Duruşmada söz alan Bükköy Madencilik'in avukatlarından Yalçın Doruk'ın "Ülkemizde 3,5 milyon işsizin bulunduğu göz önüne alındığında aylık 700 lira ile iş imkanı sunulması, sigorta primleri ve vergilerinin ödeniyor olması işçiler için bir nimettir." şeklindeki açıklaması tepkilere sebep oldu. Mustafakemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki davalara grizu patlaması sonucu hayatını kaybeden 19 işçinin yakınlarının avukatları Mehmet Çetin, Adem Baştürk ve Ercan Sümer ile maden firması avukatları Yalçın Doruk, Yusuf Kör ve Cahit Çakır katıldı. Firma yöneticileri Fahrettin Şolpan, Hayrettin Çelik ve Bayram Erdoğan'ı da avukatları Faruk Taşmaz temsil etti. Duruşmada söz alan işçi yakınlarının avukatı Mehmet Çetin, bilirkişi raporlarına göre, firma ve yetkililerinin tamamen kusurlu olduğunu, kastı aşan durumların söz konusu olduğunu ileri sürdü. Maden ocağındaki havalandırmanın 40 santimetrelik borular yerine '12 santimlik bahçe hortumuyla' yapıldığını ileri süren Çetin, şunları söyledi: "Maden ocağı 10 yıldır denetlenmesine rağmen bilirkişi 12 temel eksiklik tespit etti. Bunlar ölümcül eksikliklerdir. Bu eksiklikler giderilmeden ocağın çalışması kaza değil ağır kusur ve ihmaldir. İşçilerin tamamı havasızlıktan ölmüştür. Girişi olan ocağın çıkışı yok. 100 kişi çalışıyor olsaydı hepsi ölecekti. Ocakta bantla gelişigüzel sarılmış kablolar, evde kullanılmayan ampuller var. Ocakta işçi çalıştıran davalıların tamamı bu işten sorumludur." Kazanın ardından işçilerin aileleriyle görüşen firma yetkililerinin 'Ölenleri zorla mı soktuk oraya' dediğini savunan Avukat Çetin, "Zorla sokulmadılar, ama çalışma şartları böyle olmamalıydı." ifadesini kullandı. Maden ocağı sahibinin tutuklanmamasının işçi ailelerinin acısını artırdığını anlatan Çetin, bu sebeple manevi tazminat taleplerinin dikkate alınmasını talep etti. Çetin, kazanın ardından bir televizyon kanalında yayınlanan 45 dakikalık programın CD'sini mahkeme heyetine sundu. Bükköy Madencilik firması avukatlarından Yalçın Doruk ise 1954 yılından bu yana faaliyet gösteren ocakta denetimlerin düzenli olarak yapıldığını aktardı. Ocakta kazaya sebep olacak eksiklik bulunmadığını iddia eden Doruk, evraklarda bazı eksikliklerin bulunduğunu kaydetti. Bilirkişi raporunda ölen işçilerin ellerinin altında antigrizulu malzeme bulunduğunun belirtildiğini ileri süren Doruk, şu görüşleri dile getirdi: "İşçilere hizmet içi eğitim verilmiştir. Antigrizulu malzeme olduğu halde işçilerin bunları istememeleri ve kullanmamaları, onların kusurlu olduğu raporda belirtilmiştir. Ülkemizde 3,5 milyon işsizin bulunduğu göz önüne alındığında aylık 700 lira ile iş imkanı sunulması, sigorta primleri ve vergilerinin ödeniyor olması işçiler için bir nimettir." Avukat Yusuf Kör ise iddiaların yersiz ve abartılı olduğunu ileri sürdü. Havalandırma hortumunun 40 santimetre olması yönünde zorunluluk bulunmadığını ileri süren Kör'ün açıklamaları salonda gerginlik yaşanmasına sebep oldu. İşçi yakınları bu sözler sebebiyle Avukat Kör'ün üzerine yürüdü. İşçi ailelerinin avukatlarıyla firma avukatları arasında da söz düellosu yaşandı. Firma avukatlarından Cahit Çakır ise kazadan bir saat sonra 19 işçinin öldüğünün belirlendiğini, buna rağmen bakanlık yetkililerinin içeri girilmesine izin vermediğini dile getirdi. Duruşmada davalı ailelerin avukatları, firma tarafından ailelerin hesaplarına yatırılan 15 biner TL'nin çekilmediği zapta geçirtti. Mahkeme Başkanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nden firmanın ruhsat sahasına ilişkin kayıt ve belgeler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bursa Bölge Müdürlüğü'nden kazayla ilgili müfettiş raporlarının istenmesi için duruşmayı erteledi. Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde faaliyet gösteren Bükköy Madencilik'e ait ocakta 10 Aralık 2009'da meydana gelen grizu patlamasında 19 işçi hayatını kaybetmişti. Olayın ardından tutuklanan ocaktan sorumlu 3 yetkili daha sonra serbest bırakılmıştı. Maden Ocağı'nın sahibi Nurullah Ercan'ın ise 5 kez tutuklama talebine rağmen tutuksuz yargılanmasına karar verilmişti. CİHAN