Kurtlar Vadisi-Sansüristan
Türkiye'yi 23 yıldır can evinden vuran
terör belasının perde arkasını açıklamak üzere geçen hafta yola koyulan 'Kurtlar Vadisi' dizisi "laik-demokratik bir hukuk devleti!" olan "Sansüristan Cumhuriyeti"nde uğradığı hunhar bir suikast sonucu yayından kaldırıldı!
KV'nin
sansürlenmesi ile birlikte 'Yasakçı Türkiye' filmi yeniden vizyona girmiş oldu.
Dizinin
RTÜK eliyle susturulması 'Milli Şef' dönemine yakışan bir uygulamadır. Eh, bu ayıp da RTÜK'e yeter...
Şiir okuduğu için hapse atılmış bir başbakanın yönettiği Türkiye'de terörün arka planını açıklayacağını söyleyen bir dizi, uğradığı sansür neticesinde hayatını kaybediyorsa "fikir ve ifade hürriyeti" söylevleri havada kalmaya mahkum demektir. "Suçlu"
Polat Alemdar'ı canlandıran
Necati Şaşmaz'ı kodese tıkmanın da tam zamanıdır!
İlk bölümünü 30 milyon kişinin seyrettiği bir dizi on üç bin kişinin RTÜK'e şikayet etmesi sonucu ekrandan kaldırılıyor ve
yayın yasağı "
halk böyle istiyor" diye izah ediliyorsa; yemezler bu numarayı...
"KV'deki şiddet görüntüleri" gerekçesi de fasondur. Dizinin birinci bölümünde şiddet sahnelerinin ihtimam gösterilerek büyük ölçüde azaltılmış olduğunu (ilk bir saatinde hiç yoktu) hep beraber gördük. Yani, dizinin yapımcıları geçmişten gelen eleştirileri dikkate almışlardı. Gel gelelim, "şiddet" bahane "sansür" şahane idi...
KV karşıtı propagandada -
reyting mağlubu televizyonlar dahil basının büyük kısmı kullanıldı...
"KV faşizme ait bir alandır;
ırkçılık ve ayrımcılık yapıyor" savları; gerçek dışı, çürütücü ve kirli bir propagandadır: KV, "Türk-
Kürt kardeşliğini en güçlü mesajlarla vurguladığı halde" diziye karşı böyle bir suçlamada bulunmak en hafifinden "kötü niyet"le izah edilebilir. KV'yi bitiren sansürün bizatihi kendisi faşizme ait olan alana dahil bir uygulamadır...
KV-Terör dizisinin, 40 bin insanımıza kıyan/Türkiye'ye 300 milyar dolar kaybettiren Terör Kumpası'nın gerçek yüzünü açıklamaya niyet etmesi dizinin
linç edilmesinin arkasındaki asıl sebeptir...
Diziyi hiç seyretmediği halde ona bodoslama saldıran kimileri KV'nin Kürtler'i aşağıladığı yalanını hiç utanmadan söyleyerek
ayran kabarttılar...
KV'nin gerçekte ne anlattığı hakkında hiçbir şahsi gözlemi olmayan DTP yöneticisi
Sırrı Sakık, KV'ye hükümetin müdahale etmesini istemişti: Dizi sansürlendiğine göre şimdi herhalde şıkır şıkır oynuyordur! Fikir özgürlüğü nutuklarının/yazılarının yılmaz kalemleri de KV'nin sansür edilmesinden memnun görünüyorlar. "Özgürlük Manşetlerinin Şampiyonu"
Star gazetesi KV'nin uğradığı sansürü zerre kadar dert etmediği gibi, KV'nin yapımcıları için sıkılmadan "
Tehdit edip gittiler" yalanını savurabiliyor...
"KV'ye Sövgü Cephesi"nin Altaylı'sı "Teke Tek'çi Leon" ise "
Genelkurmay diziden ciddi rahatsız" diye feveran ediyor: "Askerler dizide terörle mücadelenin bir
mafya grubuna mal edilmesinden" yakınmışlar! Polat Alemdar'ın "mafya lideri"ni değil tersine "mafyayı çökertmiş gizli bir devlet görevlisi"ni oynadığını Genelkurmay atlamış olmalı!
Elbette, asıl sorun bu değil. Ya? Genelkurmay, gerçek hayatta
silah üzerine yandaşlarına
yemin ettiren Kuvayı Milliye Derneği Başkanı
emekli Albay Fikri Karadağ'dan ve faaliyetlerinden rahatsız değil; "
sanal karakterler"den rahatsız, öyle mi?
*Final: KV'ye sansürün, KV/
Irak filmini bir türlü unutamadığı söylenen
Beyaz Saray sakinleri ile Yerli Neo-Con'ları sevindirdiğine kuşku yok. Buna mukabil, 'KV Sansürü' maksadının aksi bir sonuçla karşılaşacak ve kapalı gözlerin açılmasını sağlayacaktır. Son tahlilde, bu topraklarda yaşayanların "Türkiye'nin Büyük Sırları"nı öğrenmesi engellenemeyecektir!
TAMER KORKMAZ- ZAMAN