CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, her karar ve görüş gibi
Anayasa Mahkemesinin kararlarının da eleştirilebileceğini ancak daha karar ortaya çıkmadan görüş bildirmenin doğru olmadığını bildirdi.
Kılıçdaroğlu, çeşitli etkinliklere katılacağı Tokat'a giderken Çorum'un Sungurlu ilçesinde bir sosyal tesiste gazetecilerle sohbet etti.
''
Türkiye'nin dış politikada
eksen kayması yaşadığı'' şeklindeki yorumlar hatırlatılarak, değerlendirmesinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, ''son olayların Batı ile Türkiye arasında bir güven bunalımına yol açtığını, bunun da
AK Parti'nin dış politikayı
Dışişleri Bakanlığında değil de AK Parti Genel
Merkezi'nde yürütmesinden kaynaklandığını'' söyledi. Bu güven bunalımının gelecekte Türkiye'nin dış politikasını olumsuz etkileyeceğini savunan Kılıçdaroğlu, ''Çünkü Türkiye tüm dünya ile barış ve huzur içinde yaşamak istiyor. Eğer Adalet ve Kalkınma Partisi bu güven bunalımını gidermezse bunun sonuçlarını önümüzdeki yıllarda daha kötü yaşayabiliriz'' dedi.
Parti Meclisi Üyesi Gürsel Tekin'le dün yaptığı görüşme ve
İstanbul İl Başkanlığı konusundaki soruları da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, görüşmede Tekin'in görüşlerini aldığını bildirdi. Kılıçdaroğlu, ''Gürsel Bey bu konuda son derece makul bir davranış içinde. Partinin hangi noktasında olursa olsun parti için çalışabileceğini ifade etti. Pazartesi günü zaten partimizin Merkez Yönetim Kurulu'nda (MYK) İstanbul'u görüşeceğiz. Sanıyorum güzel bir karar çıkar'' şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin,
Anayasa değişikliği paketinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yaptığı başvuru ve Yüksek Mahkemenin kararı açıklanmadan bazı çevrelerce yapılan yorumların hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
''Türkiye bir hukuk devleti ise bunun gereğine hepimiz inanmak, gereğini yapmak zorundayız. Anayasa Mahkemesinin vereceği karara herkes uyar ama bu, şu anlama gelmesin: Anayasa Mahkemesinin vereceği karar eleştirilemez... Her karar ve görüş eleştirilebileceği gibi Anayasa Mahkemesinin kararı da eleştirilebilir ama daha karar ortaya çıkmadan görüş bildirmek, mahkemeyi
baskı altına almak, hele
raportör arkadaşımızın yaptığı açıklamalar ve benzeri açıklamalarda bulunmak doğru değil bana göre. Hepimiz Anayasa Mahkemesinin kararını sükunetle bekleyeceğiz. O kararın gereğini de hep birlikte yapacağız. Karar ortaya çıktıktan sonra da şu veya bu şekilde tartışılır.''