Kendilerine yazık
Meclis ana
yasa değişikliği için toplandı ve yine büyük bir oy farkıyla değişiklikten yana tavrını sürdürdü. Cumhurbaşkanı onadığı zaman Resmi Gazete'de yayımlanacak değişiklikler yürürlüğe girecek.
Türkiye daha özgür olmayacak belki, ama
eğitim özgürlüğü biraz daha pekişmiş ve o özgürlüğü engellemek bir 'anayasa suçu' haline dönüşmüş olacak.
Günlerden beri yaptıkları yayınlarla bu gelişmeyi durdurmaya çalışan
Aydın Doğan'ın sahibi olduğu medya organlarının yeni bir yenilgisi bu.
Cumhurbaşkanı
seçimini 367 safsatasıyla engellemeye çalışmışlardı, başarılı olamadılar.
Seçim tarihinin erkene alınmasının önüne geçmek istediler, başarılı olamadılar. Gözlerini sandıktan
CHP-MHP koalisyonu çıkarmaya diktiler, başarılı olamadılar.
Cumhurbaşkanı adayı olarak Abdullah Gül'ü beğenmediler, başkası olsun diye olağanüstü gayretlere girdiler, başarılı olamadılar.
Daha geriye gidip 11
Eylül uğursuz eylemlerini değerlendirme ve Irak'ın işgali gibi konularda yanlış ata oynamalarını da dile dolayacak değilim.
Şu
özet yeterli: '
Kayıp davaların yayın grubu' Aydın Doğan medyası ve anayasa değişikliğiyle
yasakçı tavrı sona erdirme girişiminde de yanlış tarafta kaldıkları fena halde meydanda.
Durumu centilmence kabullenip üniversite kapılarının hak eden herkese açık tutulması gerektiğini savunacaklar mı? Yoksa yeni bir yenilgi tatmak ve sonunda yine kaybetmek üzere başka bir davanın peşinden mi sürüklenecekler? Ne dersiniz?
Benim beklentim şu: Aydın Doğan'ın sahibi olduğu medya organları,
gazeteler, televizyonlar, bugünden itibaren ve hep bir ağızdan, “Bu değişiklikler yeterli değil” diye bağırmaya başlayacaklar. “İki cümle takviyesiyle ne değişti ki?” diye soracaklar. “
Anayasa Mahkemesi bu iki maddeyi görüşür ve iptal eder” diyecekler. “Yasa da çıksa değişmez, yasak kalkmaz” diyecekler.
Diyecekler de diyecekler...
Peki de, neden böyle bir tavır alıyor Aydın Doğan'ın sahibi olduğu medya organları? Artık işi pişkinliğe vurup hepsi birden aynı manşeti çekme pahasına hem de? Birkaç gün önce üç gazete birden “
Üniversite ayakta” manşetiyle çıktı. Dün de, iki gazete birden Merkel'in “Türban takmanızı anneniz mi istiyor?” sorusunu manşetleştirmişti.
“Neden?” sorusuna birden fazla
cevap bulmak mümkün. Türkiye'nin daha özgürlükçü, daha demokrat, daha evrensel standartlarda bir
ülke olmasını istemiyor olabilirler, öyle bir ülkede boruları iyice ötemez hale geleceği için... Belki de doğrudan eldeki konuyla ilgili bir saplantıları olabilir; sırf Türkiye'de bilimle din arasında bir çelişki olduğunu gösterebilmek için 'tıbbî müdahaleyi reddeden' Amerikalı bir Hıristiyan tarikatın referansına başvuran bir yazı bile yayımlayabildiler çünkü.
Gerçeği yakalamada yararlı olabilecek başka cevaplar da verilebilir, ancak galiba en akla yakını şu: Başta patronları Aydın Doğan olmak üzere Doğan
Medya Grubu'nun yayın organlarını yönetenler, pek çok yazarı, yorumcusu, Türkiye'yi ve dünyayı doğru okuyamıyor, bu sebeple de hep kaybeden tarafta kalıyorlar. 'Zamanın ruhu' kavramı onlara hiçbir şey söylemiyor. Ya o 'ruhu' kavramaktan âcizler veya 'zamanın ruhu' denilen olgunun kendi keyiflerince durdurulabileceğini sanıyorlar.
Magazin eklerini çıkarıp bir daha baksın gazetelerine Aydın Doğan ve
Cumhuriyet gazetesiyle karşılaştırsın, bakalım kendi gazeteleriyle Cumhuriyet arasında tavır ve mahiyet farkı görebilecek mi?
Sadece bir medya grubuna sahip değil Aydın Doğan, hemen her alanda
ekonomik çıkarları var. Bu akılla yola devam ederlerse yalnızca medyadaki itibarları elden gitmiş olmayacak...
Aman canım, bana ne?
FEHMİ KORU/YENİ ŞAFAK