Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ''irtica'' kavramının hukuki olarak bugüne kadar kullanılmadığını belirterek, kanunlarda, ''irtica suçu'' diye bir suç bulunmadığını, ''irtica suçundan'' bir iddianamenin tanzim edilemeyeceğini söyledi. Çiçek, ''Sizin irtica kabul ettiğinizi bir çok noktada
özgürlük olarak kabul eden var'' dedi.
Cemil Çiçek,
erken seçim olmayacağını, seçimin zamanında yapılacağını bildirdi.
AB sürecinin hiçbir zaman çok rahat geçmediğini belirten Çiçek, ''Soğanın acısını yiyen değil, doğrayan bilir'' dedi.
Çiçek, AB müzakere sürecinde çıkarılan
yasaların yüzde 99'unu kendi bakanlığının çıkardığını ifade ederek, bu değişikliler içinde son derece önemli demokratik açılımlar olduğunu kaydetti.
Kendisinin özgürlükçü olduğunu vurgulayan Çiçek, ''301. madde değişsin veya değişmesin'' demediğini anlatarak, olaya bütünlük içinde bakılması gerektiğini ifade etti.Çiçek, ''Anayasa'daki değişmez maddeler, 1,2,3 ve 174. maddeler dışında her madde değişir, 301 de dahil'' diye konuştu.
-''ORHAN PAMUK'UN KAR ROMANINI OKUDUM''-
Bir soru üzerine Çiçek, Elif
Şafak veya
Orhan Pamuk ile tanışmadığını, ancak Orhan Pamuk'un ''Kar'' romanını okuduğunu belirtti. Çiçek, kitap hakkında yorum yapmak istemediğini söyledi.
''Siyasi cinayetlerden,
ekonomik krize,
Cumhurbaşkanlığı seçimini etkilemeye yönelik gerilim
senaryolarının gerçekliği var mı?'' sorusu üzerine Çiçek, ''Müşterisi bulunursa her türlü kötü mal piyasaya sürülür.
Türkiye'de de bunun müşterisi var'' dedi.
Bu işlerin müşterisi olunca, pazarlamasını yapanın da üretimini yapanın da çıktığını ifade eden Çiçek, ''bir delinin kuyuya attığı taşla 30 gün memleketin huzurunun kaçabildiğini'' kaydetti.
-CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ-
Sorular üzerine Çiçek, Cumhurbaşkanlığı seçiminin, zamanında ve Anayasal çerçevede konuşulması gerektiğini vurgulayarak, seçim usulünün, kimlerin
aday olabileceğinin belli olduğunu söyledi. Çiçek, ''Bu kadar açık olan bir konuyu Türkiye'nin gündemine 1-1.5 sene önce getirmekle kimlerin eline ne geçti? Bunların gerilim,
tartışma konusu olması,
ülkeye yarar getirmedi'' diye konuştu.
Çiçek, hükümet ile
Genelkurmay ilişkilerini değerlendirirken de, demokratik sistemde ilişkileri kişiselleştirmenin, demokratik süreci iyi anlamamak anlamına geleceğini belirtti.
Anayasa'da herkesin görev,
yetki ve sorumluluklarının belli olduğuna işaret eden Çiçek, ''Bu ilişkileri Anayasal çerçevede ele almak yerine,
komplo teorilerine göre senaryo yazıyoruz'' dedi. Ülkede üretimin en çok bu alanda yapıldığını ifade eden Çiçek, sokaktaki vatandaşın derdinin bu senaryolar değil, ekonomi olduğunu söyledi.
-''İRTİCA SUÇU...''-
Çiçek, programa katılan gazetecilerden birinin ''Askerden sert açıklamalar var, ama hükümet sessiz'' şeklindeki sözleri üzerine, hükümetin, ''birisinin imasına, beklentisine göre açıklama yapmayacağını'' belirterek, ''O konuşmaların muhatabı hükümet midir?'' diye sordu.
İrtica kavramıyla ilgili bilimsel bir tespit yaptığını kaydeden Çiçek, irtica kavramı gibi bazı kavramların siyasi kavramlar olduğunu, irticanın hukuken ifade edilen bir kavram olarak bugüne kadar kullanılmadığını söyledi.Kanunlarda, ''irtica suçu'' diye bir suç bulunmadığına, ''irtica'' suçundan bir iddianamenin tanzim edilemeyeceğine işaret eden Çiçek, ''irtica''nın siyasi bir terminoloji olduğunu yineledi.
Bazı fiilerin ''irtica'' olarak algılanabileceğini, bu fiiller suç teşkil ediyorsa, bunun hukuk anlamında suç sayılacağını anlatan Çiçek, bunun uygulayıcılarının da yargı olduğunu söyledi. Çiçek, ''İrtica konusu siyasi bir konudur. Size göre şu çerçevede, öbürüne göre daha büyüktür. Sizin irtica kabul ettiğinizi bir çok noktada özgürlük olarak kabul eden var. Mesela kılık-
kıyafet, 'bırakalım' diyen de var, 'bu çağda bu kıyafet' diyen de... Siz bunu irticai bir şey olarak kabul ediyorsanız, hükümet neden muhatabı olsun?'' diye konuştu.
Cemil Çiçek, demokrasinin diyalogtan geçtiğini, bu kanalların tıkalı olmadığını ifade ederek, Silahlı Kuvvetler ile hükümetin her konuda bir araya geldiğini kaydetti.
