YUSUF ZİYA CÖMERT- YENİ ŞAFAK
Libya'ya yönelik
operasyonda savaş koalisyonunun liderliğine soyunan
Sarkozy'yi eleştiren
Başbakan,
Fransa Cumhurbaşkanı'nın
seçim yatırımı yaptığını söyledi.
Paris zirvesini 'Sarkozy'nin durumdan vazife çıkarması' olarak yorumlayan Erdoğan "Sarkozy,
Türkiye ve ABD olayın dışında kalsın istiyor" dedi. Başbakan Türkiye'nin Libya'ya muharip güç göndermesinin de söz konusu olmadığını ifade etti.
Başbakan, Cidde dönüşünde gazetecilere açıklama yaptı.
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, Cidde dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Türkiye'nin Libya'ya muharip güç göndermesinin mümkün olmadığını belirten Başbakan Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'yi de sert bir dille eleştirdi. BM'nin Libya kararının ardından düzenlenen Paris Zirvesi'ni Sarkozy'nin durumdan 'vazife çıkarma arayışı' olarak değerlendiren Erdoğan, "Kimse Sarkozy'ye 'gel böyle bir görev üstlen' demedi. Sarkozy kendi kendine böyle bir adım attı. Fransa'daki kamuoyu araştırmalarında Sarkozy'ye
destek düşük çıktı. Buradaki kaybını 'bu tür bir çıkışla acaba toparlayabilir miyim?' gibi bir tasarrufun içerisine girdi. Bunu yaparken de birinci derece de AB'yi kullandı" dedi. Başbakan Erdoğan, BM
Güvenlik Konseyi'nin kararını ise şöyle değerlendirdi: Alınan birinci karar hava sahasıyla ilgili. İkincisi ise insani amaçlı yapılacak
yardımlarla ilgili bir karar. Burada askeri operasyonlara müsade eden herhangi bir şey söz konusu değil. Tabi burada özellikle 'No fly Zone' ile alakalı böyle bir kararın çıkması da birşeylerin sinyalini veriyor. Çıkan kararda 'insani amaçlı uçuşlar hariç' diye bir ifade geçiyor. Tabi bunlarla ilgili olarak da kararı alanlar sadece yazılı ya da görsel medya aracılığı tebliğ etmiş oldular. Kimse
Kaddafi'yi arayıp bir bildirimde bulunmadı.
KADDAFİYE ÇEKİLMESİNİ SÖYLEDİM
Kaddafi ile üç kez görüştüğünü de açıklayan Başbakan Erdoğan bu görüşmelerde Kaddafi'den kibar bir şekilde, 'özellikle de Libya
halkının kabulleneceği bir isim sunmasını' istediğini belirtti. Erdoğan, Kaddafi'ye "siz madem şu anda resmi görevli değilim niye çekileceğim diyorsunuz, o zaman bu işi resmen üstlenebilecek, sizin de güvendiğiniz, Libya halkının güveneceği bir ismi sunabilirsiniz" dediğini kaydetti. Ne yazık ki bu yolun izlenmediğine işaret eden Başbakan sözlerine şöyle devam etti: "Daha sonra oğluna da söyledim. Libya Başbakanı beni iki kez aradı, aynı şeyleri söyledim. Netice çıkmadı. Bu arada ne yazık ki ağır
silahlarla Libya halkına yönelik operasyonlar yürütüldü."
'MUHARİP GÜÇ VERMEYİZ' DEDİK
Önceki gün
akşam İngiltere Başbakanı ile
telefon görüşmesi yaptıklarını aktaran Başbakan Erdoğan, görüşmenin yarım saat sürdüğünü belirtti. Erdoğan "Ben kendisine 'Türkiye Paris'e davet edilmedi ve biz sizinle bu görüşmeyi keşke Paris toplantısından önce yapabilseydik' dedim. 'Beklentiniz nedir' diye sordum. 'Burada NATO neyi hedefliyor? Eğer insani amaçlı olarak böyle bir şey yapılacaksa bu konuda biz başından bu yana desteğimizin olacağını söyledik. Fakat burada NATO kalkıp da Libya'nın yeraltı zenginliklerini peşkeş çekmek için görev ifa edecekse Türkiye olarak olamayız' dedik" diye konuştu.
