Rektörler ve
öğretim üyelerine ağza alınmayacak
küfür ve hakaretleri, adı 'apoletli bilim adamı'na çıkan Celal Şengör'ü YÖK'e seçtirme çabası, yine ETÖ davası sanıklarından
Kemal Alemdaroğlu'nu mahkûm olduğu davalardan kurtarmak için
Danıştay nezdindeki girişimleri iddianameye yansıyan
Kemal Gürüz fotoğraflarından bazısı.
Kemal Gürüz, ETÖ soruşturmasının 11. dalgasında gözaltına alınınca yeniden
Türkiye'nin gündemine geldi. Gözaltına alınış şekli, polis sorgusunda 4 kez ağlaması, sonrasında
gazete ve televizyonlara verdiği röportajlar dikkat çekiciydi. Bir zamanların 'kudretli' YÖK Başkanı, şimdi bambaşka bir portre çiziyordu. Çünkü ona da bir gün hukuk lazım oldu.
Peki, gözaltına alınırken aşağılanmış hissine kapıldığını ifade eden Kemal Gürüz kim? Görev yaptığı 1995-2003 yılları arasında Türk yükseköğretimine neler yaşattı? Hangi uygulamalara
imza attı? Rektörleri niçin zorla
istifa ettirdi? Kaç gencin umutlarını söndürdü? Öğretim üyelerini nasıl yaftaladı? Onun yüzünden kaç akademisyenin huzuru kaçtı, hayalleri yıkıldı,
aile saadeti bozuldu? Televizyonda ağlattığı
rektöre ne dedi? 'Astığım astık, kestiğim kestik' felsefesiyle herkese korku salan ve üniversiteleri 'korku İmparatorluğu'na dönüştüren geçmişin kudretli YÖK Başkanı bu gücü nereden alıyordu?
Gürüz ve yaptıklarını kısaca hatırlamakta fayda var. Şimdilerde 'Amerikancı' olduğunu ilan eden Gürüz'ün öğrencilik yıllarındaki dünya görüşünü
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysel Batmaz şöyle açıklıyor: "Kemal Gürüz ile tanışıklığım ODTÜ'lü yıllara uzanır. Ben sol öğrenci derneği yöneticisi iken, o, Kimya Mühendisliği Bölümü'nde Tarık Somer'in
ülkücü asistanı idi ve
Öğrenci Temsilcileri Konseyi'nin aralarında benim de bulunduğum üyelerince zaman zaman hırpalanırdı."
Girit'ten Selanik'e, oradan da İzmir'e göç eden bir ailenin çocuğu olan Gürüz,
Hürriyet Gazetesi'ne verdiği röportajda inançlarıyla ilgili bir soruya şöyle
cevap veriyor: "Ben Türk ve
Müslüman bir ailenin çocuğuyum. Müslüman olarak doğdum, Müslüman âdetlerine göre gömüleceğim. Dinî vecibelerimi tam anlamıyla yerine getirebildiğim söylenemez.
Oruç tutmuyorum; ama üniversitelerde beş öğün yemek çıkmasına titizlikle dikkat ederim." Bir günde 5 öğün yemek meselesi kafaları karıştırsa da kendisini sosyolojik anlamda Müslüman kabul eden Gürüz, milliyetçilik konusunda hayli iddialı: "En az MHP lideri Bahçeli kadar milliyetçiyim."
...
Ayrıca Kemal Gürüz döneminde tarihte bir ilk de gerçekleşti. Türkiye Büyük
Millet Meclisi, 1999'da YÖK ve üniversitelerde yaşanan sıkıntı ve yolsuzlukları araştırmak üzere
komisyon kurdu. O dönem hükûmette Bülent Ecevit'in DSP'si,
Mesut Yılmaz liderliğindeki
ANAP ve MHP vardı. Komisyonun başkanı MHP eski
Milletvekili Doç. Dr. Mustafa Gül, 6 ay çalışan komisyona Kemal Gürüz aleyhinde 30 bin şikâyet dilekçesi geldiğini ifade ediyor. Komisyon,
İstanbul Üniversitesi ve Rektör Kemal Alemdaroğlu başta olmak üzere çok sayıda üniversite ve rektörün yolsuzluklarını tespit etti ve bunların Gürüz tarafından korunduğunu raporlaştırdı. YÖK'teki yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma hususlarında savcılara 7 ayrı suç duyurusunda bulunuldu. Ancak dönemin DSP'li Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, Kemal Gürüz'ün yargılanmasına izin vermedi. Doç. Dr. Gül "Biz vazifemizi yaptık ve tespitlerimizi yargıya intikal ettirdik. Ancak dosyalar sümen altı edildi. Kimsenin yargılanmasına izin verilmedi. Kemal Gürüz hâlâ aklanmış değil. Belki yargılansaydı
hapis yatacaktı" diye konuşuyor.
HABERİN AYRINTILARI AKSİYON DERGİSİ'NDE