Abdullah Gül ve Erdoğan'a
Yahudi suçlamasında bulunan
Yalçın Küçük'ün 1993 yılında Abdullah
Öcalan ile yaptığı
röportajında
terörist başına övgü dolu sözler sarfettiği ortaya çıktı.
Yalçın Küçük'ün 1993 yılında
Abdullah Öcalan ile yaptığı röportaj 'Diriliş Öyküsü' adıyla yayınlandı. Küçük'ün Abdullah Öcalan'a, 'Sizi çok sağlıklı ve güzelleşmiş gördüm. Bütün bu gürültülere, savaşa rağmen herhalde içiniz rahat olmalı' dediği ortaya çıktı. Yalçın Küçük'ün Abdullah Öcalan'ı öve öve bitiremediği sözlerini
Sabah Gazetesi yazarı
Nazlı Ilıcak köşesine taşıdı. İşte çok konuşulacak o sözler..
Kendilerine ulusalcı deyip, Türkiye'nin AB yolunda ilerlemesini
teşvik edenlere ise "vatan haini" gözüyle bakanlara şaşıyorum. Oysa, bu ulusalcıların arasında öyleleri var ki!
İşçi Partisi Başkanı Doğu Perinçek'in, 1991 yılında Abdullah Öcalan'ı ziyaret edip, Bekaa Vadisi'nde
PKK kıtasını teftiş ettiği, Apo'dan gülerek
çiçek aldığı fotoğraflara yansımıştı. Sonra ne hikmetse, en büyük Kemalist, en büyük ulusalcı o oldu.
Perinçek ile aynı çizgide bulunan Yalçın Küçük'ün ise, cemazi-ül evvelini,
Önder Aytaç ile Emre Uslu'nun
Taraf gazetesindeki makalesinden öğrendim. Sizlerle paylaşıyorum: Yalçın Küçük, 1993 yılında, Abdullah Öcalan ile yaptığı söyleşiyi "Dirilişin öyküsü" adıyla yayınlamış. İşte bazı bölümler:
Yalçın Küçük: Sizi çok sağlıklı, çok güzelleşmiş gördüm. Bütün bu gürültülere, savaşa rağmen herhalde içiniz rahat olmalı...
Sevgili Başkanım, mücadele sürüyor, savaş devam ediyor. Geçen yaz hem Halkın Emek Birliği için, hem de Bochum'daki Uluslararası Festival için gittiğimde şunları söyledim: 'Harran'ın altından kanallar açılıyor, üstü yeşerecek. Bu güzel ama, PKK ve özellikle lideri Apo, Kürt insanının başında gül bahçesi açtırıyor' dedim.
Abdullah Öcalan: Evet o cümleniz hayli anlamlı geldi. Ben de yazdığım kitapta 'Kürt başkaldırısı, Bedirhan isimli bir prensle başladı, sonra
yoksul bir Kürt çocuğunun liderliğine geldi; şimdi
halk emekçi bir Kürt'ün liderliğinde büyüyor' diyorum.
Y.K: Panellerde söylediğim şu: 'PKK ve lideri Abdullah Öcalan Kürtlüğü değiştirerek yükseltmek istiyor.' Bunun övgüyle kaydedilmesi lâzım...
Sevgili Başkanım, bana göre de, 1920'de Kemal Paşa, o lider kadrosu içinde en geride olan insandı. Ama çeşitli nedenlerle başkanlığı aldı ve sonunda 1930'lu yıllarda Kemalizm denilen yüzeysel, bir zaman için işleyen bir sistemi ortaya koydu. Ve bir müddet için Kürtlüğün üstünü örttü. Kemalizm'in arabesk bir yanı vardı; Arap dünyasında her şey yüzeyseldir, bütün figürler, derinliği olmayan figürlerdir. Kemalizm'i de felsefi alanda arabesk bir ideoloji olarak düşünebiliriz... Kemal Paşa Fransızları taklit etti; şimdikiler Amerikan taklidi oluyor. Yani ben artık Türklüğümden utanç duyuyorum. Kürtler o kadar yükselecek ki, Türkler yerin dibine girecek!
Bir yorum yapmak gerekirse, kısaca şunu söyleyebilirim: Ulusalcılıktan Ergenekon'a uzanan bir yolda böyle
hasta ruhlara rastlamak şaşırtıcı olmasa gerek.