Abdülkadir Aygan, Kırca’nın intiharının ardından yeni iddialarda bulundu: Cem Ersever’i öldüren timde yer alan itirafçıları
Ankara’ya gönderme işi
Binbaşı Kırca’ya verilmişti. Kırca konuşsaydı
Tansu Çiller,
Ünal Erkan ve
Hasan Kundakçı Ergenekon davasına dahil edilebilirdi. Binbaşı Kırca’nın emrindeki bir memur olarak 30’a yakın
faili meçhul cinayetin bizzat tanığıyım. Cem Ersever’i
tasfiye etme görevi Binbaşı Kırca’ya verildi ama onun
Yeşil’le arası iyi değildi.
JİTEM’ci Kırca
seçimlerde oyların MHP ve DYP’ye verilmesi için
bölge halkına
baskı yapıyordu
Abdülkadir Aygan, www.nasname.com.tr adlı internet sitesine verdiği röportajda Abdülkerim Kırca'ya ilişkin iddialarını sürdürdü. Kırca'yı yakından tanıdığını iddia eden Aygan, özetle şunları anlattı:
Kendisi
ülkücü gençlik içerisinde yer aldığını belirtmiştir. Onun grup komutanlığı döneminde bölgede birçok faili meçhul cinayet işlendi. Emrinde görev yapan bir memur olarak 30'a yakın faili meçhul cinayetin tanığıyım. Bazı cinayetleri bizzat kendisi işledi.
Necati Aydın, Mehmet Ay ve
Ramazan Keskin adlı gençleri DGM serbest bıraktığı halde Abdülkerim Kırca bizzat tabancayla
infaz etti... Ahmet Cem Ersever'i öldüren timde yer alan bazı itirafçıları Ankara'ya gönderme işi Kırca'ya verilmişti. Ersever'i tasfiye etme görevi ona verilmesine rağmen Yeşil ve
Veli Küçük'le iyi geçinmediği için bundan hoşnut değildi... Son dönemdeki gelişmeler O'nu endişelendirmiş olabilir. Cezaevine girme korkusu ve basında hakkında çıkan açıklamaların verdiği psikolojiyle intiharı bir çıkış yolu olarak seçmiş olabilir... Kırca'nın benimle ilgili haberlerinden etkilenip intihar ettiği yalandır. Ben üç dört yıldan beri açıklamalarda bulundum. Eğer bu açıklamalardan dolayı intihar edecek olsaydı o zaman ederdi...
MHP ve DYP'ye
destek
Kendisi bölgede özellikle MHP ve DYP'ye destek verilmesi için bölge halkına yoğun baskı yapıyordu. Seçim döneminde emrindeki personelin, oylarını Çiller'in partisi lehinde kullanmalarını emretti. Çünkü JİTEM'e her türlü maddi, manevi ve hukuki desteği vereceğini Asayiş Komutanı Hasan Kundakçı'ya bildirmişti. Kundakçı da Kırca'ya söylemişti... Birkaç kez Ergenekon davasında
tanıklık yapmak istediğimi ve görev aldığım süre zarfında bölgede tanık olduğum herşeyi anlatabileceğimi basın yoluyla ilettim ancak dediğim gibi bana bugüne kadar bu yönlü bir tebligat gelmedi. Böyle bir talep olursa; kalmakda olduğum ülkede ve buradaki görevlilerin nezaretinde görüşebilir veya ifade verebilirim. Bunun dışında Türkiye'ye götürülmem intihardan başka bir manaya gelmez...
Eğer konuşsaydı...
Kırca da Ersever'in tasfiyesinde kullanıldı. Yeşil ile arası açıktı. Bu demektir ki şu an Ergenekon tutuklusu Veli Küçük'le de arası iyi değildi. Çünkü; Yeşil, Küçük'le hareket ediyordu. Bir çok faili meçhulun son dönemde
soruşturma konusu olması bazılarını korkutmuştur. Kırca'nın da konuşabileceğini varsaymışlardır. Abdülkerim Kırca gerçeği konuşabilseydi; zamanın
asayiş komutanı Hasan Kundakçı,
OHAL Valisi Ünal Erkan ve
Tansu Çiller de Ergenekon savcısına yakayı kaptırabilirlerdi.
Aygan anlattı, kemikler bulundu
PKK itirafçısı ve JİTEM'in eski üyesi Abdülkadir Aygan, 'kayıp' sekiz kişinin öldürülmesinin yanı sıra dört cinayetle ilgili de
emekli albay Abdülkerim Kırca'yı suçlamıştı. Bu kişiler arasında Diyarbakır'da 10 Haziran 1994 tarihinde evinden elektrik faturasını yatırmak üzere çıkan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Murat Aslan da vardı. Aygan'ın anlatımına Aslan, Kırca'nın emriyle Aygan ve bir grup itirafçı tarafından kaçırıldı. 7.
Kolordu içinde ve JİTEM'e ait olduğu belirtilen yerde sorgulanan Aslan, infaz edildikten sonra Şırnak'ın
Silopi ilçesinde bir köyde toprağa gömüldü. Aygan'ın televizyon programında verdiği yer tarifi üzerine
baba İzettin Aslan harekete geçti. Savcılığın izniyle yapılan kazıda kemikler bulundu. Adlı Tıp, kemiklerin 'kayıp' Murat Aslan'a ait olduğunu belirledi.
TARAF