Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamza Aktan, "Bu kişiler için 'kurban kesmiştir' diyemeyiz, varlıklı olanlar, bir kurban bedelini fakir-fukaraya dağıtmalı." dedi. Aktan, ikinci bir kurban parası çıkaracak gücü olmayanlarla ilgili ise "Böyle bir durumda yapılabilecek bir şey yok. O kişi de iyi niyetinin karşılığını alır ama kurbanı kesilmiş olmaz." diye konuştu. Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamza Aktan, CİHAN'a yaptığı açıklamada, vekaletini verdiği halde kurbanları kesilmediği ortaya çıkan vatandaşlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kurbanın, birinci gün bayram namazı kılındıktan sonra kesilmeye başladığını ve üçüncü gün sonuna kadar kesilebildiğini hatırlatan Aktan, "Bu süre içinde kesilirse kurban olur. Bunun dışında bir vakitte kesilirse kurban olmaz. Anlaşılıyor ki bu olayda, suistimal olmuş ve zamanında kesilmemiş." dedi. Bu durumda, varlıklı kişilerin kesilmeyen kurbanının karşılığı olarak, bir kurban bedeli miktarı fakir-fukaraya dağıtması gerektiğini söyleyen Aktan, "Böylece kesilmemiş kurbanın yerine, bir anlamda kaza yapılmış olacak ama kurban yine de kesilmiş olmaz. Kesilmemekten doğan sorumluluktan kurtulmak için bu yapılır." şeklinde konuştu. Aktan, ikinci bir kurban parası çıkaracak gücü olmayanlar konusunda ise şu değerlendirmede bulundu: "Vatandaşın, ikinci bir kurban bedeli çıkartıp sadaka olarak fakire dağıtma gücü yoksa, yapılabilecek bir şey yok. İyi niyet ile bir işe girmiştir ama kendi iradesi, bilgisi ve isteği dışında kurbanı kesilmemiştir. Yine de iyi niyetinin karşılığını alır, iyi niyeti boş kalmaz.Yalnız kurbanı kesilmiş olmaz, 'kurban kesmiştir' diyemeyiz. İyi niyetinin karşılığını Allah'tan alacaktır." Yaşanan olayın kul hakkı olduğunu vurgulayan Aktan, "Vebal burada, vatandaşa değil, vekaletini verdiği vekile aittir. Elbette bu olayın büyük bir vebali vardır." dedi. Prensip olarak kişinin kurbanı bizzat kesmesi gerektiğini belirten Aktan, bununla birlikte vakelet verilerek de kesilebileceğinin altını çizdi. Aktan, vekil marifeti ile kurban kesimleri noktasında şu uyarıda bulundu: "Vatandaş, kurban bedelini güvendiği bir kişi ya da kuruma vermeli. Her şeye rağmen, iyi niyet kötüye kullanılabilir. Vatandaşın kendisi sorgulayıcı olmalı, takip etmeli. Bir denetim mekanizması oluşturulmalı. Resmen de bunlar kendi haline bırakılmamalı, denetime tabi tutulmalı." (CİHAN)