Keşke Baykal da bunu yapabilseydi!

Türkiye iki siyasi lidere yapılan saldırıları konuşuyor.

Keşke Baykal da bunu yapabilseydi!

Van'da CHP Genelbaşkanı Deniz Baykal'a yumurta ve taş atıldı, Samsun'da DTP eski genelbaşkanı Ahmet Türk'e yumruk. Üstelik Samsun'daki saldırıda Ahmet Türk'ün burnu kırıldı. Siyasi görüşü, ideolojisi, yaşantısı, savunduğu değerler ne olursa olsun hiç kimse arkasında toplum kesimlerinin olduğu bir siyasetçiye bu şekilde saldıramaz. Ne Van'da, ne de Samsun'da. Fakat Baykal ve Türk'e yapılan saldırılara verilen tepkiler arasındaki nüans farkı sanki bazı çevrelerde rahatsızlık oluşturmuş gibi. Ahmet Türk'e yumruk atılması neredeyse bütün Türkiye'yi kenetledi. Türk-Kürt herkes buna tepki gösterdi, Ahmet Türk'e geçmiş olsun diledi. İlginç olan; Ahmet Türk'e yapılan bu sahiplenmeye karşı bazılarının bugünlerde Baykal'ı parlatma çabasına girişmesi. Güya Ahmet Türk'ü bu kadar sahiplenmeye karşı Deniz Baykal'a toplum gerekli hassasiyeti göstermemiş. Güya Türkiye şimdi Baykal'dan özür borçluymuş. Son birkaç gündür kamuoyuna bu vicdan muhasebesi pompalanmaya çalışılıyor. Peki güzel. Millet niçin Ahmet Türk'e bu kadar sahip çıktı ? Toplum Deniz Baykal'a karşı yapılan saldırıya niçin Ahmet Türk'ünkü kadar tepkili davranmadı ? Bazılarının iddia ettiği gibi; CHP'ye kızgın olduğundan mı ? Hayır. Baykal'a kızgın olduğundan mı ? Hayır. Baykal'ın Türk olduğu yani toplumun çoğunluğunu temsil eden etnik gruba mensup olduğundan mı ? Hayır. Ya da Ahmet Türk Kürt olduğundan toplumda azınlıkta olan bir etnik gruba mensup olduğundan mı ? O da hayır. İki lidere karşı gösterilen hassasiyet farkının tek sebebi var. İşte o sebep saldırılar sonrası iki liderin yaptıkları açıklamalarda ortaya koydukları tavırlarda yatıyor. Deniz Baykal kendisine Van'da yumurta atılmasına karşı hemen işi siyasi şova dönüştürüp AK Parti'nin sokak saldırılarına başladığını söyleyerek toplumu kışkırtma yolunu tercih etti. Samsun'da yediği yumrukla burnu kırılan Ahmet Türk ise herkesi sağduyuya davet etti ve "Türk halkı bu eylemi hem yüreğinde hem beyninde mahkum etmiştir" dedi. Ahmet Türk, "bir musibet bazen çok daha hayırlı şeyler getirir, ders çıkarmalıyız" dedi. Baykal; ''saldırı Van'daki bir çetenin işi ve o çetenin bağlantıları iktidara kadar gidiyor, AK Parti sokak saldırılarından medet umuyor” dedi. Baykal saldırı sonrası hemen bir hedef belirledi ve toplumu tahrik edecek sözler sarfetti. Ahmet Türk kimseyi kışkırtmamaya özen göstererek bu işin farklı noktalara varmasını önleyecek sorumlu bir lider gibi konuştu. Ahmet Türk bu saldırı karşısında “gördük ki yalnız değiliz” dedi. Baykal saldırı sonrası kendisini ve partisini soyutlayarak “yalnızlık ve karşıdaki düşman” stratejisi yürüttü. Türk; bu tehlikeli kıvılcımın üzerine benzin dökmek yerine su atmayı tercih etti, Baykal körükle gitti. Keşke Deniz Baykal ve CHP de, Ahmet Türk'ün yaptığını yapabilseydi. CHP'liler olayın nasıl olduğunu “oynatalım uğurcum” mantığıyla fotoğraflar ve görüntüler üzerinden tekrar tekrar toplumun gözüne sokma gayreti içine girdi. Ahmet Türk ve BDP'liler tepkinin demokratik boyutu aşmaması için sükunet çağrısı yaptı. Keşke Deniz Baykal ve CHP de kendilerine yapılan saldırıyı “ortak akıla” havale edebilseydi. Ve keşke kendilerine yapılan saldırıya karşı toplumun tepki göstermesini bekleyebilselerdi. İşte o zaman çıkıp birilerinin Baykal'ı parlatma işine soyunmalarına gerek kalmazdı. Şimdi çıkıp bazı köşe yazarları “Baykal'a haksızlık ettik” falan diye toplumu vicdan muhasebesi yapmaya iteklemek zorunda kalmazlardı. Keşke Baykal kendisine yapılan saldırının toplum vicdanında bulacağı makesi millete bırakabilseydi. İşte Baykal ve CHP'nin bütün sorunu da bu zaten. Keşke millete sırtlarını dayayabilseler. Bunun Türk olmayla Kürt olmayla falan ilgisi yok. Vicdan muhasebesi hiç şaşmayan bir milletimiz var. Yeter ki sizin millete sabrınız olsun. Yeter ki siz milletin gittiği yola güvenin. ABDULLAH ABDULKADİROĞLU - SAMANYOLU HABER
<< Önceki Haber Keşke Baykal da bunu yapabilseydi! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER