O karar nasıl alındı?
Baş
bakan Erdoğan’ın başkanlığında toplanan Terörle Mücadele Yüksek
Kurulu’ndan dün tarihi karar çıktı.
Hükümet, TSK’ne gerektiğinde kullanılmak üzere
sınır ötesi operasyon yapabilmesi için ‘siyasi direktif’ verdi.
Bu karar nasıl alındı ve ne anlama geliyor? Bugünden yarına ufukta bir sınır ötesi operasyon var mı? Bu sorulara verilecek
cevaplar çok boyutlu. Çünkü, hem hükümetin
terörle mücadeledeki yeni konsepti hem devletin zirvesindeki yeni çalışma stilini daha iyi algılayabilmek, bu cevaplarda gizlidir.
Hatırlayacaksınız,
Genelkurmay Başkanı
Büyükanıt 12
Nisan’da düzenlediği basın toplantısıyla sınır ötesi operasyona ihtiyaç olduğunu söylemişti. Bu açıklamanın hemen ardından gelen soruya verdiği cevap daha ilginçti: ‘Bu konuyu MGK’da görüşmedik.’
Bir genelkurmay başkanının, sivillerle birlikte ulusal sorunların görüşüldüğü kurulda hiç gündeme getirmeden, basın toplantısıyla askeri harekat planını açıklamasını çok yadırgamıştım.
Büyük devletler öfkeleriyle hareket etmezler. Eğer sınır ötesi operasyona ihtiyaç varsa davul zurna eşliğinde konuşulmaz, sadece yapılır. Diğer türlü maksadın hasıl olması mümkün değil ki, bunu en iyi bilenlerden biridir Büyükanıt Paşa. Üzülerek söylemek gerekir, o tarihte bu mevzu, birazcık cumhurbaşkanlığı
seçim sürecindeki
yangın yerine dönen siyasi atmosfere alet edildi.
KARAR ÇANKAYA’DAN ÖNCE HAZIRDI
Şimdi görüyorum, durum çok farklı. Herkes yaşananlardan
ders çıkarmış. Bir de artımız var; artık köşkte kendi kozasına büzülmüş bir
cumhurbaşkanı oturmuyor. Sayın Gül’e de hakkını teslim etmek gerekir.
Şırnak’taki
hain pusuyla ilgili bilgiler
Ankara’ya ulaştığında;
Çankaya,
Başbakanlık ve Genelkurmay karargahında hareketli saatler yaşandı. Gül, Erdoğan ve Büyükanıt arasında
telefon köprüsü kuruldu.
Aynı gün
Bakanlar Kurulu’nun rutin toplantısı vardı ama gündemin ilk sırasına terörle mücadele alındı. Toplantı sürerken Cumhurbaşkanı Gül, hem Erdoğan hem Büyükanıt’ı telefonla arayarak kısa bir değerlendirme yaptı. Köşkte
üçlü zirve kararı da bu görüşmeler ışığında şekillendi.
Hatta, ‘sınır ötesi operasyon’ konusunda askere siyasi direktif verilmesi için düğmeye basıldığı an, o saatlerdi. Çankaya’daki üçlü zirveden önce bu konuda kararlılık oluşmuştu, bunu belirtmeliyim.
Nitekim Gül, ‘Ne gibi tedbirler alınacak?’ diye sorulduğunda ‘Göreceksiniz’ demiş, hükümet sözcüsü
Cemil Çiçek de Bakanlar Kurulu toplantısından sonra gazetecilere ‘Sözün bittiği yerdeyiz’ demişti.
Zaten Büyükanıt’ın düşünceleri belliydi. En son 1
Ekim günü
Harp Akademisi’ndeki konuşmasından sonra gazetecilerle sohbet ederken, sınır ötesi operasyon için siyasi direktif beklediklerini söylemişti.
Ayrıca, Bakanlar Kurulu toplantısından hemen sonra Cemil Çiçek’le görüşürken, Çankaya’daki zirve sürüyordu; Bu özel sohbet sırasında, sınır ötesi operasyon fikrinin olgunlaştığını teyit etmiştim.
ÇANKAYA’DA OLGUNLAŞTIRILDI
Çankaya’daki üçlü zirvede, operasyonun hangi şartlarda gerçekleştirileceği, sınırları ve kapsamı ele alındı. Çünkü; sınırları aştığınız zaman karşınızda sadece
PKK militanları olmayacak.
Amerikan askerleri olacak, peşmergeler olacak.
Türk askeri, bu durumda ne yapacak? Kaç kilometre içeri girilecek?
Sınırda tampon
bölge oluşturulacak mı? Sadece askeri ve
teknik yönü olmayan, siyasi sonuçlar doğurabilecek bu gelişmeler, genel çerçevede değerlendirildi.
Çankaya zirvesi öncesi ortaya çıkan ve zirvede olgunlaştırılan bu karar üzerine,
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek başkanlığında toplanması planlanan Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nun konsepti değiştirildi. Kurula Başbakan Erdoğan’ın
başkanlık etmesi kararlaştırıldı.
Çankaya’da genel çerçevesi çizilen yukarıdaki soru işaretlerine, bu kurul toplantısı sırasında askeri ve teknik düzeyde cevaplar arandı. Ayrıca, ‘gerektiğinde’ kullanılmak üzere alınan sınır ötesi operasyon kararına paralel olarak ABD,
Irak ve komşu ülkelerin yanı sıra AB ile diplomatik temasların kurulması,
Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlı tavrının anlatılması fikri ön plana çıktı.
TEZKERE ELDE BEKLENEBİLİR
Şimdi top, Genelkurmay’da. Çok iyi bir harekat planına ihtiyaç var. Geçmişte 24 defa sınır ötesi operasyon yapılmış ama beklenti bu kez çok yüksek. ‘Olursa kökten biter’ şeklinde operasyona yüklenen misyonun fiyaskoyla sonuçlanma riski de var. Ayrıca, böyle bir kararın alınması, uygulanacağı anlamına da gelmez. Bir ‘kararlılık gösterisi’ olarak tüm dünyaya
mesaj verilmek istenmiş olabilir. Nitekim, bana ulaşan bilgiler, bugünden yarına ivedi bir operasyondan öte,
ekonomik yaptırımlar ve diplomatik uyarılarla ‘el ense’ çekileceğine işaret ediyor. Sıcak takip son seçenek olarak görülüyor.
Bunun bir de hukuki altyapısı var. Vecdi
Gönül, Cemil Çiçek gibi çok sayıda bakan tezkereye gerek kalmadan Türkiye’nin BM Sözleşmesi’ne dayanarak böyle bir operasyonu yapabileceğini düşünüyor.
Dışişleri ise aksi görüşte. ‘BM kararı hak tanımaz, tezkere gerekir’ diyor.
Bu tartışmalar
AK Parti MYK’da tüm yönleriyle değerlendirildi. Başbakan Erdoğan tavrını çok net koydu: ‘Şimdilik gerek yok ama gerektiğinde tezkereyi de çıkarırız.’
Peki şimdi ne olacak? Biraz da onlar düşünsün...
ŞAMİL TAYYAR/STAR