlılıkla atacağı kaydedilmiştir.''