Bakan
Pepe, bu kişiye, ''Türkiye'deki ciddi sanayicilerden birisinin... 50 bin, 100 bin dolar vermemek için koskoca bir metropolün zehirlenmesini göze alacak kadar paragöz, açgözlü bir adam'' değerlendirmesini yaptı.
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği tarafından düzenlenen ''Ulaşım, Taşımacılık ve Sürdürülebilir Çözümler
Kongresi''nde konuşan Bakan Pepe, tehlikeli atık variller konusuna değindi. Pepe, şunları kaydetti:
''Tuzla'daki variller bir ciddi fabrikanın sahibi, Türkiye'deki ciddi sanayicilerden birisinin.
Çevreye saygılı sanayicilere saygımız var, onlara teşekkür ediyorum. 50 bin, 100 bin dolar vermemek için 50 bin, 100 bin kişinin, koskoca bir metropolün zehirlenmesini göze alacak kadar paragöz bir adam, açgözlü bir adam...'' İşin sorumluları için uygulanacak en iyi cezanın, bu kişi ya da kişilerin kamuoyunda itibarının zedelenmesi olacağını da aktaran Bakan Pepe, bu işi gerçekleştirenlerin, gecenin bir yarısında Karadeniz'in sularına
yabancı ya da
yerli tehlikeli atık varilleri bırakanlardan, bir ülkenin insanlarına karşı soykırım yapanlardan hiçbir farkı bulunmadığını ifade etti.
''KESİNLEŞMEDEN İSİM VERMEM DOĞRU OLMAZ''
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Bakan Osman Pepe,
firma, firma sahibinin kimliğine ilişkin sorular üzerine, ''Henüz tam net olarak ifade edecek noktaya gelmedik ama elimizde bu konuyla ilgili son derece kesine yakın bilgiler var. Bunlar tabii ki
mahkeme tarafından bilirkişiler tarafından tespit edilmeden isim vermem doğru olmaz. Bu konuyla alakalı, zannediyorum çok uzun olmayan bir süre içinde sizin karşınızda, 'Ali midir
Veli midir?' açıklaması yapılır'' karşılığını verdi. Şirketle ilgili net bir şey söylemesinin mümkün olmadığını aktaran Pepe, atıkların kimyasal olduğunu kaydederek, ''Daha ziyade tıp sektörü, sağlık sektörü ile ilgili atıklar olduğunu düşünüyor arkadaşlar'' dedi. Bakan Pepe, önümüzdeki hafta başında atıkların kaldırılmasıyla ilgili işlemlere başlanacağını, ardından civardaki insanların tedirginliklerini gidermek için sağlık taraması yapılacağını bildirdi.
YAPTIRIMLAR YETERSİZ
Bakan Pepe, Çevre Kanunu'ndaki
yaptırımların son derece yetersiz olduğunu belirterek, ''Tuzla'daki şirkete 7.5 milyar lira ceza kesebiliyoruz. Yani boğazda
mükellef bir yemek ve garsona verilen bahşiş kadar. Ben buna sadaka diyorum'' dedi. Bir gazetecinin, Tuzla'da toprağa gömülü olarak bulunan kimyasal atıklarla ilgili olarak verilen bir ceza olup olmadığını sorması üzerine Pepe, mevcut Çevre Kanunu'nun hangi yaptırımların uygulanacağını gösterdiğini belirterek, bu
kanun ile bu ve benzeri devasa çevre sorunlarının üstesinden gelinemeyeceğinin bir kez daha görüldüğünü ifade etti. ''Keşke bunların hiçbiri olmasaydı da bu meseleleri bu şekilde tartışıyor olmasaydık. Ama Türkiye'nin realitesi bu'' diyen Pepe, Türkiye'nin yöneticisinden işadamına kadar herkesin ''çok ciddi aymazlık'' içinde olduğunu söyledi.
''Vurdumduymazlığın ağır faturasının böyle bir kaç olay kamuoyuna mal olduktan sonra görüldüğünü ve bunun dehşetengiz tablosu karşısında herkesin irkildiğini, utandığını, kızdığını ama bir kaç gün sonra bunun geçtiğini'' anlatan Pepe, ''750 bin ton tehlikeli atığın sadece 30-35 bin tonu, hadi bilemediniz 50 bin tonu bertaraf edilebiliyor. 720 bin ton nereye gidiyor? Nereye gittiğini Tuzla'da gördük. Toprağa gömülüyor'' diye konuştu.
''DAHA ÖNCE UYARDIK''
Çevre Kanunu'ndaki yaptırımların son derece yetersiz olduğunu belirten Pepe, şöyle konuştu:
''Şu anda Tuzla'daki olayda uygulayabileceğimiz ceza 'çelik çomak parası gibi', 'sadaka gibi', '5-10
kuruş verirseniz kurtulursunuz bu işten gibi'... Tuzla'daki şirkete 7.5 milyar lira ceza kesebiliyoruz. Yani boğazda mükellef bir yemek ve garsona verilen bahşiş kadar. Ben buna 'sadaka' diyorum. Bu işin failleri 5-10 kuruşla kurtulamayacaklarını bilmesi lazım. O noktaya gelmesi gerekir ki bu faillerin kamuoyunda teşhir edilmesi lazım. Bunların çok ciddi para cezalarına çarptırılması lazım. Hatta ve hatta gerekirse bunların
hapis ve ticaretten mene kadar gitmesi lazım. Niye? Bölge insanını, bir
bölgeyi tamamen tehdit edecek olaylar da olabilir. Bunların her birisinin üzerine
bakanlık olarak ilgili yerlerle gidiyoruz.''