Daha önce hiç görmediği Filedelfiya’ya gitmek için annesiyle
tren yolculuğuna çıkan Samuel Lap adlı bir Amiş gencinin yol üzerindeki bir tren istasyonunda şahit olduğu olay, hayatının seyrini değiştirmeye yetip de artıyor. İstasyonun lavabosunda iki katilin üçüncü bir şahsı vahşice öldürmesine
tanık oluyor çünkü.
Gördüğü vahşetten sonra onun ve annesinin hayatı
tehlike altında. Fakat kahraman dedektif John Brook, katillerin
yargıç karşısına çıkarılacağı ana kadar onları koruyacaktır. Tanık koruma programındadırlar artık. İzleyenlerin hatırlayacağı üzere başrolünü ünlü aktör Harrison
Ford’un oynadığı 1985 yapımı Tanık (Witness) adlı bir
Hollywood filmini anlatıyor bu cümleler. Bizler bu tür filmlerle duyduk hep ‘Tanık Koruma Programı’ kavramını. Bazen bir cinayete bazen uluslararası boyutta bir suça şahit olan iyi vatandaşın ve koruyucusu iyi dedektifin
mahkeme gününe kadar suçlulara ve
destekçilerine karşı verdiği aksiyon dolu mücadeleyi gördük bu filmlerde. Sağlanan para desteğiyle yaşadıkları yer ve kimliklerinin,
estetik müdahaleyle yüzlerinin nasıl değiştiğini şaşkınlıkla izleyip durduk yıllarca. Çünkü bizim hiç Tanık Koruma Kanunu’muz olmamıştı! Yabancıydık ‘Vay be!’ dedirten bu tür uygulamalara. Fakat bize pek çok konuda
Cumhuriyet tarihinin ilklerini yaşatan
Ergenekon soruşturması, bu eksiğimizi de giderdi. Dile kolay, 2 bin 455 sayfalık
Ergenekon Terör Örgütü iddianamesinin tam 17 gizli tanığı var.
Gazi olaylarından Dr.
Necip Hablemitoğlu cinayetine kadar ezber bozacak o kadar çarpıcı ifadeleri var ki iddianamede... İşte bu yüzden geçtiğimiz ayın başında yürürlüğe giren ‘Tanık Koruma Kanunu’ndan yararlanacaklar. Bu da hukuk alanında ilki yaşatacak
Türkiye’ye. Gizli tanık
Dilovası’nın, İsmet’in ya da 17’nin güvenliğinin sağlanması için isterlerse
kimlik bilgileri değiştirilecek, yurtdışına gönderilecekler, iş kurulacak ya da yeni bir yüz için estetik yapılacak. Yani katili görenin hayatı kurtulacak!
Estetiği be
davaya getirmek istiyorsan hayati bir olaya tanıklık et!
Ergenekon soruşturmasıyla birlikte
demokrasi ve normalleşme yolunda Cumhuriyet tarihinin ilklerini yaşıyoruz bugünlerde. Halka rağmen halkı yönetmeye, yönlendirmeye çalışanlar ve bunu cuntacı bir zihniyetle gerçekleştirmek isteyen
emekli askerler, gazeteciler, avukatlar ve dahası silahlı
terör örgütüne üye olmak, cebir ve şiddet kullanarak
Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak ya da halkı silahlı isyana
tahrik gibi suçlardan yargılanmayı bekliyor koğuşlarında ya da
yaşlı olmaları nedeniyle evlerinde. Yaşanan ilkler tabii ki bunlarla sınırlı değil. Hele geçtiğimiz hafta açıklanan 2 bin 455 sayfalık iddianameden sonra karşı karşıya kaldığımız ilkler arasında neler yok ki! Bu ilkler arasında en ilginç olanlardan biri de
gizli tanıklar.
Suikast planları,
faili meçhul sandığımız cinayetlerin, provokatif
eylemlerin arkasındaki gerçekleri,
kaos amaçlı eylem planlarını içeren tüyler ürpertici ifadelerle dolu iddianamenin farklı isimlerle, numaralarla veya harflerle kodlanmış 17 gizli tanığı var. İddianamenin ‘Tanıklar-Gizli Tanıklar’ başlığı altında konuyla ilgili şu ifadeler yer alıyor: “
Cumhuriyet Başsavcılığı’mızca dosyada irtibatlı görülen birçok kişi de tanık sıfatıyla ifadesi alınmak için çağrılmış, bazı kişilerin tanık olarak açıktan ifade vermelerine rağmen bazı kişilerin ise örgütün tehlikeli olması ve can güvenlikleri endişesiyle gizli tanık olarak ifade verdikleri ve bazılarının da devlet tarafından tanık koruma programına alınmaları taleplerinde bulundukları, bu şekilde ifadeleri alınıp dosyasına konulduğu, gizli tanıklarla alakalı olarak da gizli tanık prosedürünün işletilip kimliklerinin ayrı olarak mühürlü zarflar içerisinde mahsus yerinde saklanmak üzere
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmiştir.” İşte bu gizli tanıklarla ilgili dava sürecinde yürütülmesi muhtemel prosedür ilk kez yaşanacak ülkemizde. Çünkü
Avrupa Birliği (AB) standartlarında ‘Tanık Koruma Kanunu’ geçtiğimiz
ocak ayının başında Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül tarafından onaylandı. Kanunun yürürlüğe girişi ise bir ay öncesine dayanıyor. Şimdi 20
Ekim’de başlayacak dava sürecinde İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi gizli tanıkların
kanun kapsamına alınması amacıyla Tanık Koruma Daire Başkanlığı’na talepte bulunacak. Daire Başkanlığı da talepleri 11 kişiden oluşan Tanık Koruma
Kurulu’na sunacak. Tanıkların güvenliğinin tam anlamıyla sağlanması için önünde herhangi bir
bütçe sınırlaması olmayan kurul ise yasanın ne ölçüde işletileceğine ve hangi imkânların sağlanacağına karar verecek.
