Kızartma kokulu halk otobüsleri

Merdivenaltı işletmelerden biyodizel alan halk otobüsleri, aslında yağ aldıklarının farkında değiller.

Kızartma kokulu halk otobüsleri

Biyodizelin motorine katkı oranı, yapılan ÖTV düzenlemesinde yüzde 2 ile sınırlandırılırken, merdivenaltı üretim yapan firmalardan ''biyodizel'' adı altında ''yağ'' alan özel halk otobüsleri ''kokulu'' bir şekilde toplu taşıma yapıyorlar. ''Biyodizel'' kullanan toplu taşım araçları, egzozlarından çıkardıkları yoğun ''kızarmış-yanmış yağ'' kokusu ile hemen belli olurken, bu durum hava kirliliğini de artırıyor. Ankara Özel Halk Otobüsleri Esnaf Odası Başkanı Mustafa Ali Şişman, bazı halk otobüsü işleticilerinin daha ekonomik olduğu için ''biyodizel'' kullandığını belirtirken, ''Ancak bunlar, daha sonra arabalarının, motorlarının zarar görmesi nedeniyle giderek vazgeçiyorlar'' dedi. Şişman, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, yakıt maliyetlerini düşürmek için bazı otobüs işletmecilerinin biyodizel adı altında satılan yakıtı tercih ettiğini söyledi. Ancak daha sonra arabada bir sürü hasar ortaya çıktığı için kendisinin kullanmadığını anlatan Şişman, ''Şu anda, kanuni bir şekilde biyodizel satışı yok. Standarda uygun üretim yapılsa, bunu hepimiz kullanmak isteriz'' dedi. Ankara'da 300'e yakın mavi, 100 çift katlı, 200 civarında da yeşil halk otobüsünün çalıştığı, bunların önemli bir bölümünün de OSTİM ve çevresinde üretilen ''biyodizel'' olarak pazarlanan yakıtı kullandığı belirtiliyor. -''PİYASADAKİ BİYODİZEL DEĞİL, BİYOYAKIT'' Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Keskinler, halen standarda uygun şekilde üretilip piyasaya sunulan bir biyodizel bulunmadığını, genellikle kayıt dışı bir şekilde küçük kazanlarda üretilerek ''biyodizel'' adı altında piyasaya sürülen ürünlere de ''biyoyakıt'' denmesi gerektiğini söyledi. Standarda uygun üretilen biyodizelin karbon salımının çok düşük olması nedeniyle tam bir ''çevre dostu'' olduğunu anlatan Prof. Dr. Bülent Keskinler, şu bilgiyi verdi: ''Ancak, atık yağlardan biyodizel üretmek veya küçük tesislerde kaliteli biyodizel üretmek mümkün değil. Avrupa'da bazı çiftliklerde kurulan küçük tesislerde üretilen biyodizel, sadece o çiftliklerdeki traktörde, su motorlarında falan kullanılıyor. Çevre kirliliği yaratmayacak şekilde. Bunların toplu taşımada kullanılması mümkün değil. Türkiye'de, kamyonlarda bile bırakın işlem görmüş bitkisel yağı, doğrudan doğruya yağ kullanımı bile var. Uygun olmayan şekilde üretilen bu yakıtlar, zamanla motora, arabaya zarar veriyor. Ülke ekonomisine dolaylı yoldan zarar vermiş oluyor.'' -''USULÜNE UYGUN ÜRETİLİRSE, KOKU SORUNU GİDERİLEBİLİR'' Atık yemeklik yağlardan biyodizel üretimi için önce filtre yapılması, sonra rafine edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Keskinler, usulüne uygun üretilmesi halinde ''koku'' sorununun da giderilebileceğini kaydetti. Prof. Dr. Keskinler, kontrolsüz üretilen sağlıksız biyoyakıtların, motorda tam yanma olmaması nedeniyle değişik emisyonlara neden olabileceğine işaret etti. -''STANDART OLUŞTURULMALI, KULLANIM ALANI BELİRLENMELİ'' Alternatif Enerji ve Biyodizel Üreticileri Birliği (ALBİYOBİR) Genel Başkanı Tamer Afacan ise atık yağlardan üretilecek biyodizel için ayrı bir standart oluşturulması, ayrıca EPDK'nun bu yakıtın kullanım alanlarını belirlemesi gerektiğini söyledi. Afacan, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de genellikle ayçiçek yağı kullanılması, bunun da kükürt indisinin yüksek olması nedeniyle atık yağlardan üretilen biyodizelde de bu sorunun yaşandığını kaydetti. Doğrudan atık yağdan üretilen biyodizelin, ısınma amaçlı, su motoru veya jeneratörler gibi kullanım alanının belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Afacan, ya da atık yağdan üretilen biyodizelin diğer ham yağlardan üretilen biyodizel ile yüzde 10-20 karıştırılarak kullanılabileceğini belirtti. Yüzde 2'lik katkı halinde yerli ham maddeden üretilen biyodizele getirilen ÖTV istisnasının motorinin litre fiyatına sadece 1,3 YKr etki ettiğine işaret eden Afacan, yüzde 2'lik katkının da zorunlu olmaması nedeniyle, şimdiye kadar hiç bir dağıtım şirketinin biyodizel alımına geçmediğini açıkladı. Düzenlemenin sektörün önünü kapattığını, dağıtım şirketlerinin alması için mutlaka yüzde 2'lik katkının zorunlu hale getirilmesi gerektiğini anlatan Afacan, atık yağların büyük bölümünün lisanslı biyodizel şirketlerine değil, yem ve merdivenaltı üretim yapan firmalara gittiğini de vurguladı. Atık yağlardan biyodizel üretme lisansına sahip tek firma olan Ezici Yağ Sanayi Biyodizel ve Enerji Üretimi Pazarlama A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ezici de atık yağlardan biyodizel üretmenin çok zor olduğunu, kendi tesisleri dışında hiç bir tesisin bu teknolojiye sahip olmadığını belirterek, ''Merdivenaltında üretilen biyodizelde asit oranı düşürülemediği için, bu yakıt motorlara bir süre sonra zarar veriyor'' dedi. Ezici, Bu firmaların bir çoğunun, atık yağ yanında doğrudan doğruya ham yağ kullanarak üretim yaptığını, iyi filtre sistemi bulunmadığı içinde koku sorunun ortaya çıktığını kaydetti.
<< Önceki Haber Kızartma kokulu halk otobüsleri Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER