Hürriyet Gazetesi başyazarı
Oktay Ekşi dün "Dikkatli olalım..." başlıklı yazısında,
bildirideki refleksin Türkiye'de bölücülüğe yol açacağını iddia etti. Maksat
protesto eylemi ise şehit cenazelerinde on binlerce insanın meydanları, caddeleri doldurarak zaten protestoda bulunmakta olduğunu hatırlatan Ekşi, bildiriyi yazanlara şöyle seslendi:
"Bunlara ilave daha ne yapılabilir? O nedenle soruyoruz. Açıklamadaki sözler bir "Kalkın ey ehl-i vatan!"
çağrısı mı? Öyle bir çağrının ne gibi felaketlere yol açabileceğini -örneğin bunca yıl barış içinde yaşayan insanlarımızı hızla bölüp birbirine düşman edeceğini- bu satırları yazan veya yayımlatan her kim ise bilmiyor mu?
Genelkurmay sitesine o bildiriyi koyanlar veya koyduranlar, bu sözlerin onlardan beklenen görevin neresine uygun olduğunu da bu akşamki sitelerinde açıklamazlar mı?"
Mehmet Y. Yılmaz da "Muhtıra bu kez Türk milletine!" başlıklı yazısında kitlesel refleks talebine şu ifadelerle karşı çıktı: "Bu maddenin o açıklamaya neden koyulduğunu anlamam zor. Türkiye'de halkın çoğunluğu, ırkçı ve bölücü
teröre
destek mi veriyor ki Genelkurmay, Türk milletini terör olaylarına karşı kitlesel karşı koyma refleksi göstermeye davet ediyor? Bunun tam tersi olduğunu biliyoruz. Şehit cenazelerinin kaldırıldığı kentlerde, kasabalarda terörün kitlesel olarak lanetlendiğini görüyoruz. Genelkurmay'ın bu "talebine" açıklık getirmesi gerektiğine inanıyorum: Türk halkı "kitlesel olarak" ne yapsın? Ne yapmalıyız ki, Genelkurmay, ırkçı ve bölücü teröre karşı "kitlesel refleks gösterdiğimizi" anlayabilsin?" Genelkurmayın gece yarısı bildirisiyle halkı tribünden sahaya davet ettiğini yazan
Enis Berberoğlu ise teröre karşı diye yapılacak cumhuriyet mitingi benzeri mitinglerin hükümet protestosuna dönüşeceğini yazdı.
Sabah Gazetesi'nden
Ergun Babahan "Bildiri
siyaseti" başlıklı yazısında
Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinin Türkiye'de günlük siyasetin aktif katılımcılarından biri haline geldiği eleştirisinde bulundu. Bildirinin bölücülük yaptığını ileri süren Babahan şunları yazdı:
"Önceki gece yarısı siteye konulan bildiri bir öncekinden farklı olarak
toplumun bir kesimini doğrudan
hedef alan, dışlayan, daha ötesi "öteki" ilan eden bir ton taşımaktaydı.
Halkı kitlesel eylem yapmaya çağıran bildiri ne yazık ki, insanları "ulus devletten yana" ve "ulus devlete karşı" diye bölme tehlikesi taşımaktadır...
İnternete konulan bildiri özgür fikri kısıtlayıcı bir nitelik içermektedir.
Türk Silahlı Kuvvetleri sadece kendisiyle aynı fikirde olanların değil, tüm ulusun ordusudur. O nedenle toplum içinde ayrım yaratacak bildirilerden kaçınmaya dikkat etmesinde büyük önem vardır."
Milliyet Gazetesi'nde Hasan
Cemal "Kurt kapanı!" başlıklı yazısında genelkurmay bildirisi sonrasına denk gelen
İşçi Partisi'nin mitingini eleştirdi. Cemal yazısında şunları kaydetti: "PKK'nın her terör darbesi, ülkede milliyetçi-ulusalcı dalgayı körüklerken, Türkiye'yi bir
cehennem çukuruna yuvarlayabilecek Türk-
Kürt çatışmasına zemin hazırlıyor. PKK'nın her terör darbesi, Türkiye'nin ikinci
sınıf demokrasi ile yetinmesini isteyenlerin, birinci sınıf demokrasi ile Türkiye'nin bölüneceğine, İslamileşeceğine inananların değirmenine su taşıyor... Genelkurmay, teröre karşı kitlesel eylem istiyor.
Diyarbakır ve Şırnak'ta gösteriye hazırlanan İşçi Partisi, anlaşılan,
yangın çıkarmanın peşinde...
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt,
Kuzey Irak için siyasal direktif diye bastırmaya devam ediyor.
Hükümet ise tam
siper!"
Ali Bayramoğlu Yeni Şafak'taki köşesinde Genelkurmay'ın açıklamasıyla tüm yasal imkânlarını aştığını, kendisini yasama ve yürütme gücü yerine koyduğunu, "ulusa siyasi çağrı" yaptığını yazdı. Bayramoğlu Genelkurmay'ın hükümet üzerinde yürüttüğü taktiği ve bildirideki "kitlesel refleksi" şöyle yorumladı: "
Güvenlik bölgesi ilanı, sınır
kapatma, sınıra yığınak gibi adımlarla fiili durumlar yaratarak siyasi kararları almaktadır. Kamuoyuyla kurulan doğrudan ilişki üzerinden siyasi iktidarı devre dışı bırakmakta, kendisini asli
yönetici ilan etmektedir. Her bir adımın diğerini takip etmesi suretiyle, kamuoyuna, hükümete, siyasete ve bölgeye yönelik bir
psikolojik harekat yürütülmektedir... Bilin ki "çatışmaya davet niteliği taşıyan bu çağrı ve bu oyun son derece tehlikeli"dir... Sadece militer demokrasiye kapı açmaz, aynı zamanda, ülkeyi şiddet dolu ve
kontrol edilmez bir durumun, iç çatışmanın, linçlerin içine sürükler."
Bildiriye destek verenler
24
Mayıs 2007 tarihli köşe yazısında
emekli jandarma genel komutanı orgeneral ve
Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Şener Eruygur'un terör karşıtı miting düzenlemesi talebine yer veren Güneri Cıvaoğlu dün bu yazıyı yeniden köşesine koydu. Ardında da "Önceki gece yarısı Genelkurmay'ın internet sitesinde "teröre karşı Türk milletinin tepki koyması" çağrısı yer aldı. Bu çağrıya yürekten katılıyorum." diyerek bildiriye destek verdi.
Hürriyet Yazarı
Ertuğrul Özkök ise "Bütün kalbimizle arkanızdayız Paşam" diyerek kitlesel reflekse arka çıktı. Özkök yazısında şunları dile getirdi: " Genelkurmay, internet sitesine bir bildiri daha koyuyor. Bildirinin iki cümlelik özeti şu: "Ey halkım, meydanlara çık ve terörü lanetle. Teröre karşı mücadeleye sen de katıl." Ben de bu çağrıya, kendi payıma şu cümleyle destek veriyorum: "Topyekûn arkanızdayız Paşam."... Paşam, emin olunuz ki hepimiz bütün yüreğimizle arkanızdayız. Size bunları, en samimi, en vatansever hislerimle yazıyorum. Biz bütün kalbimizle, sessizliğimizle, itirazsızlığımızla arkanızdayız. Yeter ki, mayınlı alçaklara karşı verilen mücadeleye siyaset bulaştırılmasın..."
ZAMAN