Halkın Sesi Partisi (
HAS Parti) Genel Başkanı
Numan Kurtulmuş, 'Allah'ın Sadık
Kulu: Barla' filminin Türkiye'de bir zamanlar milletin inançları ile ne kadar oynanıp, ne kadar
baskı altında tutulduğunu göstermesi açısından önemli olduğuna dikkat çekerek, filmde hayatı konu edilen
Bediüzzaman Said
Nursi Hazretlerinin hakları iade-i itibar edilmesi gerektiğini söyledi.
Kurtulmuş, Kentpark AVM'de Bediüzzaman
Said Nursi Hazretlerinin hayatını anlatan "Allah'ın Sadık Kulu: Barla" adlı filmi izledi.
Film çıkışında Cihan muhabirinin sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, filmde emeği geçen herkese teşekkür etti. Kurtulmuş, filmin Türkiye'de milletin inançları ile ne kadar oynandığını ne kadar baskı altında tutarak, kendi kökenlerinden kopartılmaya çalışıldığını anlatan çok güzel bir film olduğunu kaydetti.
Milyonlarca insanın hala eserlerinden faydalandığı Üstad Hazretleri'nden iade-i itibar yapılması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, "
Bediüzzaman Said Nursi'nin şahsında da ve bütün onun gibi insanların şahsında da iade-i itibar yapılması gerekiyor. Milyonlarca insanın sevip saydığı eserlerinden faydalandığı Said Nursi'nin mezarının nerede olduğu bile belli değildir. Bunların ortadan kalkması gerekir." dedi.
Türkiye'de imanın bu kadar yaygın şekilde yaşanmasını Bediüzzaman Said Nursi gibi ihlaslı insanların zor şartlarda hareket etmesine bağlayan Kurtulmuş, bu durumun tarih boyunca İslam'ın bugüne gelmesindeki en büyük dayanak olduğunu savundu.
Kurtulmuş ayrıca, filmde kendisini en çok etkileyen sahnenin Üstad Hazretleri'nin Barla'dan ayrıldığı son sahne olduğunu belirterek, "Artık ben buradan gidiyorum diyerek gariban şekilde, mazlum bir şekilde getirildiği Barla'dan o gidiş sahnesi artık o gidişini kendisinin anlamış olması." diye konuştu.
Kurtulmuş,
Dersim tartışmalarına da film üzerinden değindi. Başbakan'ın Dersim halkından yaptığı özre atıfta bulunarak sadece özrün kafi gelmediğini vurgulayan Kurtulmuş, "Dersim'in
İstiklal Mahkemelerinin bütün o dönemin bir sürü hukuk dışı olaylarının ortaya çıkması lazım. Sadece özür dileriz demek kafi değil. Bu dönemde yaşanan yanlışlıkların
TBMM tarafından özürle ortaya çıkartılması lazım." dedi.