Listeler ilk bakışta şunu söylüyor:
Meclis'te temsil edilen iki büyük partinin yönetimleri pek az bekleneni gerçekleştirdiler ve mevcut milletvekillerinin önemli bir bölümünü listelere koymadılar. Gelecek Meclis'in en fazla kadın milletvekilini sıralarında barındıracağı da şimdiden anlaşılıyor. Her parti listeleriyle merkezden oy alacak biçimde kendini konuşlandırmış durumda.
Bazılarının
CHP'de 'muhafazakâr', Ak Parti'de de 'solcu' bilinen isimleri görmekten pek mutlu olmadığını biliyoruz. Özellikle Ak Parti'yi
tercih eden aydınlar üzerinde bir
baskı oluşturacak tarzda yayınlar durmaksızın sürdürülüyor. Oysa sağ ile sol arasındaki çelişki, hiç değilse bizim ülkemizde, eskisi kadar belirleyici değil; temel çelişki
demokrasi ile vesayetçi rejim taraftarları arasında yaşanıyor. Ak Parti'nin listelerinde seçilecek yerlere yerleştirdiği dâvetli isimler, bu partinin demokratik çekirdeğini teşkil edecek bir zenginlik...
DSP'nin bir düzine kadar milletvekili çıkarmayı garantileyince CHP ile ittifaka sımsıkı yapışmasının paraleli sağda gerçekleşmedi, bu da bazılarını şaşırttı. “Neden?” sorusuna türlü çeşitli cevaplar veriliyor ve cevapların çoğu da başarısızlığa gerçekten bir anlam kazandırıyor. Solda yaşananın merkez sağda gerçekleşmeyişini daha iyi anlamaya yarayacak gerekçeyi sosyolojide aramak şart: Birleşemeyen partiler, kendilerine her zaman 'merkez' muamelesi yapılsa dahi, o yoldaki iddialarını çoktan yitirmişlerdi; Türkiye'nin sosyolojik merkezini sağda çoktandır Ak Parti temsil ediyor.
CHP'deki buluşmaya benzer bir arayışı Ak Parti etrafında gerçekleştirmek akla gelseydi başarılı olunabilirdi; nitekim -herkes soldan dâvet ettiği isimlerle meşgul edildiği için henüz tam fark edilmiyor, ama- Ak Parti sağdan simge isimlerle de listelerini takviye etti. Önümüzdeki
seçim, eğer anormal şartlarla sandığa sürüklenmezsek, Ak Parti'nin merkez sağa iyice yerleşmesini getirecek…
Soldan aldığı isimler ise, bir sonraki seçimin stratejisini belirleyecek önemde bir atılım; çünkü Ak Parti'nin 'demokratik çekirdeği' gelecek dönemde CHP'yi demokrasi kulvarına yönlendirmeye yarayacak... 2002-2007 arası dönem, CHP'nin sürekli Ak Parti'yi köşeye sıkıştırma hamleleriyle, siyaseten heba oldu; listelerine daha çok yeni yüzleri doldurması, en mutena yerlere 'demokratik çekirdek' takviyesi yapması, taktiği deşifre ediyor: Yeni dönemde Ak Parti CHP'yi demokrasi platformuna çekmeye çalışacaktır.
Tabii, bunu yapabilmek için, sandığın yeniden iki partili Meclis tablosu çıkarması gerekiyor.
Bu açıdan bakıldığında partilerin neden sadakatlerini defalarca ispatlamış eski milletvekillerini feda etmek zorunda kaldıkları daha iyi anlaşılabiliyor. Seçmeni yalnız yeni vaatlere dayalı programlarıyla değil, yenilenen vitrinleriyle de ikna etmeleri gerekiyordu Ak Parti ile CHP'nin… Yakın geçmişte pek fazla örneği bulunmayan en geniş milletvekili tasfiyesinin şimdi yapılıyor olmasını ve kadın
aday bolluğunu bu zorunluluk belirledi.
Partilerde sevdiğimiz milletvekillerinin gelecek Meclis'te bulunmayacak olması bizim gibi siyaseti dışarıdan izleyen gözlemciler için bile üzücü; ama bugünün şartlarının parti yönetimlerini böyle bir ilke kararı almaya zorladığı da ortada. Şaşırtıcı olan, merkezdeki iki partinin aynı ilke kararı alabilmiş olması…
Partiler şu günlerde liste sarsıntısını en az zararla atlatma çabasına girecek, artçı şokları etkisiz bırakmanın yollarını arayacaklardır.
Doğrusu elbette önseçimli listelerdir, ama bizde henüz o günler ufukta görünmüyor.
FEHMİ KORU- YENİ ŞAFAK