Lahika da cuntanın işi çıktı

AKP ve Gülen’i Bitirme Planı’nın orijinali ile birlikte gönderilen 22 Temmuz seçimini değerlendirme raporunun, Taraf’ın 20 Haziran 2008’de yayımladığı Lahika’nın üst raporu olduğu ortaya çıktı.

Lahika da cuntanın işi çıktı

Lahika’da yüksek yargının ordu çizgisine çekilmesi hedefi vardı. Öte yandan siyasete müdahale planlarını imha operasyonuna katılan beş er için davetli ihtarda bulunan Ergenekon savcıları, Genelkurmay Karargâhı’nda da arama yapabilir. Hukukçulara göre bunun için savcıların sadece Genelkurmay Başkanlığı’na bildirimde bulunması yeterli İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın orijinaliyle birlikte savcılığa gönderilen belgeler arasında yer alan 2007 tarihli Harekat Başkanı Korgeneral Nusret Daşdeler imzalı Ek-B kodlu evrakın, Taraf’ın 20 Haziran 2008 tarihinde yayımladığı Lahika’nın üst raporu olduğu ortaya çıktı. Dün basına da yansıyan Nusret Taşdeler imzalı raporda, 2007’deki seçimlerin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yapması gereken harekat planı kapsamlı bir şekilde anlatılmıştı. Belgede dün gözlerden kaçan ilginç bir ayrıntı vardı. Taşdeler imzalı belgenin numarası “1700/07.” Beş sayfalık planın sekizinci maddesinde TSK’nın imajının düzeltilmesi için hazırlanmış olduğu söylenen bir “Bilgi Destek Planı”nın EK-A da üst makamlara sunulduğu belirtiliyordu. İhbar mektubuyla birlikte bu belgeyi savcılara gönderen subay, EK-A olarak tarif edilen belgeyi savcılığa göndermemiş, bu belgenin ne olduğu kamuoyunca merak konusu olmuştu. Korgeneral Taşdeler imzalı belge geçtiğimiz yıl 20 Haziran 2008’de Taraf’ın ortaya çıkardığı, “Genelkurmay’ın Türkiye’yi biçimlendirme planı” olarak bilinen Lahika raporu. Lahika raporunun numarası da 1700/07 ve üst sağ köşesinde EK-A ibaresinin olduğu açıkça görülüyor. ‘Ordu çizgisine çekin’ talimatı Hatırlanacağı gibi 20 Haziran 2008 tarihli Taraf’ta yer alan Genelkurmay’ın Türkiye’yi biçimlendirme planı ayrıntılarıyla yer almış ve büyük tartışmalara neden olmuştu. Haberde, Yargıçlar’ın ordu çizgisine çekileceği, Genelkurmay Başkanlığı’nın, “Üst yargı organı başkanlarının TSK ile aynı paralelde hareket etmelerinin sağlamayı amaçladığı” ortaya çıkmıştı. Lahika belgesinde, Genelkurmay’ın, hükümeti “İrticai faaliyetlere zemin hazırlamakla”, yeni anayasa paketini ise “milli devlete karşı” olmakla suçlayarak karşı eylem planı hazırladığını gösteriyordu. Bu amaçla; basın mensupları ve medya kanallarının düzenli temasla yönlendirileceği, ve yandaş kılınacağı açıklanıyordu. Lahika’da, yüksek yargı ve medyanın yanı sıra üniversiteler ve sanatçılarla da temasın korunması ve TSK çizgisinde davranmalarının sağlanması öngörülüyordu. TSK muhaliflerinin yıpratılacağı da raporda yer almıştı. Lahika olarak adlandırılan Genelkurmay Bilgi Destek Planı’nda bu konu şu cümlelerle yer almıştı: “Bazı sanatçı ve yazarların desteklenmesi ve ön plana çıkarılması, TSK karşıtı fikir ve eylemleri ile bilinenlerin yıpratılması hedef alınacaktır.” “DTP unutulmamış terörist” Lahika’da ayrıca kanaat önderlerinin TSK tarafından yönlendirileceği de ifade edilmişti. Çizelgenin 12. maddesinde TSK’yı yıpratma kampanyalarının etkisiz kılınması için kanaat önderlerinin masraflarının doğrudan veya dolaylı olarak karşılanması gerektiği belirtiyordu. Lahika’da Demokratik Toplum Partisi de “unutulmamış terörist” olarak görüldüğünün devamlı vurgulanacağı açıklanmıştı. “DTP muhatap kabul edilmeyecek” denilen