Ergenekon'dan gözaltına alınan sorgusunun ardından serbest kalan eski YÖK Başkanı Prof. Dr.
Kemal Gürüz, CNNTürk'te yayınlanan "Tarafsız Bölge" programında ilginç açıklamalarda bulundu. Ahmet Hakan'ın "siz hiç
fişleme yaptınız mı? şeklindeki sorusuna Gürüz, şok eden bir
cevap verdi:
"Tesettürlü bir şekilde üniversiteye gelmek devlet nizamına, anayasanın ruhuna aykırıdır. Bir kişi ısrarla hayır böyle değil diyorsa dincidir. Bu kadar açık, bu kadar net.."
Birçok üniversitede Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün talimatıyla "fişleme" çalışması yapılmıştı.
Aksiyon dergisinin arşivinden çıkardığımız ve şimdi okuyacağınız bu haber, dün
akşam Gürüz'ün savunduğu "icraatlarının" daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Okuyun, "derin mekanizmayı" daha iyi tanıyın.
SADECE VAN BİLE HERŞEYİ ANLATIYOR
Van'daki fişleme Rektör
Yücel Aşkın'ın göreve gelmesinden 19 gün sonra, 15
Mayıs 1999'da dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün talebiyle başladı. İki profesörün oğullarını araştırmakla başlayan fişleme, 418 kişiyi ve bunların ailelerini kapsayarak günümüze kadar uzandı.
GÜRÜZ'DEN FİŞLEME MEKTUPLARI
25
Nisan 1999 günü resmen
rektör olan Yücel Aşkın, göreve başlamasından sadece 19 gün sonra
Ankara'dan bir yazı alıyor. 14 Mayıs 1999’da gelen ve dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün imzasını taşıyan yazıda şöyle deniyor: "Rektör Yardımcısı Prof. Abdüsselam Uluçam ve Prof. Fuat Odabaşı'nın oğlunun irticai faaliyetlerde bulundukları duyumlarını araştırın." Rektör Aşkın, 28
Eylül 1999 günü Ankara'ya gönderdiği cevabî yazıda, "Araştırdık,
evet bu kişilerin irticai ilişkileri var." diyor. Ankara-Van hattında yaşanan bu ibret verici yazışmalar, 3 Temmuz 2001'de Gürüz'ün imzasını taşıyan yazı ile sürüyor. Yazıda şöyle deniyor: "
Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Nurhan Akyüz ve memur Sıracettin Akyüz,
Veteriner Fakültesi
öğretim görevlisi
Abdurrahman Gül,
İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Ömer Pakiş, Erciş
Meslek Yüksek Okulu Sekreteri
Cumhur Yıldız'ın Nakşibendi Tarikatı kollarından olan
Adıyaman Menzil grubuna ait dergahla ilişkilerini araştırın."
Rektör Aşkın, Gürüz'e gönderdiği cevapta, "Yazınızda adı geçenler izlemeye alındı." diyor. Aşkın'ın, YÖK'ün 13
Ağustos 2001 tarihli yazısına verdiği cevaptaki açıklamaları, bugün yaşanmakta olan sürece dönük önemli ipuçları ile dolu.
SADECE VAN'DA YÜZLERCE MAĞDUR
Peki Yücel Aşkın göreve gelince ne yapmış? Kendisi anlatıyor: "16 Ağustos 2001 tarihi itibariyle çoğu İslamcı olan ve içlerinde
Kürt Milliyetçileri de bulunan
126 idari personel ile 221 akademik personel ya üniversiteden ayrıldı ya da üniversite ile ilişkileri kesildi."
ÖZEL İSTİHBARAT DOSYASINDAKİ TAKİP NOTLARI
Soruşturmayı yapan savcı Ferhat Sarıkaya'ya göre Rektör Aşkın'ın bu özel istihbarat bilgileri elde etmesini büyük ölçüde üniversite içindeki
karakolun komutanı Başçavuş Saffet Kara sağladı.
Savcı, "Öğretim üyelerini izlettirerek bu kişilerin nerelere gittiklerini, nerede toplandıklarını ve kimlerle görüştüklerini, ne yaptıklarını not ettirerek bu kişilerin özel hayatlarını da ihlal eden Yücel Aşkın, bu verileri dönemin
Üniversite Jandarma Karakol Komutanı Saffet Kara vasıtasıyla topladı." diyor.
"İFTAR YEMEĞİNDE BİRLİKTEYDİLER!"
Şimdi
dava dosyasındaki özel takip ve istihbarat notlarına bakalım. Örneğin 28
Kasım 2002 tarihli bir notta yedi
öğretim üyesinin ismi verilerek, "Dün akşam
iftar yemeğinde birlikteydiler." deniyor. 26 Kasım 2002 tarihli notta, dört kişinin ismi verilerek, "Sosyal tesislerdeki müdüriyet odasında toplantı hâlindeydiler." deniyor. 10
Aralık 2002 tarihli istihbarat takip belgesinde ise şu bilgiler var: "
Bayramın birinci günü
Hüseyin Çelik bayram namazını kılıp kahvaltıyı Şükrü Aslan'ın evinde yaptı. Bayramın ikinci günü Nurhan Akyüz,
Sağlık Bakanı ve
Kültür Bakanı ile
Vali Beyle birlikte
Cuma namazını kampüse gelip birlikte kıldılar. Bayramın üçüncü günü Hüseyin Çelik, lojmanlarda 7. blok B kısmına geldi, Kürşad Türkdoğan ve
Şaban Şimşek'i ziyaret etti. Kardeşi
Ramazan Çelik de yanındaymış, Dursun Hoca burada yoktu. Yeni sağlık bakanı Doç. Nihat Tosun'un yakın arkadaşıymış."
GÜRÜZ, "FİŞLEME YOK" DİYOR AMA...
Bu takipler haricinde, ayrı ayrı bütün fakülte ve bağlı okullarda görev yapan toplam 418
öğretim görevlisi listeler hâlinde sıralanarak isimlerinin karşısına siyasî, dinî ve etnik bilgiler düşülmüş. Kimileri için "irticai görüşe sahiptir", kimileri için "çağdaştır", kimileri için "Kürt milliyetçiliğinin savunucusu", kimileri için "Nakşibendi faaliyetleri içerisinde yer alıyor" denen dosyadaki öteki bazı nitelemeler şöyle: "DYP tandanslı, tarikatçı, devlet yanlısı, devlete bağlı ve ılımlı, radikal Nurcu, radikal İslami ve Kürtçü düşünceye sahip, tarikatçı kesimle yakın temasta, millî görüş sempatizanı; Nurculuk sempatizanı; Nakşibendi sempatizanı; Nakşibendi faaliyetleri içerisinde yönlendirici; Ülkücü görüşe mensup; Hizbullahi fikirlere sahip; mutaassıp yapıda Nurcu faaliyeti içinde; Nizam-ı Âlemci, radikal dinci,
ülkücü görüşlü."
Yorum sizin...
SAMANYOLUHABER.COM