Bingazi Havalimanı'nı Türkiye olarak yardım üssü olarak üstlenebileceklerini
İngiliz Başbakan'a anlattıklarını söyleyen Erdoğan, "Aynı şekilde
denizde,
Girit ile Bingazi arasını deniz kuvvetlerimizle
kontrol edebiliriz. Fakat muharip güç olarak Türkiye düşünülecek olursa yer alamayız" ifadelerini kullandıklarını söyledi.
LİBYA HALKINA BOMBA YAĞDIRAMAYIZ
Türk uçaklarının, Libya halkına
bomba yağdırmasının mümkün olamayacağını dile getiren Erdoğan, böyle bir şeye sıcak bakmayacaklarını belirtti. Erdoğan,
İngiltere Başbakanı ile 'irtibat halinde olma' noktasında mutabık kaldıklarını anlattı. Sarkozy'nin Libya konusunda NATO'nun devreye girmesini istemediğini, operasyonu AB'nin götürmesini istediğini de vurgulayan Başbakan Erdoğan,"Sarkozy, ABD ve Türkiye işin dışında kalsın düşüncesinde" dedi. Erdoğan 'İngiltere Başbakanı somut olarak ne talep etti?' sorusu üzerine şu cevabı verdi: Libya'da birlikte çalışalım istedi. Biz 'taleplerinizi somut olarak iletin bakalım' dedik. 'Libya'nın geleceği açısından Kaddafi'nin durumunu nasıl görüyorsunuz?' sorusuna Başbakan Erdoğan "Hafta sonuna kadar kalır kalamaz, bunları konuşmak bana göre anlamsız"
yanıtını verdi. Erdoğan şunları ilave etti: "Ben artık diyorum ki bunun kararını bırakalım Libya halkı versin. Burada Libya halkı kendi kaderini belirlesin, bunun önünü açalım..."
LİBYA İKİNCİ IRAK OLMASIN
Başbakan Erdoğan'a sorulan diğer bir soru "
Irak benzetmesi yapılıyor. Siz Irak'ı örnek gösteriyorsunuz. Yeni bir Irak mı olacak?" oldu. Erdoğan bu soruya şu şekilde yanıt verdi: Baştan bu yana söylüyoruz; Libya ikinci Irak olmasın istiyoruz.
Afganistan ve Irak,
Amerika için sınavdır. Oralara bakarak çok farklı bir değerlendirme yapacaklardır diye düşünüyorum. Amerika ile birlikte oraya 40 civarında
ülke asker gönderdi. Oraya da NATO girmedi, BM' den çıkan bir kararla girdiler. O gün bugündür 8 yıl geçti. 8 yıl içerisinde bir
medeniyet Irak'ta çöktü. Milyonu aşkın insan burada öldürüldü. Hala da hükümet yok.
LİBYA'NIN BÖLÜNMEMESİ GEREKİR
Libya'da halkının iradesine saygı duyulmasının Libya'daki süreci rahatlatacağını dile getiren Erdoğan, Libya'nın bölünmemesi gerektiğinin altını çizdi. Erdoğan "Libya halkının safiyetine inanıyorum. Son üç yılda yakından daha da tanıdım. Aslında özgürlükçü bir halk. Özgürlüklere inanmış bir halk. Orada da bir parlamenter yapının açılması, ama asla Libya'nın bölünmemesi gerekir. Kimse de Libya'nın petrolü üzerinde
hesap yapmamalıdır. Libya Libyalılarındır tezini işlemek lazım" diye konuştu.
"Artık 40 yıl önceki Libya yok" diyen Erdoğan, Türkiye'nin iki tarafla da görüştüğünü söyledi. Erdoğan, "Artık çözüme yürümemiz lazım. Artık mevcut yönetimle yürümek mümkün değil. Kesinlikle çekilmesini bir defa istiyorlar. Bu ön şart" ifadelerini kullandı. Başbakan Erdoğan, 'İş hacmini ve ticari çıkarları nasıl koruyacağız?' sorusuna şu cevabı verdi: "Teminatlar yönünden sıkıntı yok. Alacak noktasında müteahhitlerin ciddi bir alacağı olduğunu zannetmiyorum. En son Kaddafi'yle konuştuk ve alacakları ödemişlerdi. Dolayısıyla müteahhitlerin alacak sorunu yok."
