Kekeç '1 NUMARA'yı açıkladı

Ahmet Kekeç,Türkiye'de cevabı en çok merak edilen soru olan '1 NUMARA KİM?' sorusunun cevabını yazdı.

Kekeç <b>'1 NUMARA'</b>yı açıkladı

1 numarayı açıklıyorum Liberal aydınlarımız çok tutmaz ama, ben pek bir beğeniyorum... Tamam, ‘Ticaret imtiyazını ekalliyetten alalım, bir milli burjuvazi oluşturalım’ demiştir, haltetmiştir ama, ‘Devlet eliyle zengin yetiştirme fikri’nin sakıncaları konusunda Mustafa Kemal’i uyaran, İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararları, hissi kablel vuku eleştiren, devletin yedeğinde palazlanan ‘yerli sermaye’nin, gelecekte iktisadi gelişmeyi baltalayacağını söyleyen kişi de odur. İsmi, Kara Kemal... Bazı kriminal işlere bulaştığı için öldürüldü. Daha doğrusu, ‘İttihatçı muhalefeti örgütlediği’ gerekçesiyle bitirildi. Kara Kemal’in bittiği/bitirildiği noktada ‘onlar’ sahne alır. Buradaki ‘onlar’a, iç pazar imtiyazını kaptırmamak için darbe dahil her türlü ‘istikrarsızlaştırma’ programını destekleyen, ‘Ergenekon’ gibi oluşumlara el altından finansal destek sağlayan, medya gücünü ‘şantaj aracı’ olarak kullanan büyük burjuvazinin ‘tahsisli’ kesimini dahil edebilirsiniz. Bir de örgütleri vardır bunların. Bir ‘işadamları örgütü’ gibi faaliyet gösterir ama, esas amacı seçilmiş hükümetlere yönelik şantajı meşrulaştırmaktır. Dün, konjonktür öyle icap ettirdiği için gazete ilanıyla hükümet düşürüyorlardı, bugün bazı rantların ve teşviklerin devamı uğruna hükümet destekliyorlar. Kendilerini büyük sermaye diye pazarlıyorlar ama, çalışma tarihleri boyunca ‘Sultanahmet’te, turistlere kartpostal satan kara saçlı bir çocuk kadar bile ülkeye döviz kazandırmamışlardır...’ Tahsisli sermayenin tabiatı budur. Üretmeye değil, hep almaya, hazıra konmaya kurgulanmıştır. Bu sınıf, Batı’daki burjuvaziden, hele de Kara Kemal’in ‘oluşmasında’ zaruret gördüğü yerli burjuvaziden farklı olarak, devlete yaslandıkça semirdi ve paradan para kazanan ‘repocu’ kazurat takımını türetti. ‘Rekabet’ten korktuğu için de, dünyaya açılmak yerine ‘iç pazar’ı parsellemeye yöneldi; ürettiği çürük-çarık malları dünya ortalamasının üzerinde fiyatlarla yoksul Türk halkına kaktırdı. Bu sınıf, yıllarca, nesebi gayrı sahih bir bayram olan Yerli Malları Haftası’yla kendisine bir kulvar açmaya, rekabet düzenine başkaldırıp palazlanmaya çalıştı. Palazlandı da... Oysa, içe kapanmacı, totaliter, faşist ülkelerin züğürt tesellisiydi Yerli Malları Haftası... Beceriksiz, tembel, ‘üretici ruh’tan yoksun yöneticilerin mazeret beyanı... Ülkeye pasaklı, kara saçlı bir çocuk kadar bile döviz kazandırmamış büyük holdinglerimizi, beyaz eşya ve otomotiv ilahlarımızı, medya kartellerimizi, Türkiye’nin gelir dağılımı en bozuk on ülkeden biri olması hiçbir zaman rahatsız etmedi... Bu cinnet ortamı, bu varoşlar, bu kamu düzeni, Halk Ekmek kuyruklarında telef olan bu yoksul halk; proteinsizlikten, bakımsızlıktan vereme, koleraya, tifüse yakalanan bu kara kalabalıklar onları hiç ilgilendirmedi... Onlara, niçin rekabetten, ‘serbest piyasa düzeni’nden korktuklarını sormak isterdim... Niçin iç pazarın sömürülmesine dayalı bir büyüme ve sanayileşme stratejisi izlediklerini... Neme lazım, sormuyorum... Bakarsınız, pazar payını korumak insiyakıyla ‘darbe cuntaları’yla halvet olan büyük burjuvazinin encamı çıkar ortaya... Hangi darbenin, dünyayla rekabet etmekten korkan hangi taponcu sermaye tarafından ‘gümrük duvarlarının yeniden ihdas edilmesi’ kaydı şartıyla mahut güç merkezlerine sipariş edildiği anlaşılır ve ardından sırıtan yüz ifadesiyle ‘1 numara’ belirir... Belli mi olur! AHMET KEKEÇ-STAR
<< Önceki Haber Kekeç '1 NUMARA'yı açıkladı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER