18 Haziran 1988 tarihinde düzenlenen
ANAP kongresinde
merhum Cumhurbaşkanı'na silahla ateş eden Demirağ,
Özal'ı parmağından yaralamıştı. 22 yıl boyunca o gün sıkılan kurşunların arkasında kimlerin olduğu hep tartışıldı.
Suikastın faili
Kartal Demirağ, saldırının hemen ardından yakalandı. 1989 yılında 20 yıl hapse mahkum oldu. Şartlı salıverme yasasından yararlanarak 1992 yılında serbest kaldı, ama tehdit ve saldırı suçlarından tekrar hapse girdi. Demirağ, yıllar sonra Habertürk'e konuştu. Tutuklu bulunduğu
İzmir 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nden Adalet Bakanlığı'ndan alınan özel izinle konuşan Demirağ, kongre salonunda yalnız olmadığını ve bu sırrı hiçbir zaman açıklamayacağını aktardı. İşte
Kartal Demirağ'ın açıklamalarından bazı bölümler: "Perde kalkarsa
kıyamet kopar. Tanrı'nın huzuruna çıkmadan perde kalkmaz, bu sırları ailemle bile paylaşmadım, kitabın içinde var bu sırlar ama sadece arif olan anlar, benim sırlarıma da kimsenin aklı ermez. Özal suikastına dair sır perdesi uzun bir süre daha esrarını koruyacak. Ateş eden bendim. Bundan ötesi benimle mezara gider. Şimdiki aklım olsa, değil Özal'a suikast düzenlemek yanından bile geçmezdim. Özal suikastını mezara gömdüm. Kitabımda da suikastı yazdım. Ama çok ayrıntıya girmedim. Çünkü, suikastı ben nasıl yaptım çözemiyorum. Çok değerli birine zarar verdim. Özal'ın ölmesine çok üzüldüm. Çok ağladım.
Ahmet Özal'ın, babasının ölümünün ardından geçen süre içerisinde suskun kalmasının ve ardından konuşup bazı iddiaları dile getirmesinin nedeni ne? Ahmet Özal bir şeyler öğrenmiş herhalde. Öğrenmemiş olsaydı konuşamazdı. Belki de korktuğu kişiler etkisizleştiği için konuştu. Ergenekon'u görüyoruz."