Erzurum'un
Pasinler ilçesindeki bir
inşaat kazısında bulunan insan kemiklerinin, 1916 yılında Doğu Cephesi'nde yaralanarak Erzurum'a
tedavi için getirilen ancak burada tifo ve
kolera gibi hastalıklardan şehit olan Türk askerlerine ait olduğu bildirildi.
Türk
Ermeni İlişkileri
Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr
Erol Kürkçüoğlu,
Atatürk Üniversitesi (AÜ)
Edebiyat Fakültesi
Arkeoloji Bölümü
öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Yalçın Tavukçu'nun da aralarında bulunduğu akademisyenlerden oluşan 10 kişilik bir
ekip, hafriyat çalışmasında insan kemiklerinin bulunduğu Batı Kışla mevkisindeki bölgede incelemelerde bulundu.
Pasinler İbrahim Hakkı
Devlet Hastanesi ile Hasankale Şehitliği'nin arasında bulunan bölgenin daha önce askeri kışla olarak kullanıldığını belirten uzmanlar, kazı sırasında çıkarılan yaklaşık 200'e yakın insan kemiğini yakından inceledi.
Batı Kışlası'nın 50 metre
doğusunda,
toprak yüzeyine 1.30 metre derinlikte bulunan, 6 metre genişlikte ve 70 metre uzunluğundaki alanda üst üste defnedilmiş olarak bulunan kemikler üzerinde yapılan araştırmada, Ermeni katliamına dair kurşun veya
darp izi gibi bulgulara rastlanılmadı.
Söz konusu insan kemiklerin Doğu Cephesi'nde düşmana karşı verilen mücadele yaralanarak Pasinler ilçesindeki Sahra Hastanesi'ne (Seyyar Hastane) tedavi için getirilen ve burada tifo, tifüs ve kolera gibi salgın hastalıklardan ötürü şehit düşen Türk askerlerine ait olduğu açıklandı.
Türk Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Kürkçüoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, konuya ilişkin bilim adamları ile birlikte 10
Nisan tarihinden itibaren bölgede geniş çaplı araştırmalar yaptıklarını belirtti.
İnsan kemiklerinin bulunduğu Batı Kışla mevkisinde daha önce Sahra Hastanesi'nin bulunduğunu ifade eden Kürkçüoğlu, ''Burada bir büyük Sahra Hastanesi var. Erzurum'dan sonra en büyük
hastane burada, (Pasinler) Hasankale'dedir. Burada 581 tane koleradan, tifodan, tifüsten ölen şehidimiz var. Türk ordusu bir taraftan Ermeni çeteleri ile bu bölgede Ruslar ile savaşırken diğer taraftan da salgın hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalmıştır'' diye konuştu.
Yapılan araştırmada insan kemikleri üzerinde darp izine rastlamadıklarını da dile getiren Kürkçüoğlu, şunları kaydetti:
''Şehitlerimizin kemikleri üzerinde herhangi bir darp izi yok. Giysi parçaları kesinlikle yok. Burada yaptığımız çalışmada şu gerçek ortaya çıkıyor. Sahra Hastanesine ait ve
genç insanların, askerlerin salgın hastalığına yenik düşmesiyle şehitlerimizin bedenlerinin olduğu bir alan olarak kabul edilebilir.''
AÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Ali Yalçın Tavukçu da söz konusu yerde çok sayıda insan kemiklerine rastladıklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
''İlk bulgularla şunu söyleyebiliriz; burada cesetler üzerlerinde
giysi olmadan gömülmüştür. Daha önce hafriyattan çıkarılan kemiklerin hiçbirinde bir darp izini göremedik. Burada Erzurum'dan sonra en büyük sıhhiye merkezi olan Sahra Hastanesi varmış. Dolayısıyla bu civarda hastaların salgın hastalıklar sonucu toplu ölümler nedeniyle buraya bir defin yapıldığı görülüyor.''
Tavukçu ayrıca Pasinler
Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan araştırmada kemikler üzerinde daha önce inceleme yapan uzmanların da herhangi bir darp izine rastlamadıklarını sözlerine ekledi.
Bu arada Pasinler Cumhuriyet Savcılığı tarafından söz konusu hafriyat alanında bulunan kemiklere yönelik uzmanların da görüşü alınarak
rapor hazırlandığı ve raporda söz konusu yerde bulunan kemiklerin 90-100 yıllık geçmişe sahip olduğunun belirtildiği kaydedildi.