Komisyonda neşeli dakikalar

TBMM Anayasa Komisyonunda akşam yemeğinden sonra başlayan oturumunda, tartışma ve gerginliklerin yerini espriler aldı.

Komisyonda neşeli dakikalar

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Bu teklifi getirenlerin, laiklikle ilgili bir problemi yok. Bu teklifi, o tarafa çekmeyin. Bu, Anayasa Mahkemesine, 'Bunlar, bu iş için getirildi' demek noktasında zemin hazırlamaktan ibarettir. Biz, bu tuzağa düşmeyiz'' dedi. Çiçek, TBMM Anayasa Komisyonunda, başörtüsünün yüksek öğretimde serbest bırakılmasını içeren Anayasa değişikliği teklifi üzerindeki görüşmelerde CHP milletvekillerinin, laiklik konusunda Hükümete ve üyelerine yönelttiği eleştirilere yanıt verdi. Haksız eleştirilerde bulunulduğunu, başörtüsü sorununa çözüm bulmaya çalıştıklarını ifade eden Çiçek, ''Birilerimiz bazı şeyleri görmüyorsa, o ortada olmadığı anlamına gelmiyor. Bu ülkede bir sorun var. Bunu konuşmayan siyasi parti lideri yok'' diye konuştu. -''KAVRAM TERÖRÜNE SON VERİLMESİ GEREK''- Başörtünün, laiklik ve rejimle bağlantısının kurulması durumunda, işin içinden hiç kimsenin çıkamayacağını belirten Çiçek, dinin istismar edildiği söyleminin de hoş olmadığını söyledi. Kavram terörüne son verilmesi gerektiğini ifade eden Çiçek, ''Kavram terörüne en temel hakları kurban edip gidiyoruz'' dedi. ''İttihat ve Terakki, ötekileri vatansızlıkla suçladı. Hürriyet ve İtilaf Partisi, İttihatçıları dinsizlikle suçladı. O coğrafya ne ittihatçıya, ne itilafçıya kaldı'' diyen Çiçek, Türkiye'de sonra ilerici-gerici, sağcı-solcu kavgaları, şimdi de laik-antilaik tartışması yapıldığını söyledi. ''Böyle bir suçlama geleneğinden geliyoruz. Niye birbirimizin samimiyetinden şüphe duyuyoruz?'' diye soran Çiçek, şöyle konuştu: ''Bir defa daha ifade ediyorum. Buna rağmen, bu suçlama devam edecekse, o zaman mukabil suçlamada beraberinde gelir. Biz, demokratik, laik cumhuriyette yaşamaktan memnunuz. Bunu benimsiyoruz. Bunu, Türkiye için önemli kazanım kabul ediyoruz. Bunu kimseye onaylatmak mecburiyetinde de değiliz. Hiç kimse, kimseye kendi inandığı değerlerin doğruluğunu onaylatmak mecburiyetinde değil. Laiklik, bize göre iki ayağı olan konu... Birisi, din ve vicdan özgürlüğü. İkincisi, devletin temel nizamlarının, hukuk düzeninin dine dayanmamasıdır. Bunda bir itirazınız var mı?'' -SUÇLAMALARA TEPKİ- Hükümeti ve üyelerini, 'Laiklik düşmanı, laikliğe karşı' diye suçlamanın haklılığının olmadığını belirten Çiçek, şöyle konuştu: ''Suçlama geleneği geçmişte yapıldı. Bunlardan ders çıkarmamız gerekmez mi? Benim üniversite yıllarında birbirimizin gırtlağına sarıldık. Farklı fikirlerde olabilirdik, kavga etmemize gerek yoktu. Bu teklifi getirenlerin, laiklikle ilgili bir problemi yok. Bu teklifi, o tarafa çekmeyin. Bu haksızlıktır. Bu, Anayasa Mahkemesine, 'Bunlar, bu iş için getirildi' demek noktasında zemin hazırlamaktan ibarettir. Biz bu tuzağa düşmeyiz. Bizim böyle bir yetkimiz, arzumuz yok.'' -''SİYASİ SİMGE TAKAN DA TAKMAYAN DA BELLİ OLSUN''- Sorunun çözülmesinde fayda olduğuna işaret eden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ortalama bir yol bulmalıyız. Efendim bu çene altından bağlama şu mudur, bu mudur? Emin olun, bir arayış içerisindeyiz. Varsa ortada boşluk alan, onları da samimiyet içerisinde burada ortadan kaldıracağız. Efendim çok kişi söyledi... Basının her defasında 'Filancalar veya filanca kurum ne der' diye fikrine müracaat ettiği yerler de söyledi. Denildi ki; 'Biz türbana karşıyız, türban siyasi bir simge. Yoksa Anadolu'da benim annemin de başı örtülü, teyzemin de başı örtülü, ona bir şey