Ses, görüntü, kimlik, adres değişip yepyeni bir hayat başlıyor!
Gizli tanıkların AB standartlarında korunmasını sağlayan düzenlemeye göre koruma programı, ağırlaştırılmış müebbet, müebbet
hapis ve alt sınırı 10 yıl hapis cezasını gerektiren suçlar, bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen alt sınırı 2 yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar ile
terör örgütü faaliyetleri kapsamında işlenen suçlar için tanıklık yapanlara uygulanacak. Bu tedbirler sadece tanık için değil, işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş çocuk ve mağdurlar, mahkemede dinlenenlerin nişanlısı, evlilik bağı kalmasa bile eşi, kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üst soy veya alt soyu, ikinci derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları ve evlatlık bağı bulunanlar ile yakın ilişki içinde olduğu kişiler de tanık koruma kapsamına alınabiliyor. Yani Ergenekon davasının gizli tanıkları için de hem yetkili kurumların uygun görmesi hem de kendilerinin istemesi halinde yeni bir hayat başlamış olacak. Nüfustan adli sicil kaydına, sosyal güvenlik bilgilerinden askerliğe kadar resmî kayıtlarının tümü yeniden düzenlenecek.
Kimlik ve adres bilgileri kayda alınarak gizli tutulacak. Tanıklara yapılacak tebligatlar dahi farklı bir adrese gönderilecek. Öyle ki yaşadıkları ilin polis ve jandarması dahi gizli tanıkların gerçek kimliklerini bilmeyecek. Dava aşamasında ise gizli tanık ve ailesi yargılama sonuna kadar gizli evlerde korunacak. Bu amaçla Tanık Koruma Dairesi, ev, villa,
çiftlik evi satın alacak ya da kiralayacak. Gizli tanıkların korunacağı bu evlerin yerini de sadece Tanık Koruma Dairesi bilecek. Tanık ya da ailelerinin tüm ihtiyaçları bu birim tarafından karşılanacak. Can güvenlikleri açısından gizli tanık ya da ailelerinin akraba ve yakınlarının akrabaları ya da yakınları ile sınırlı seviyede temas kurmasına izin verilecek. Görüşülen yakınlara adres bilgisi verilmeyecek.
Tanık Koruma Kanunu’ndan faydalananlar hem dava sürecinde hem de sonrasında maddi
yardım alabilecek. Geçimlerini sağlayabilmeleri için
maaş dahi bağlanabileceği gibi yeni bir iş kurabilmeleri amacıyla gereken miktarda maddi destek sağlanacak. Gerek duyulması halinde gizli tanık, uluslararası
anlaşmalara ve karşılıklılık ilkesine uygun şekilde, geçici olarak başka bir ülkeye yerleştirilebilecek. Kanunun belki de en ilgi çeken yönü ise estetik operasyonlar. Tanıkların istemeleri halinde fizyolojik görünümlerinin estetik cerrahi yoluyla veya estetik cerrahi gerektirmeksizin değiştirilmesi ve buna uygun kimlik bilgilerinin yeniden düzenlenmesi sağlanacak. Bu amaçla güvenlik soruşturması yapılarak bazı plastik cerrahlarla özel anlaşma yapılacak ve estetik ameliyatla yüzü değiştirilecek tanığın kim olduğunu sadece operasyonu yapan plastik cerrah ile Tanık Koruma Daire Başkanlığı bilecek. Bu arada kanun kapsamındaki tanıklar, istemeleri halinde duruşmalara katılmayacakları gibi ses ve görüntüleri değiştirilerek özel ortamda ifade verebilecekler. Gizli tanık eğer
tutuklu veya hükümlü ise şartların gerektirdiği ceza
infaz kurumu veya tutukevlerine yerleştirilecek. Ergenekon davasının gizli tanıkları arasında ise tutuklu veya hükümlü bulunmuyor.