Duruşmanın talepler kısmında söz alan
tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz'in açıklamaları önemli bir noktanın da açığa çıkmasını sağladı.
Buna göre, Emniyet
Danıştay tetikçisi
Alparslan Arslan'ın
telefon kayıtlarını 2006'dan bu yana tutuyordu. Ancak Danıştay
davasını hükme bağlayan ve saldırının 'başörtüsüyle' ilgisi bulunmadığına karar veren
Ankara 11. Ağır
Ceza Mahkemesi, söz konusu kayıtları
emniyetten istemeye gerek bile görmemişti. Dolayısıyla telefon dökümleri dava dosyasına da girmedi.
Kemal Kerinçsiz, Alparslan Arslan'ın
mahkemeye gönderilen cep telefonu ve sim kartındaki adreslerin
delil olarak kullanılamayacağını ileri sürdü.
Ergenekon dosyasına giren yeni belgelerde Alparslan Arslan'ın cep telefonu hafızasında beş bine yakın internet adresi ve e-
mail'in bulunduğunu belirtti. Telefon dökümünde kendisi de dahil 10
Ergenekon davası sanığının mail adresinin bulunduğuna dikkat çeken Kerinçsiz, kayıtların hüküm verilirken delil olarak kullanılmamasını istedi.
Danıştay sanıklarının 3
Ağustos 2009'da Ergenekon sanıklarıyla birlikte yargılanmaya başlamasıyla birlikte savcılar ve mahkeme dosyada eksiklikler tespit etmişti. Bunun üzerine başta Ankara
Emniyet Müdürlüğü olmak üzere çok sayıda kuruma yazı yazmıştı.
Söz alan tutuklu sanıklardan Osman
Yıldırım, Danıştay saldırısına ilişkin
savunma yapmayacağını belirterek, işlemediği bir suçtan dolayı savunma yapmasının mümkün olmadığını, sadece hakikatleri anlatacağını söyledi.
Cumhuriyet Gazetesi'ne
el bombası atılmasına ilişkin konuşacağını ifade eden Yıldırım, "Ama bu da savunma olmayacak. İşlediğim suçlardan dolayı da savunma yapmayacağım. Tahliye kelimesinden tiksiniyorum. Cezamı ne ise en üst sınırdan verin." dedi. Danıştay davasına ilişkin Ankara 11'inci
Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan yargılama aşamasında
tanık olarak dinlenen kişilerin kendi savunması esnasında salonda hazır bulundurulmalarını istedi.