Lahika planında, “Teröre sağlanan desteğin bedelsiz kalmayacağını bölge halkına hissettirmek için sıklıkla arama, operasyon düzenleneceği, Irak’ın Türkiye sınırında yaşayan sivillerin vurulacağı” da yazıyordu. Karargâh’tan çifte açıklama Bu haberin yayımlanması üzerine aynı gün Genelkurmay “Kayıtlarımızda, Komuta Katı tarafından onaylanmış böyle bir resmi evrak veya plan bulunmamaktadır” açıklamasını yaptı. Bu açıklamadan sekiz gün sonra şu açıklama geldi. “Türk Silahlı Kuvvetleri’nde böyle bir plan kesinlikle mevcut değildir. Bu sözde planı üreten, Genelkurmay Başkanlığı’na mal eden veya kendilerine ulaşan her belgeyi doğru kabul ederek yayımlayan anlayışın; ne kadar etik, demokratik ve yasal olduğu ortadadır.” TSK’da yeni soruşturma Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), İrticayla Mücadele Eylem Planı’nı “kağıt parçası” olmaktan çıkaran belgenin orijinalinin Karargah dışına sızdırılması ile ilgili yeni soruşturma açtı. Alınan bilgiye göre soruşturma kapsamında belgenin altında imzası bulunan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’in görev yaptığı birimin tüm personeli sorguya alındı. Savcılar Karargâh’ta delil arayabilir İrticayla Mücadele Eylem Planı’na ilişkin Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek ıslak imzalı belgeye ilişkin tartışma sürüyor. Hukukçulara göre, plana ilişkin soruşturmayı yürüten ve belgeleri yok etmeye katıldıkları iddia edilen beş erin ifadesinin alınması için davetli ihtarda bulunan Ergenekon savcılarının hukuksal olarak Genelkurmay Karargâhı’nda delil araması yapabilir. Taraf’a konuşan eski savcılardan Sacit Kayasu, Ergenekon savcılarının gerekli gördüğü takdirde soruşturma kapsamında Genelkurmay Karargâhı’nda delil araması yapabileceğini söyledi. Ancak savcıların doğrudan doğruya Karargâh’a gidemeyeceğinin altını çizen Kayasu, bunun için bir bildirimde bulunmasının yeterli olabileceğine dikkat çekti. “Bu bildirim, askeri savcılığa, askeri mahkemeye veya arama yapılacak herhangi bir tabursa yahut tugaysa tugay komutanlığına yapması yeterlidir” diyen Kayasu, şöyle devam etti: “Eğer bildirime olumsuz yanıt verilirse savcılar bu kişiler hakkında işlem başlatabilir. Bu işlem duruma göre değişir. Suç vasfı delil karartma, görevi ihmal, görevi kötüye kullanma durumlarından hangi durum ortaya çıkmışsa bu konuda işlem yapılır. Bildirimde bulunulmadan askeri bir mahalde aramaya gidilmesi durumunda içeri alınmazlar. Bu durumda bir çatışma yaşanır. Bunun yaşanmaması için askerlerle birlikte müştereken arama yapılmalı. Zaten Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan da buydu.” Gazeteci yazar Taha Akyol ise soruşturmayı yürüten savcıların Genelkurmay’da delil araması yapabileceğine dikkat çekti. Genelkurmay’ın ıslak belge dolasıyla kendi bünyesinde disiplin soruşturması açabileceğini belirten Akyol, “CMK 250. maddesinde yapılan değişikle bu tür suçlarda yetki tamamen adli yargıya devredilmiştir. Sadece duruşmanın sivil mahkemede değil, soruşturmanın da sivil yargının yapmasını öngörüyor. Soruşturmayı yürüten askeri savcılar, herhangi bir tapu dairesinde nasıl arama yapıyorsa Genelkurmay’da da öyle yapabilirler. Benim senin evin nasıl aranıyorsa orası da aranabilmelidir. Genelkurmay dokunulmazlığa sahip değildir. Savcılar yanına askeri kişileri de alarak bu soruşturmaya katılabilirler” dedi. TARAF
<< Önceki Haber Lahika da cuntanın işi çıktı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER