'Karargâh Evleri'ne şaşırtan operasyon

MİT’e yapılan bir ihbarla açığa çıkan ‘Karargâh Evleri’ muammaya döndü.

'Karargâh Evleri'ne şaşırtan operasyon

Soruşturmadaki gecikme, askeri yargının sivillere işlem yapması, gözaltına alınanların alakasız garibanlar çıkması soru işaretlerini artırıyor. Geçtiğimiz hafta Hava Kuvvetleri Askerî Savcılığı’nın ‘Karargâh Evleri’ kapsamında yaptığı operasyonda 6 sivilin gözaltına alınıp bırakılması tartışmaları devam ediyor. Askerî savcının çok önceden bilinen ‘Karargâh Evleri’ne yönelik soruşturmayı bu kadar ertelemiş olması, kafaları karıştırıyor. Diğer bir husus ise yapılan operasyona İşçi Partililerin sevinmiş olması ve İşçi Partisi’nin avukatı Ayhan Saruhan’ın ‘talep bizden gelmişti’ demesi. “Bu yapılanma, Ergenekon’un dışına taşınıp örtbas edilmek mi isteniyor?” sorusu gündemdeki tazeliğini koruyor. Askeri yargı ve kolluğun sivillere yönelik işlem yapması eleştiri konusu oldu. Çift başlı yargının mahzurları henüz ortadan kaldırılamamışken, askeri yargının alanını sivillere doğru genişletmesi, endişe uyandırdı. Operasyonun gerekçesi olarak ileri sürülen, “Karargâh Evleri değil, MİT belgesinin İşçi Partisi’ne sızdırılması soruşturuluyor” iddiası da belirsizliği artırıyor. İşçi Partililerin “Karargâh Evleri tertibi boşa çıktı.” sevinç çığlıklarının gerçekliği ise zamanla görülecek. Zira bu iddiayla tutuklu muvazzaf subaylar hâlâ içeride. Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında da incelenen ‘Karargâh Evleri’ ile ilgili olarak bazı askerî öğrenciler ve iki albay tutuklanmıştı. Bu evlerden sorumlu Hava Kurmay Albay Cengiz Köylü ve Yarbay Mustafa Dönmez, tutuklanan önemli isimlerdi. Firar ettikten sonra teslim olan Mustafa Dönmez’in Sapanca’daki evinde birçok bomba ve mühimmat bulunmuştu. Ergenekon’un 8. operasyonunda gözaltına alınan beş teğmenin, Hava Harp Okulu öğrencilerine, Kemal ve Neriman Aydın kardeşler tarafından kurulan ‘Ankara Hücresi’nde ders verdiği ortaya çıkmıştı. Ergenekon propagandasının yapıldığı bu toplantıların örgüte adam kazandırmak amacıyla tertiplendiği belirtilmişti. Teğmenlerin ayrıca görev yaptıkları yerlerdeki komutanları hakkında bilgi toplayarak örgüte ilettikleri de elde edilen delillerden ortaya çıkarılmıştı. İddiaya göre, ‘Karargâh Evleri’nde kalanlar sadece gözaltına alınan ve ismi geçen kişilerle sınırlı değil. Bu evlerle bağlantısı olan daha çok kişi var. Bunların ordu içinde faaliyet yürüten muvazzaflardan oluşması ise Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratma çabası olarak değerlendiriliyor. Diğer bir iddia ise ‘Karargâh Evleri’, sadece Cengiz Köylü ve Mustafa Dönmez’den ibaret bir yapı gibi gösterilecek olması. ‘Karargâh Evleri’nin önemli merkezi olarak da İşçi Partisi’nin adı geçiyor. Ergenekon operasyonunda gözaltına alınan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e bu vesile ile sorular sorulmuştu. İşçi Partisi yeni bir oluşum içine girmiş ve evler kurmuştu. Bu evlere zaman zaman Alevi kökenli subaylar ve askerî öğrenciler geliyordu. Bir de Erzincanlı Balaban aşireti mensupları ile buluşmalar sağlanıyordu. Bu oluşumun Doğu Perinçek’e sorulmasının nedeni ise İşçi Partisi Genel Merkezi’nde yapılan aramada ele geçirilen bir CD idi. Ancak 2003’te MİT raporu ile adı duyulmaya başlanan ve hep gizlenen ‘Karargâh Evleri’nin aslında öteden beri başka isimler adı altında faaliyet yürüten bir yapı olduğu da biliniyor. İşçi Partisi’nin organize ettiği belirtilen bu evlerde kaldığını ileri süren Murtaza Didin çarpıcı açıklamalarda bulunuyor. Didim, 1997 yılında 25 ayrı ‘Karargâh Evi’nde 9 ay boyunca kalmış bir isim. Didin, İşçi