İzmir'de şehrin muhtelif yerlerine asılan LÖSEV ve Büyükşehir Belediyesi amblemi taşıyan afişler ile
hasta çocukların fotoğrafının yer aldığı vakfın resmî internet sitesinde 'Kurban kesmiyoruz ama hayat kurtarmaya devam ediyoruz' sloganıyla
bağış toplanıyor. LÖSEV'in tutumunu 'haddi aşan çalışma' şeklinde değerlendiren
Bağımsız Diyanet-Sen Genel Başkanı Ömer Labçin,
kurban ibadetinin yerine gelmesi için hayvanın kesilmesinin şart olduğunu vurguladı. Yaşanan tartışmalar üzerine açıklama yapan Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı da benzer uyarıda bulunmuştu: "Kurban bedelini bağışlamak suretiyle ibadet ifa edilmiş olmaz."
LÖSEV'in astığı afişler ve 'www.losev.org.tr' adlı resmi sitesinde yaptığı bağış çağrısı, din görevlilerinin,
sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların tepkisini çekti. Sitede, hasta çocukların fotoğrafının yer aldığı, 'Kurban kesmiyoruz ama hayat kurtarmaya devam ediyoruz. Kurban bağışlarınızı ne yapıyorsunuz diye neden bize sormuyorsunuz?' şıkkının seçilmesi isteniyor. Burada ise, "Bu bonfileleri, kuşbaşını, kıymayı, sucuğu biz yedik, bu etler sayesinde iyileştik." deniyor. Yazının devamında da, "Eğer yüce dinimiz yoksulun, elinde avucunda olmayanın, hastanın ve yetimin et yemesini emrediyorsa, bunu neden yapmıyorsunuz? Hayırseverlerin inançları gereği dinî vecibelerini, niyetlerini yerine getirip
yardım ibadetlerini yapmalarını sağlayan LÖSEV'imizin her zaman yanındayız." denerek, yapılacak hayırların kurban kesmeyle eşdeğerde olduğu savunuluyor.
Din otoriteleri ise kurban ibadetinin kurban kesmeden olmayacağını belirtiyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun bu konudaki görüşü şöyle: "Fıkhi hükmü ister vacip ister
sünnet olsun kurban ibadeti, belirli şartları taşıyan hayvanların usulüne uygun olarak kesilmesiyle yerine getirilir. Kurban bedelini yoksullara ya da yardım kuruluşlarına vermek suretiyle ifa edilmiş olmaz. Şüphesiz
Allah Teâlâ'nın rızasını kazanmak niyetiyle fakir ve muhtaçlara yardım etmek, iyilik ve ihsanda bulunmak da Müslüman'ın önemli vazifelerinden biridir ancak bu iki ibadetten birini diğerinin seçeneği olarak algılamak, dinî açıdan doğru değildir."
Bağımsız
Diyanet Vakfı Sendikası Çalışanları Genel Başkanı Ömer Lapçin, "LÖSEV, kendi alanında güzel bir çalışma yapıyor ancak din adına konuşurken bağış toplamak için haddini aşmamalı. Bu din hepimizin, herkes kendi ihtisas alanında konuşmalı. Yoksa halkımızı yanlış yönlendirerek günaha girmelerine sebep olabilirler." dedi. İzmirli vatandaşlar da LÖSEV ve uygulamayı
destekleyen
büyükşehir belediyesine tepki gösteriyor. Belediyenin, sosyal amaçla faaliyet gösteren bir kuruma destek vermesinin doğru olduğunu, ancak söz konusu afişleri
kontrol etmesi gerektiğini savunan Halil Demir, "Yapılan son derece yanlış. İnanmayabilirsiniz ama bundan
rant elde etme yoluna da gitmemelisiniz. Hele hele bunu belediyenin desteğiyle yapmak çok kötü. Belediye yetkilileri, derhal bu afişleri kaldırmalıdır." diye konuştu. LÖSEV ve belediyenin, insanları bu şekilde yönlendirmesini doğru bulmayan Füsun Çabuk da, "Bu afişleri, açıkçası dinî bir sömürü olarak görüyorum. İnsanlarla alay eder gibi bir yaklaşım var. Oysa bize, 'bağışla, destekle' dense daha doğru olacaktı." dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ise afişlerdeki belediye ambleminin kendi bilgileri dışında konulduğunu iddia etti. LÖSEV İzmir Şubesi İdari İşler Sorumlusu Hüseyin Kıbıcı ise sosyal faaliyetler kapsamında afişlerin hazırlandığını ve belediyenin bilgisi dahilinde şehrin muhtelif yerlerine asıldığını söyledi.