Diyarbakır'daki 44 sivil toplum kuruluşu, Danıştay 8. Dairesi'nin YÖK'ün üniversiteye girişte farklı katsayı uygulanmasına ilişkin kararının yürütmesini oybirliğiyle durdurmasını protesto etti. Yenişehir ilçesi Sanat Sokağı'nda bir araya gelen STK temsilcileri ve vatandaşlar, Danıştay, İstanbul Barosu ve eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu aleyhine sloganlar atarak, toplumun temel dinamiklerinin önüne çıkarılan engellerin yıkılmasını istedi. Eylemde açılan 'Darbeci baro, zorba Danıştay', 'İstanbul Barosu, cuntanın korosu', 'Danıştay'ın balyozu öğrencinin tepesinde' ve 'Meclis uyuma öğrenciye sahip çık' pankartları dikkat çekti. 'Geleceğimizi karartmanıza izin vermeyeceğiz' yazılı afişin açıldığı gösteride, meslek lisesi son sınıf öğrencisi Musap Aydın açıklama yaptı. Danıştay'ın kararının hukuk tarihinin yüz karası olduğunu söyleyen Aydın, "Danıştay, millete zulmederek, halka karşı yetkilerini silah olarak kullanmaktadır." dedi. Yönetim erkini elinde tutan bir avuç azınlığın, hegemonyalarına son verecek 'demokratik açılımı' etkisiz kılmak için yasama, yürütme ve yargıyı karşı karşıya getirmeye çalıştığını belirten Aydın, darbelere çanak tutan İstanbul Barosu'nun gizli bir şekilde Danıştay'a başvurmasını eleştirdi: "Baronun hukuk ve insan hakları alanında yaşanan sıkıntılara hiçbir çözüm önerisi getirememiş olması, Ergenekon ve cuntaların milletin mukaddesatlarına saldırdığı bir dönemde piyasada boy göstermesi manidardır." Binlerce öğrenciyi mağdur eden kararın Danıştay, İstanbul Barosu ve Kanadoğlu tarafından önceden tasarlandığını düşünen meslek lisesi öğrencisi, kararın derin devletin toplumu nasıl gerdiğinin göstergesi olduğunu vurguladı. Aydın, "Tüm gelişmiş ülkelerde mesleki ve teknik eğitim özendirilmekte, ülkenin istihdam politikasına, ekonomik, sosyal ve kültürel beklentilerine göre bu okullardaki eğitim desteklenmekte iken, ülkemizde meslek liselerinin durumu adeta yazboz tahtasına dönmüştür. Yıllarca hukuk adına alınan siyasi ve ideolojik kararlarla gençlerimizin geleceği karartılmakta, vasıfsız ve niteliksiz fertler yetiştirilerek, toplumun temel dinamiklerinin önüne engeller çıkarılmaktadır." diye konuştu. Aydın, Danıştay kararının ortaya koyduğu çelişkiye de dikkat çekerek, şunları kaydetti: "Meslek lisesi elektrik bölümü mezunu olan öğrencilerimiz, düz lise mezunu olan öğrencilere göre 50 puan daha fazla alması lazım ki elektrik mühendisliğini kazanabilsin. Bu durum ne akla ne vicdana ne de izana sığmayacak bir zulümdür." Hükümete de seslenen meslek lisesi öğrencisi, yasal düzenleme yapılarak zulmü kökünden çözmesini istedi. Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Diploma notları yüksek ve başarılı gençlerimiz YÖK'ün kararına güvenerek meslek liselerini tercih etmişlerdi, ne yazık ki yargı bu kararı ile yine gençlerin hevesini kursağında bırakmıştır. Milyonlarca öğrenci ve aileleri bu kararın mağduru olmuşlardır. Bu siyasi kararlar bir milyondan fazla öğrencinin moralini bozmayı hedefliyor." Eyleme, Mazlum-Der, Memur-Sen, Bem-Bir-Sen, Diyanet-Sen, Eğitim Bir-Sen, Özgür-Der ve Sağlık-Sen'in aralarında bulunduğu STK'lar destek verdi. Danıştay'ın yaptığı yetki gasbının da ötesinde Hukukçular, Danıştay'ın katsayı kararıyla Anayasa'ya aykırı davrandığını belirtiyor. Fatih Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Kaşıkçı, idari yargının yerindelik denetimi yetkisi olmadığı halde YÖK'e farklı katsayı düzenlemesini dayattığının altını çiziyor. Danıştay'ın YÖK'e eşitlik ilkesine aykırı karar aldırarak adeta suç işlettiğini ifade eden Kaşıkçı, "Danıştay, YÖK'ün elini kolunu bağlıyor. Şu anda verdiği kararla sadece yerindelik denetimi yapmamış, bir adım daha öteye gitmiştir. YÖK'ü mutlaka farklı bir katsayı belirlemesi için zorlamıştır. Bu despotizmdir. Yetki gasbının ötesindedir." diyor. Hukukçular Derneği Başkanı Kamil Uğur Yaralı da katsayı konusunda Danıştay'ın yerindelik denetimi yapamayacağını kaydediyor. Yaralı, "Hiçbir yargı organı yasamanın yerine geçip karar veremez. Danıştay ileri gidip bunu da yapıyor. YÖK'e vereceği karar konusunda dayatma yapıyor. YÖK'e yürürlükten kalkmış olan '0,3-0,8 ile ilgili katsayı uygulamasını kabul ederim' diyor, yetkilerini gasp ediyor." ifadelerini kullanıyor. Önceki davalarda 'yetki YÖK'te' diyen Danıştay'ın bu yetkiyi YÖK'ten alma gibi bir durumunun olmadığına dikkat çeken Yaralı, yasal bir düzenlemeyle sorunun çözüme kavuşturulabileceğini ifade ediyor. Diyarbakır Baro Başkanı Emin Aktar ise üniversiteye girişte yargıdan görüş almanın gereksiz olduğunu dile getiriyor. Yerindelik denetimi yapan Danıştay'ın verdiği kararın hukuk dışı olduğunu vurgulayan Aktar, şunları aktarıyor: "Yargı rövanş alırcasına bir tutum sergiliyor. Yargı idarenin yetkisini gasp etmiştir. Danıştay hiçbir şekilde yerindelik denetimi yapamaz. Sadece tesis edilen kararın hukuka uygun olup olmadığına karar verir. Yasama organı yasa değişikliğine girerek bu konudaki tartışmayı sonlandırmalıdır."