-''DİN EĞİTİMİ YETERSİZ''-
Gazetecilerin, ''İrtica konusunda hükümetten bir açıklama gelmedi. Sizce bu ülkede irtica tehlikesi var mı?'' sorusuna karşılık Çiçek, Türkiye'de her fikrin, her düşüncenin aşırısı bulunduğunu, bunu eyleme dönüştürenler de olduğunu dile getirdi. Çiçek, ''Türkiye'de değişik düşüncelerin etkisi altında olan ve size, bana, hukuk düzenimize göre kabul edilmez kişiler olabilir. Biz bunları
terörist olarak kabul ediyoruz'' dedi.
Cezaevlerinde 38 ayrı örgütten kişilerin yattığını söyleyen Çiçek, ''Bunlar arasında işin bu tarafı da, bu tarafı da var. Bu ülkede kendi düşüncesini
silah zoruyla, yasa dışı yollarla gerçekleştirmeye çalışan, çizginin bu tarafından, öbür tarafından örgütler de var. Kastedilen buysa, var'' diye konuştu.
Toplumsal, birden çok sebebi olan bir olayı ceza hukuku tedbirleriyle çözmenin mümkün olamayacağını vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti:
''Eğitim noksanlığı var her alanda. En büyük eğitimsizlik, din eğitimi alanındadır. İnsanların bu ihtiyacını karşılayabilmek noktasında, devlet olarak doğru, sağlıklı bilgiyi vatandaşa vermemiz lazım.
15 yaşından
küçük bir çocuğunun din eğitimi konusunda gidebileceği bir devlet kurumu yoktur. Bu konuda Anayasal sorumluluk Diyanette. İnsanlarımız doğru bilgiyi bu kurumdan öğrenecek, işin şebekesi burası. Bu insanlara eğitim vereceksiniz, insanlar koli basilli su içmeyecek. İçince, niye içti?
17 bin camide din görevlisi yok, ama
ibadet yapılıyor.
İmam yoksa camiyi kapatacak mısınız? Görevli vermeye kalkınca
kıyamet koptu.
Kadro vermiyorsunuz, din adına birisi çıkıp hutbe okuyor, bu doğru değilse bile insanlar bunu din adına benimsiyor.''
Dini kullanmaya çalışan terör örgütlerinin de ortaya çıktığını, bir kısım insanların bunların kucağına düştüğünü anlatan Çiçek, ''Ceza Kanunu 50 defa da değiştirilse bu sorunun değişmeyeceğini'' belirtti.Devletin niteliklerine, rejime sadakatten şüphe etmeden oturup bu konunun çözüme kavuşturulması gerektiğini söyleyen Çiçek, din lafı geçen bir
düzenleme yapılmak istendiği takdirde bunun ön yargı nedeniyle engellendiğini savundu.
-TERÖR-
Sorular üzerine terör konusuna da değinen Çiçek, terör konusunun gündemde bulunmadığı hiç bir Milli
Güvenlik Kurulu toplantısı yapılmadığını söyledi.
İşin zorluğunun herkes tarafından bilinmesini isteyen Çiçek, terörün dışarıyla bağlantılı bir olay olduğunu söyledi. Çiçek, ''Bir başka ülke üzerindeki emellerini gerçekleştirmek adına, terörü enstrüman olarak kullanıyorlar'' dedi.
-''AVRUPA TAVUS KUŞU GİBİ...''-
Teröre
lojistik destek sağlayan ülkeler olduğuna işaret eden Çiçek, şunları kaydetti:
''İmralı'dakinin pasaportunu veren, teröre lojistik destek sağlayan ülkeler oldu. Ben AB karşıtı değilim, Türkiye için önemli ama 20 sene PKK'yı
terör örgütü olarak kabul etmediler.
Avrupa hala Fehriye Erdal'ı bulamıyor. 4 senede silah otomatik mi, ne olduğuna hala karar veremediler. Teröristlere destek sağlayacaksın, sonra da yüzün kızarmadan gelip bana 'Türkiye'de özgürlükler yok' diyeceksin.
Avrupa bugün tavus kuşu gibi. Hep kuyruğundaki
renklerin güzelliğiyle dış dünyada... Bir de ayağının çirkinliğine bakılsa, biz de daha iyi anlayacağız. AB konusunda biz samimiyiz, kararlıyız. Tavus kuşunun kuyruğundaki güzelliği, renk armonisini görelim, ama ayağının çirkinliğini de görmemezlikten gelemeyiz.''
Kuzey Irak'a bir operasyonun terör sorununu çözüp çözmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Çiçek, ''İsteriz ki, bu iş hemen, şu an, derhal çözülsün. Ama kısa vadeli alınacak tedbirler sınırlı'' dedi.
Çiçek, Avrupa'nın terör konusunda samimi olduğunu söylediğini belirterek, ama samimiyet adına somut adımlar atılmasını beklediklerini kaydetti. Cemil Çiçek, ABD veya Avrupa'nın yaptığı şeyler olduğunu ancak bunların Türkiye'nin beklentilerini karşılamadığını ifade etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisinin önemli olduğuna dikkati çeken Çiçek, ''ABD artık bizim NATO müttefikimiz değil, yakın komşumuzdur. Irak'taki en önemli kararların belirleyicisidir. Okyanus ülkesi değil, yanı başımızdaki komşumuzdan bahsediyoruz'' dedi.