DEDAP sözcüsü Avukat Özcan Aksoy, bir grup
avukatla Denizli
Gazeteciler Cemiyeti (DGC)'nde düzenlediği basın toplantısında, son zamanlarda Türkiye'de yargı alanında olağandışı olaylar yaşandığını söyledi. Devletin güzide kurumlarının başında bulunan görevlilerin, devam etmekte olan
soruşturmalar ve davalarla ilgili bunları etkilemeye yönelik fütursuzca açıklamalar yaptığını ifade eden Aksoy, "Hatta daha da ileriye giderek, Anayasayı ihlal olarak kabul edilebilecek ve ceza gerektirecek şekilde
yargıya müdahale ettikleri ve yargıyı etkilemeye çalıştıkları görülmektedir." dedi.
Yargıyı etkileme olaylarının en vahiminin
Balyoz soruşturmasında yaşadıklarını vurgulayan Avukat Aksoy, "Bu soruşturma safhasında yaşananlar, hukukçular olarak bizleri derinden etkilemiş ve hayretler içerisinde bırakmıştır. Şimdiye kadar yargıya yapılan müdahaleler, çoğunlukla yargı dışından gelmekteydi. Ancak bu olayda, yargıya müdahale direkt olarak yargının kendisinden gelmiş bulunmaktadır. Bu olayı vahametle karşılıyoruz." diye konuştu.
Aksoy, soruşturmada tutuklananları Nöbetçi
Hâkim Oktay Kuban tarafından
tahliye etmesinin ardından hâkim heyeti tarafından yeniden tutuklanmasıyla, Kuban'ın kararlarının hukukiliği konusunda kamuoyunda ve hukukçular alarak kendilerini şüphe içinde bıraktığını kaydetti.
Bu durumun, toplumdaki
adalete güven duygusunu zedelediğini anlatan Aksoy,
İstanbul 12. Ağır
Ceza Mahkemesi'nin tutuklama kararına atıfta bulunarak, "Tahliye kararının kişilerin güç, nüfuz ve sosyal konumlarına göre kullanılmasının mümkün olmadığı, böyle bir durumun Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olması.." ifadelerine dikkat çekti.
Soruşturmayı yürüten ve görevden el çektirilen savcıların bütün talep ve kararlarının
mahkeme tarafından incelendiğini, onaylanarak kabul edildiğine dikkat çeken Aksoy, "Dolayısıyla savcıların talep ve kararlarının doğruluğu, mahkeme kararlarıyla desteklenmiştir. Zaten tutuklama ve
arama kararı talepleri ancak mahkeme ve hâkim kararlarıyla gerçekleşebilir. Dolayısıyla talepleri mahkeme ve hâkim kararlarıyla desteklenen savcıların, İstanbul
Başsavcısı Aykut
Cengiz Engin tarafından görevden alınması ya da onların tabiriyle görevden alınmayıp, sadece dosyadan el çektirilmeleri yargıya açıkça müdahaledir. Bu safhada, soruşturmanın sekteye uğratılması nedeniyle şüphelilerin delilleri karartması yoluyla kamunun uğrayacağı zararların sorumlusu Başsavcı
Aykut Cengiz Engin'dir." dedi.
Hukukçuların, yasayı hâkim kılmak ve adaleti dağıtmakla yükümlü olduğuna değinen Aksoy, şunları kaydetti: "Demokratik yapıya sahip hukuk devletini keyfi yönetime sahip sistemlerden ayıran en önemli faktör; kim olursa olsun herkesi yasalar karşısında eşit kabul etmek ve kimseye ayrıcalık tanımamaktır. Bizim milletimiz adalet fikri ve adalet anlayışı noktasında uygar milletlerden öndedir. Hak ve hukukun en geniş biçimde uygulanması ve yerleşmesi kapsamında bundan sonra yapılabilecek hukuk ihlallerinin önüne geçmek amacıyla; kanunun kendilerine verdiği yetkileri ve görevi kötüye kullanmaları nedeniyle Hâkim Oktay Kuban ve Başsavcı Aykut Cengiz Engin hakkında suç ihbarında bulunuyor ve kendilerini şikayet ediyoruz.
Kamu vicdanında bu derece isimleri yıpranmış bu kişileri derhal istifaya davet ediyoruz." (CİHAN)