Diyarbakır 6. Ağır
Ceza Mahkemesi tarafından 14 yıl
hapis cezasına çarptırılan
Hizbullah tetikçisi Nurettin Sezik ile ilgili 22 sayfalık gerekçeli kararda Sezik'in
Bayram Kanat'ı kendilerine polis süsü verip kara çarşafla kaçırdığı belirtildi.
Diyarbakır'da 13 yıl önce otomobille silahlı ve
telsizli kişilerce evinden alındıktan sonra,
Dicle nehri üzerindeki Ongözlü Köprü altında cesedi bulunan Bayram Kanat'ın
terör örgütü Hizbullah tarafından kaçırılıp
infaz edildiği ortaya çıktı.
Başbakanlık Teftiş Kurulu eski Başkanı Kutlu Savaş'ın
Susurluk Raporu'nda ise,
itirafçı
Muhsin Gül'ün Diyarbakır Cinayet Büro Amirliği'ne verdiği ifadesinde, Mahmut
Yıldırım'ın talimatıyla JİTEM'de görevli Ali ve Kemal kod adlı kişiler ile kendisinin Bayram Kanat'ı kaçırdığı bilgisi yer almıştı.
Diyarbakır 6.
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından
terör örgütü Hizbullah adına 3 kişinin öldürülmesi, 1 kişinin yaralanması eylemlerine katıldığı yargılanan ve 14 yıl hapis cezasına çarptırılan Nurettin Sezik'in 13 yıl önce evinden alınarak beyaz bir otomobile konularak kaçırıldığı ortaya çıktı. Diyarbakır'da Hizbullah adına faaliyetlerde bulunduğu için 7 yıldır
tutuklu bulunan Nurettin Sezik ile ilgili Diyarbakır 6.
Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararı tamamlandı.
Kararda Sezik'in Şanlıurfa'nın
Ceylanpınar ilçesi Işıklar Köyü İlköğretim Okulu'nda
öğretmenlik yaparken yakalandığı belirtildi. Gerekçeli kararda, Bayram Kanat'ın,
PKK'lı olduğu gerekçesiyle Nurettin Sezik,
Ramazan Elmas, Mustafa İpek, Seyfettin Kınay ve Sabahattin Alkan adlı tetikçiler tarafından, kendilerine
sivil polis görüntüsü vererek, sahte plakalı otomobil, 1 MP-5 otomatik tabanca,
kelepçe, telsiz ve tabancayla evinden kara çarşaf giydirilip, ağzına
pamuk tıkanarak kaçırıldığı ifadelerine yer verildi.
Kararda ayrıca, Nurettin Sezik'in eyleme katıldığını inkar ettiği, ancak Topluma Kazandırma Yasası'nın yürürlüğe girmesi üzerine cezasında
indirim yapılacağı düşüncesiyle Kanat'ı kaçırıp sorgulayarak öldürüp, cesedini Ongözlü Köprü altına attıklarını itiraf etmesi nedeniyle bu eyleme katıldığı konusunda mahkemede tam bir kanaatın hasıl olduğuna yer verildi. Kararda, sanığın bu faaliyetlerinden sonra öğretmenlik yapmaya başlayıp örgüt ile ilişkisini kestiği, yakalandıktan sonra verdiği bilgilerle Hizbullahçının yakalanmasını sağladığı, örgütü çökertebilecek bilgi ve
belge verdiği, bu bilgilerden yola çıkılarak yapılan operasyonların başarılı geçmesi nedeniyle cezasında indirim yapılarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis yerine 14 yıl hapis cezasına çarptırıldığı ifade edildi.
HİZBULLAH SUÇUNDAN SERBEST KALMIŞ
Bu arada Dicle Üniversitesi'nde öğrenci iken silahlı yaralamadan 28
Kasım 1992'de gözaltına alınan Nurettin Sezik'in, polise verdiği ifadesinde Hizbullahçı olduğunu söylemesine rağmen, savcılığa bile çıkarılmadan serbest bırakıldığı ortaya çıktı.
Sezik'in adı geçen tarihte polise verdiği ifadesi şöyle: "Halk dilinde Hizbullahçı denilen gruplara sempatim var. Dini konularda
ders aldım. Güneydoğu'da
Kürt devleti kurmak isteyen PKK'ya karşıyım. Türkiye'yi bölmemeleri için elimden geleni yapacağım. Örgüt sempatizanı öğrenciler dersleri boykot etme kararı alıp
bildiri dağıtınca, bizim dinciler de engel olmak isterken olay çıktı. Ben olaya katılmadım, ama haberim olsaydı dincilerle hareket ederdim. PKK Türkiye'yi parçalamak istiyor. Bizim de
Türk vatandaşı olarak buna karşı çıkmamız gerekir. Benim gibi dinci, Allah'ını, devletini sevenlerin, PKK gibi örgütlerin karşısında durup güvenlik güçlerine yardımcı olması lazım. PKK
katliam yaparak güvenlik güçlerini öldürüyor. Bu tür katliamlara dur demek için bizim de Hizbullahçı gruplar olarak devlete yardımcı olup olayların üstesinden gelmemiz gerekiyor."
cihan