diyen var mı?' Hakikaten çözüm buysa gelin bunu yazalım. Aynen bu annemizin örttüğü gibi örtsün, teyzemizin örttüğü gibi örtsün. Biz illa da 'Şuradan şöyle bağlansın' demiyoruz. Madem ki türban siyasi bir simge. Siyasi simge takan da takmayan da belli olsun. Annesi, teyzesi gibi örtmek istiyorsa bunu engellemekle neyi çözmüş olacaksınız.'' -''DEĞERLERİ ÇATIŞTIRMADAN ÇÖZELİM''- MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, üniversiteden mezun olan başörtülü kadınların istihdamına yönelik bir sınırlama getirilmediğini, özel sektörde istedikleri gibi çalışabileceklerini anlattı. Vural, ''Burada bir yoksun bırakılma yoktur. Çalışma da bir haktır aslında. Tam istihdamı sağlamaya yönelik adımlar atılmalıdır. Bu da bir haktır'' görüşünü ifade etti. CHP'lilerin eleştirilerine de yanıt veren Vural, ''Bunun ikinci adımı diye bir şey yok. Eğer sizin 'İkinci adım olacak' diye bir tereddütünüz varsa, bunun olmaması için getirin teklifinizi. Bu sorunu hep birlikte ve değerleri çatıştırmadan çözelim. Bundan başka arayışımız yoktur. Biz bu teklifi hazırlarken ne ikinci adım diye düşündük ne de laiklik ekseninde gördük'' dedi. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, laiklik ilkesini devre dışı bırakan bir düzenlemenin yapıldığını ve bunun toplumda çatışmanın öncüsü olacağını savunarak, ''MHP'nin bu aculluğu, AKP'yi anayasa taslağından da vazgeçirecek'' ifadesini kullandı. AK Parti İstanbul Milletvekili Güldal Akşit, yapılan düzenlemenin başörtülüler için bir lütuf olmadığını belirterek, en temel insan hakkı olan eğitim hakkından yararlanmalarını istediklerini söyledi. Üniversiteyi binbir meşakkatle okuduktan sonra evinde oturan ya da başka bir iş yapan kadın ve erkeklerin olduğunu kaydeden Akşit, ''Bu bir tercih meselesidir. Kişi mesleğini yapmak isterse bunu aşma gücüne sahiptir'' diye konuştu. -SABAHKİ GERGİNLİĞİN YERİNİ ESPRİ ALDI- 11 saat süren ve zaman zaman gergin geçen görüşmelerde, CHP ile AK Parti'li milletvekilleri arasında tartışma yaşandı. Komisyon üyesi olmayan çok sayıda CHP'li milletvekilinin yanı sıra, Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç de sık sık söz istedi. CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek'in, seçim bölgesinde kadınların başlarını bağlama şekillerini anlatırken, bu giysilerin üst kısmının, YÖK Yasasında yapılan değişiklikte belirtildiği gibi ''Çene altından'' bağlama olduğunu ifade etti. Komisyon Başkanı Burhan Kuzu'nun ''Alt kısmı nasıl?'' diye sorması, salondakileri güldürdü. Teklifle, türbanın dini ve siyasi bir simge olduğunun kabul edildiğini öne süren Dibek, Kuzu'ya yönelik olarak ''Sayın Bakanım'' diye hitap edince, Kuzu, ''Allah söyletiyor'' diye espri yaptı. Dibek, bir gazetede çıkan ve ''Sağlık sektöründe türbanlı olarak çalışan kadınları'' gösteren haber ve fotoğrafları gösterdi. CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü de diğer bazı CHP'li üyeler gibi Başbakan Yardımcısı Çiçek'in konuşmasının, komisyondaki havayı yumuşattığını söyledi. Mengü'nün, ''10. maddede yapılan değişiklik, Anayasa'nın ilk 3 maddesinin açıkça arkasından dolaşma olduğu kanaatindeyim'' demesi üzerine Burhan Kuzu, ''Açıkça lafı iyi olmadı. Açıkça yapamayız çünkü'' şeklinde konuşması da gülüşmelere neden oldu. Mengü'nün kendisinin de ünlü bir hukukçu olduğunu ifade etmesi üzerine de Kuzu, ''Burada en ünlü ikimiz varız. Ben ve sen Sayın Mengü...'' diye espri yaptı. Görüşmeler sürerken milletvekillerine kuru üzüm ve aşure ikram edildi. AA
<< Önceki Haber Komisyonda neşeli dakikalar Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER