Star TV'nin hiç istemediği bir patrona satılması nedeniyle oldukça iyi şartlarda çalıştığı işini kaybetmenin verdiği karamsarlığı, bütün
ülkeye yaymış.
Çizdiği tabloya göre herkes mutsuz, ülke bitmiş, kimsenin yüzü gülmüyor, kimsenin ağzını
bıçak açmıyor …
Cımbızladığı örneklerle vahim bir durum içinde bulunan, bitmiş mahvolmuş bir ülke tablosu çizdikten sonra, geliyo çözüm noktasına:
“Ne
Anayasa Mahkemesi çözebilir bu işi, ne savcı, ne polis, ne de bana göre işlevini yitirmiş olan
Meclis...”
İyi o zaman tüm şartlar oluşmuş, yasal organlar da durumu çözemez hale gelmiş. O halde tek yol kalıyor: DARBE
Yılmaz Özdil d-a-r-b-e harflerini yan yana sıralı şekilde kullanmamış tabi. Ama akıllara attığı kılçık bu. Söylememiş söyletmiş.
Aslında öteden beri Yılmaz Özdil'le
CHP politikaları arasında benzerlik var. Yılmaz Özdil'in Baykal'ın dürüstlüğüyle ilgili yazdığı yazılar, CHP tarafından çoğaltılıp
broşür halinde dağıtılmıştı.
CHP'li
Esfender Korkmaz, geçen hafta Meclis'te benzer sözler sarfetmiş, vahamet tablosu çizdikten sonra
darbe teorisine geçmişti. TEK YOL KALDI TEORİSİ'ne yani.
Ergenekon Operasyonunu Köstekleme Partisi, pardon
Demokrat Parti Lideri
Hüsamettin Cindoruk da
sokak olaylarını saydıktan sonra “yakın tarihi bilen biri olarak söylüyorum 80 ihtilali böyle oldu” dedi.
İşaret fişekleri çakar da Yılmaz Özdil boş durur mu? Özdil, topu hemen kapıp
amiral gemisinden sahaya sürdü.
Aslında bu “TEK YOL KALDI LOBİSİ” ikiye ayrılıyor.
İlk ayak direkt enforme edilen gazeteciler. Bunlardan bazıları şuan Ergenekon'dan içeride. Bazıları halen yazmaya devam ediyor. Bunlar nasıl
kalem oynatmaları konusunda sürekli temas içinde olunanlar.
İkinci ayak ise; kendinden motorlu olanlar. Süreci iyi
analiz eder, ipuçlarını iyi okur ve ne zaman ne yazmaları gerektiğini durumdan vazife çıkararak bilirler. Bunlar daha ideolojik olanlardan oluşur.
Hazır sokak eylemleri de başlamışken, TEK YOL KALDI LOBİSİ'nin boş durması beklenmezdi tabi. AKTİFHABER