Saddam’ın devrilmesinin ardından 600 bin
Kürt’ün göç ettiği
Kerkük’te hemen her gün bombalar patlıyor, akşamları
patlamalara
silah sesleri ekleniyor. Saat 21’den itibaren sokağa çıkmak
yasak...
10 milyar varil civarında petrol rezervine sahip olan Kerkük, etnik savaşa gebe.
Kürtler,
Irak nüfusunun yüzde 20’sini, ama ülkenin kuzeyinde çoğunluğu oluşturuyor. Kerkük’ün kendilerine ait olduğunu iddia ediyor ve bu vilayetin,
Kuzey Irak’taki diğer üç vilayeti
kontrol eden Bölgesel Kürt Hükümeti’nin idaresine verilmesini istiyor. Kerkük’teki bir diğer unsur da Araplar... Araplar,
Saddam Hüseyin dönemindeki göç politikası sayesinde Kerkük’ün nüfusunda önemli paya sahip oldu. Ancak çoğu Irak savaşından sonra bölgeden kaçtı.
Türkmenler’e gelince, onlar da bölgenin öteden beri kendilerine ait olduğunu savunuyor. 1980’li yılların sonunda Saddam Hüseyin, çok sayıda Iraklı Arap’ı Kerkük’e göç ettirdi ve Kürtleri de bölgeden sürdü. Ancak 2003 yılında devrildiğinde, Kürtler
kent merkezine
akın etti ve vilayeti kuşattı. Türkmen bölgesi olan Kerkük’e Saddam Hüseyin’in devrilmesinden sonra 600 bine yakın Kürt göç etti.
Türkiye’den
yardım bekleyen Türkmenler’e göre bu planlı bir harekat. Amaçları bölgede Kürt çoğunluğu sağlamak. Kerkük’ün statüsü, denetimin kimin eline geçeceği ise 2007’nin
Aralık ayında yapılacak
referandumla belirlenecek. İşte Türkmenler’in korkusu da Kürtler’in bu referandumla gücü ellerine geçirip etnik temizliğe girişmeleri. Kerkük’teki Türkmenlerin de parti liderlerinin de anlattıklarından ortaya çıkan tabloya korku hakim.
TÜRKMENİLİ, KÜRTİLİ OLACAK
Irak Türkmenleri Adalet Partisi Başkanı Enver
Bayraktar “Burası Türkmen yurdudur” diye başladığı sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kerkük’e göz dikenler buraya petrol gözüyle bakıyorlar. Ama Kerkük bizim için vatan demektir. 1991’den beri Kürt partiler Türkiye,
İran ve
Suriye’nin de topraklarını içine alan
Kürdistan haritaları çiziyor. Tüm bu haritaların çıkış noktası ise Kerkük. Bizim silahlı gücümüz yok, Kürtlerin ordusu ve milyonlarca silahı var. Irak’taki Türkmenler sahipsiz kaldığı için parçalanmış durumda. Arkamızda büyük bir devletin ağırlığını hissedebilsek insanlarımız bir araya gelir.” Irak Milli Türkmen Partisi Başkanı
Cemal Şan’ın sözleri de adeta yardım çığlığı: “Kerkük aynı
Kuveyt gibi. 1991’de Saddam Kuveyt’i işgal ettiğinde siyasi olarak halledildi. ABD Kuveyt’e dünya petrol baronlarının çıkarlarını korumak için müdahale etti ve bu petrol Saddam’a kalmadı. Burada da Türkiye etkin rol oynamalı.
Amerika’ya Kerkük konusunda siyasi tavır göstermeli.”
TÜRKİYE BİZİMLE MUHATAP OLMUYOR
Irak Türkmen Cephesi dışında kalan dört partiden biri olan Türkmeneli Partisi Başkan Yardımcısı Ali Sadık da Türkmenler’in siyasal parçalanmasına dikkat çekiyor ve Kerkük’teki en büyük sorunun bu olduğunu söylüyor: “Türkmenlerin tek bir güç olamamasının nedeni Türkiye. Türkiye sadece Irak Türkmen Cephesi’ne
destek veriyor, onun dışındaki Türkmen partilerle muhatap olmuyor. Biz çözümü 2007’deki referandum sonunda Kerkük Özerk Federasyonu’nda görüyoruz. Bunu ABD’ye, Kürtlere ve Türkiye’ye sunduk.
Talabani bu fikre sıcak baktı,
Barzani ise şiddetle karşı.”
Kürtçe konuşamadım diye karakola çektiler
Gündüz sokaklar gergin. Patlayan bombalar
Bağdat’a
rakip olacak kadar sıklaşmış. Her gün 3-4 patlama oluyor. Kerkük merkezindeki
Cumhuriyet caddesindeki Neft pazarında
terzi Yaşar Mustafa’nın
küçük dükkanına konuk oluyorum. Kardeşi Hicran Mustafa, geçen hafta Kürt polisler tarafından kimlik kontrolü için durdurulmuş.
Polisler Kürtçe sorular sorunca Hicran Bey
cevaplayamamış ve olan olmuş: “Kürtçe cevap gelmeyince bana
Arapça ‘Neden anadilini konuşmuyorsun’ diye sordular. Ben de ‘Anadilim Arapça ve Türkmence’ diye cevap verdim. Keşke vermeseydim, o gece sabaha kadar polis merkezinde beklettiler. Psikolojik savaş yaşatıyorlar, dayak,
hakaret hiçbir şey yapmadılar.”
Komşularımız düşman oldu
Türkmenler’in yoğun olarak yaşadığı Musalla mahallesinde 78 yaşındaki Şakir Ömer, evinin avlusunda açık
mavi Türkmen bayrağını gururla gösteriyor. Şakir Bey, “Ben
Osmanlı torunuyum. Benim atalarım bu toprakların gerçek sahibi, torumum da bu toprakların gerçek sahibi olarak yaşayacak” diyor: “Eskiden Kerkük’te o kadar az Kürt vardı ve onlar da bizim gibi yaşarlardı, hatta çoğu Türkmence konuşur, bizimle iyi geçinirlerdi. Şimdi bizim toprağımızı elimizden almak istiyorlar. Kanımın son damlasına kadar savaşırım bu toprağı vermem.”
KÜRT NÜFUS YÜZDE 10 ARTTI
9
Nisan 2003’te Saddam rejimi devrildiği gün Kerkük’ün nüfusu 848 bindi. Bu nüfusun yüzde 60’ı Türkmen, yüzde 20’si Kürt, yüzde 18’i Arap, yüzde 2’si ise Asuru ve diğer olarak dağılıyordu. Bügün ise net bir rakam söylenemiyor. Kerkük ilinin nüfusu 1.5 milyon olarak tahmin ediliyor. 600 bine yakın Kürt’ün gelmesiyle, son dağılımın ise şöyle tahmin ediliyor:
Yüzde 40 Türkmen, yüzde 30 Kürt, yüzde 18 Arap ve yüzde 2 diğer...
KILIÇLAR ÇEKİLDİ
Kerkük’ün merkezindeki bir anıtta, bir petrol kuyusu ile çevresini saran üç kılıç görülüyor. Petrol kuyusu Kerkük’ün ekonomik önemine dikkat çekiyor. Üç kılıç ise, ister istemez Kerkük’teki üç büyük etnik grubun varlığına işaret ediyor: Kürtler, Türkmenler ve Araplar. Zengin petrol rezervleri iştah kabartıyor ancak Kerkük’te, otomobillere benzin bidonlarla dolduruluyor...
VATAN