Beşşar Esad'ı da uyardım
Suriye'deki olayları da değerlendiren Başbakan Erdoğan "Son Suriye seyahatim de bunu sayın
Beşşar Esad ile konuştuk. Suriye'de de böyle bir sürecin gelişmesi ve bunun özellikle bir mezhebi yaklaşımla ele alınmasının tehlikeli olabileceğini konuştuk. Sayın Beşşar'ın bölgedeki diğer ülkelerde olanlardan da özellikle ibret alıp aynı yolu denemeden çok daha demokrat bir tavır içerisinde çıkış yolu bulmasının isabetli olacağını açık ve net olarak söyledim"dedi.
Önceliğimiz Tatlıses'in sağlığı
Ünlü
sanatçı İbrahim Tatlıses'e yönelik soruları da cevaplayan Başbakan Erdoğan, faillerin kısa sürede yakalanmasının
emniyetin bir başarısı olduğunu kaydetti. Şu anda önemli olanın ünlü sanatçının
sağlık durumu olduğunu kaydeden Erdoğan, suikasta ilişkin
PKK bağlantısı ile ilgili soruyu "Gün doğmadan neler doğar. Nihai neticeye bakalım" diye cevapladı. Erdoğan şunları söyledi: "Ben İbrahim
beyin son halini görebilmiş değilim. Başhekimle ve en son Derya hanımla görüştük. İyiye gittiği söylendi. Şu Tatlıses'in adaylığından çok öncelikle sağlığını sıhhatini düşünmek zorundayız. Aksi taktirde şık olmaz. Emniyet boyutunda güvenlik güçlerine çok teşekkür ediyorum. Gerçekten ilk andan itibaren sürekli irtibat halinde olduk. Bu kadar kısa zamanda meydana çıkarmış olmaları takdire şayandır."
Abdestimizden şüphemiz yok
Wikileaks'in açıkladığı Türkiye'ye ilişkin belgeler de Başbakan Erdoğan'a soruldu. Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmayacağını belirten Erdoğan "O zaman Wikileaks'in eteklerinde ne varsa döksünler görelim. Şu ana kadar beni rahatsız edici bir şey görmedim. 8 yıllık başbakanlık döneminde her hangi bir rahatsız edici eylemim olmadığı için rahatım. Dikkat ederseniz her zaman bir şey söylüyorum. Kılıçdaroğlu 'telefonlarım dinleniyor' demeden ben çok önce demiştim 'telefonlarım dinleniyor' diye. Bu ülkede telefonlar yapması gerekenler tarafından değil, başkaları tarafından da dinlenmesi mümkün" ifadelerini kullandı.
Güvenlik güçleri operasyon yapma meraklısı değil
Başbakan Erdoğan'a
terör soruları da yöneltildi. 'Terör örgütü bugün itibariyle eylemsizliği bırakacağını açıkladı. Sizin açıklamalara yaklaşımınız nasıl?' sorusuna Erdoğan şu yanıtı verdi: Birkaç aydır konuşuluyor. Bizim bu konuyla ilgili söyleyeceğimiz hiçbir şey yok.
Hükümetiz. Devleti terör olaylarına karşı şu ana kadar nasıl yönettiysek yine aynı şekilde yapacağız. Almamız gereken tedbirler neyse almak durumundayız. Şunu ben tekrar diyorum iki de bir gündeme getiriliyor. Operasyonlar durdurulsun, güvenlik güçleri operasyon meraklısı değildir. Operasyonu gerektirecek bir durum varsa, operasyonu yapmama hakkına da güvenlik güçleri sahip değildir. Çünkü bunun için vardırlar. Can ve mal güvenliğini sağlayacak, tüm bunlar için var. Güvenlik güçlerimizin de polisimizin de kendilerini operasyona sevk edecek bir sıkıntı olmadıktan sonra hiç birisi operasyon yanlısı değildir. Burada
terör örgütü silahı bırakmalıdır. Kalkıp da güvenlik güçlerimizin silah bırakması istenirse bu hiçbir yerde yoktur
DEMOKRATİK AÇILIM SÜRÜYOR
Demokratik
açılımların da devam ettiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, süreçle ilgili soruya şu karşılığı verdi: Süreç devam ediyor. Gerek uyum yasalarıyla, gerek diğerleriyle. Seçimden sonra beklenen, istenen tablo Meclis'te oluşursa zaten yeni bir anayasayı gündeme taşıyacağız. Ön çalışmalar devam ediyor. Bunun dışında halk ve STK'lar çalışmalar yapıyor. Hepsiyle görüşüyoruz. Seçimden sonra da arzu edilen tabloyu oluşursa adımı atarız.