Partisi lideri Perinçek’in Mesut Yılmaz’a yönelik bir suikast kurguladığını ve kendisinin de bu olayda tetikçi olduğunu söylemesi için para teklif edildiğini anlatıyor. Didin’in anlattıklarına göre, Perinçek’in amacı ülkücü kökenli Veysel Kaya, Murtaza Didin ve Hacı Türkkan üçlüsünü, Mehmet Ağar, Sedat Bucak ve Tansu Çiller’e bağlı bir örgüt gibi gösterip ülkede kaos çıkarmayı hedeflemekti. Didin’in Karargâh Evleri ile tanışması, yaptığı basın açıklamasından sonra İşçi Partililer tarafından kaçırılmasıyla başlamış. Söz konusu evlerle ilgili Murtaza Didin’in anlattıkları ise oldukça ilginç. Bu evlerin sıradan olmadığı ve bir hücre yapılanması şeklinde kurgulandığı ortaya çıkıyor. Didin evleri şöyle anlatıyor: “Ankara, İstanbul, İzmir, Aydın ve Muğla’da 9 ay boyunca yaklaşık 25’e yakın ‘Karargâh Evleri’ denilen hücre evlerinde saklandım. Bu evlerde askerî kesimden insanların dışında TİKKO, PKK mensupları ve devletle sorun yaşamış sabıkalı kişiler de barınıyordu.” Murtaza Didin, Mesut Yılmaz suikastıyla ilgili tertipte kullanıldığını ve Perinçek’in kendini Aydınlık’a kapak yaptığını da anlatıyor. Didin, ‘Karargâh Evleri’nin Türkiye’nin birçok yerinde olduğunu, başından geçenlerden yola çıkarak bir bir izah ediyor: “ Ege Bölgesi’nde de farklı illerde çok sayıda ev ve tatil yöresine götürüldüm. Beni oradan alıp örgüte parasal finans sağlamak amacıyla kurmuş oldukları Yapı Kooperatifi’ne götürdüler. Burası o zaman 40-50 bloklu villa inşaatıydı. O süre içerisinde Mehmet isminde Antepli bir eski THKO militanı olan, daha sonra TİKKO’ya ve ardından da İşçi Partisi’ne ilhak eden bir silahlı adamı bana koruma olarak verdiler. 5 kişinin Akbük’ten Yunanistan’a kaçırıldığına şahit oldum.” Murtaza Didin, 1997 yılında Didim’de İP’e ait evlerde Levent Özyer ile birlikte yakalanıyor. Didim, evlerle ilgili bütün bildiklerini Kocaeli Terörle Mücadele Şubesi’ne anlatıyor. Didin gördüklerini ve nasıl kullanıldığını emniyetteki sorgusunda da itiraf ediyor. Didin ‘Karargâh Evleri’nde Alevi cemaatine yönelik birtakım tertiplerin olduğunu da aktarıyor. Didin, “Özellikle partinin içinde yer alan eski THKO ve TKP militanları bu konuda aktifler. Mesela, Kamil Dede eski THKO militanıdır. Fakat bunu Alevileri çok sevdiklerinden dolayı yapmıyorlar. Çünkü bu insanlar ateist. Onların hiçbir maneviyatı ve değeri yoktur. ‘Karargâh Evleri’ni Alevilerin üzerinden götürmeleri de politik bir taktik. Amaç bu kesimi de kamplara bölmekti.” Murtaza Didin, ‘Karargâh Evleri’nde Doğu Perinçek’in kemik kadrosunun Bedri Gültekin, Emcet Olcayto, Hikmet Çiçek, Turan Özlü ve Kamil Dede’den oluştuğunu da iddia ediyor. Karargâh Evleri ile ilgili ilk belge 2003’te hazırlanıyor. Ancak resmî bir işleme tabi tutulması daha sonraya rastlıyor. 2005’te MİT Trakya Bölge Başkanlığı’na yapılan bir ihbarla ‘Karargâh Evleri’ takibata alınıyor. Kırklareli ve Tekirdağ Karargâh Evleri adı altında içlerinde İşçi Partisi, Aleviler ve muvazzaf subayların olduğu bir oluşumdan bahsedilip incelenmesi isteniyor. İnceleme sonucunda bilgiler MİT Trakya Bölge Başkanlığı tarafından MİT Müsteşarlığı’na iletiliyor. MİT ise gizli ibaresiyle konuyu Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bildiriyor. 11 sayfadan oluşan bilgilerde bir de yapılanmaya dair şema vardı. Dosya burada uzun süre bekletiliyor. Ancak Savcı Zekeriya Öz’ün konuya dair delillerle birlikte bazı askerlere yönelik operasyon yapması askeri harekete geçiriyor. Şimdi ise soruşturmanın Ergenekon kapsamına alınıp alınmaması tartışılıyor. AKSİYON
<< Önceki Haber 'Karargâh Evleri'ne şaşırtan operasyon Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER