Genel
kurmay Askerî
Savcılığı,
Taraf Gazetesi'nin 12 Haziran'da yayımladığı haber üzerine başlattığı
soruşturma sonucunda tartışılacak bir karar verdi.
Jandarma, Emniyet ve Adlî Tıp'ın
raporlarındaki tespitleri dikkate almayan
savcılık,
imzanın
Albay Dursun Çiçek'e ait olup olmadığına dair herhangi bir
delil bulamadığını kaydetti. Kirli planı içeren
belgeyi ise 'fotokopi' gerekçesiyle yok saydı. Savcılık, başta TUBİTAK raporu olmak üzere, Albay Çiçek aleyhine hiçbir delili önemsemedi. Açıklamada, 'belgenin
Genelkurmay Başkanlığı'nda hazırlanmadığı, gerek
elektronik ortamda, gerekse yazılı kayıtlarda böyle bir belgeye rastlanılmadığı' belirtildi. Açıklamanın sonunda, "Belgenin hazırlanması ve herhangi bir kişiye verildiğine ilişkin
şüpheli (Albay Çiçek) hakkında delil bulunmadığından, soruşturma konusu olay ve Çiçek ile ilgili
itiraz yolu açık olmak üzere kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir." denildi.
Söz konusu karar başta hukukçular olmak üzere, aydınların tepkisini çekti. Olayın bu şekilde örtbas edilemeyeceği vurgulanırken, yargı sürecinin devam edeceğine işaret ediliyor. Eleştirilerin odağın- da ise yargıdaki çift başlılık yer alıyor.
Askerî savcılığın kararının kesinmiş gibi sunulamayacağı vurgulanıyor.
Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı, Türkiye'yi sarsan 'kirli tezgâh'la ilgili incelemesini tamamladı. Belgenin, Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı'nda düzenlenmediğinin tespit edildiğini, böyle bir belgeyle ilgili olarak gerek elektronik ortamda gerekse yazılı kayıtlarda herhangi bilgi, belge, emir veya emareye rastlanılmadığını bildirdi.
Planın altındaki imzanın
Albay Dursun Çiçek'e ait olduğunu belirten Jandarma ve Emniyet kriminal raporlarını yeterli görmeyen askerî savcılık, soruşturma
dosyasını kapattı.
Dün konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan askerî savcılık, Taraf gazetesinin 12 Haziran'da yayımladığı 'AKP ve Gülen'i bitirme planı' bışlıklı haberde, Genelkurmay
Harekat Başkanlığı 3. Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlandığı iddia edilen ve Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalı '
İrticayla Mücadele
Eylem Planı'nın yer aldığını hatırlattı. Genelkurmay Başkanlığı'nca aynı gün verdiği emir uyarınca soruşturma açıldığını belirten savcılık, belgenin Genelkurmay Başkanlığı'nda hazırlanmadığını ve böyle bir belgenin mevcut olmadığını kaydetti. Aslı bulunmayan fotokopi belgenin 4. sayfasındaki imzanın, şüpheli Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek'e ait olduğuna, bu belgenin hazırlanması ve herhangi bir kişiye verildiğine ilişkin delil bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Askerî Savcılık, yayımlanan belgenin aslının mevcut olmaması nedeniyle bu belgenin hangi amaçla kim veya kimler tarafından üretildiği, üretenlerin amaçları, özellikle
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
hedef alınıp alınmadığı ve belgenin
Taraf Gazetesi muhabirine ulaştırılmasıyla yayımlanması hakkında
adliye mahkemelerinin görevli ve
yetkili oldukları anlaşıldığından, itiraz yolu açık olmak üzere Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı'nın görevsizliğine, soruşturma dosyasının gereğinin takdir ve ifası için görevli ve yetkili
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine karar verdi.
Hukukçular karara tepkili: Eylem planı örtbas edilemez
Emekli
Tuğgeneral Nursafa Pandar: Adlî yargı, devam eder
Asker kişiler askerî mahalde suç işlediği takdirde görev askerî yargıya aittir. Arkadaşlarımız bunu araştırmıştır. Askerî yargı görev alanına giren bölümle ilgili karar vermiştir. Adlî yargı, kaldığı yerden devam eder. Adlî makamlar, görevleri gereği çalışmalarını sürdürecek. Delil bulunmamış olması soruşturmanın bittiği anlamına gelmiyor. Avukatın bürosunda bulunduğu için pek tabii ki fotokopisi bulunacak. Karar kesin değil, yeni bir delil olduğu zaman soruşturma yeniden başlayabilir.
Eski
Cumhuriyet Savcısı Gültekin
Avcı: Savcının kararı skandaldır
Askerî savcılığın 'kirli tezgâh' ile ilgili üç kriminal laboratuvarın tanzim ettiği raporu görmezden gelerek
takipsizlik kararı vermesi skandaldır. Çünkü savcılar, bu tür
teknik takip gerektiren konularda kendi yetkilerini aşamazlar. Savcının yetkilerini, görevini ve statüsünü zorlayarak subjektif bir karar verdiğini görüyoruz. Böyle bir hukukî
uygulama dünyanın hiçbir yerinde olmaz. Burada kanununlar açıkça emir komuta zinciri içinde çiğnenmiştir.
Emekli Askerî
Hakim Ümit Kardaş: İmza farklılığı araştırılmalı
Zaten böyle olacağı açık ve netti. Şaşırmadım. İstanbul Başsavcılığı,
Ergenekon'la bağlantısını tespit ederse, soruşturmayı yürütebilir. İş sadece imza tahlili yapmakla bitmiyor. İmza farklılıkları var, onun üzerinde durulmalıydı. Askerî savcının statüsü nedeniyle belgenin üzerine gidilemeyeceği belliydi. Hangi askerî savcı, karargâha yönelik soruşturma yapabilir?
Bilgisayar ortamında hangi teknikler yapıldı da ulaşılamadı? İstanbul Başsavcılığı,
Özden Örnek günlüklerinin Genelkurmay'ın bilgisayarından çıktığını tespit etmişti.
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Ahmet Gündel: Askerî yargı taraftır
Askerî savcılık, albayın lehine olan delilleri değerlendirmiş. Ortada imzanın Albay Çiçek'e ait olup olmadığına dair üç tane rapor var. Üç raporun müşterek yanı, Çiçek'in geçmişte kullandığı samimi imzalarıyla suça konu belgedeki imza arasında benzerlik olduğudur. Belgenin sahteliğiyle ilgili değerlendirmelerin
Yargıtay kararlarına dayandırılması yanıltıcı. Ayrıca askerî savcılık, taraf olan bir mercinin birimidir.
Hukukun Üstünlüğü Derneği Başkanı Süleyman
Arslan: Karar, vicdanları tatmin etmedi
Askerî savcılığın kendi yetki sahasında olmayan bir konuda soruşturma yapması hatalıydı. Bu olay,
sivil yargıda devam etmesi gereken bir konu. Çünkü demokrasiye karşı yapılmış bir durum var. Kamuoyu, verilen bu yanlış kararla yanıltılmaktadır. Böyle bir karar, vicdanları tatmin etmemektedir. Bu duruma itiraz edilmesi gerekiyor. Olayın takibini yapanlar daha hassas hareket etmeli.
Mustafa Karaalıoğlu: Hukukun yazı turası olmaz
Hiçbir ülkede hukuk bu kadar piyango olmaz. Sonuç öyle mi böyle mi diye yazı tura olmaz. Bunlar yargının devletten bağımsız olamayışını gösteriyor. Askerî savcılık soruları cevaplamıyor. Karar beklendiği, yani Genelkurmay Başkanı'nın da reddettiği gibi. "Belgenin bizim ve albayımızla alakası yoktur. Kim üretmiş bilmiyoruz. Bu belge nasıl oldu biz de merak ediyoruz, adli savcılık araştırsın." diyor.
Adalet ve Hukuk Derneği Başkanı Ayhan Gültekin: Karar yok sayılmalı
Konunun askerî mahkemede olması hata. Bu durum
Avrupa Birliği'ne ve anayasamıza aykırı. Hukukun üstünlüğüne aykırı bu uygulama yok sayılmalı. Ergenekon adı verilen davanın savcıları bu işin üzerine gitmeli. Yani cumhuriyet savcıları Albay Dursun Çiçek'le ilgili açılan dosyanın devamını getirmeli ve Çiçek'in ifadesi alınmalı. Bu belge ve bilgiler Ergenekon dosyasının içinde ek delil olarak yer almalı.
Alper Görmüş: Halk, kapsamlı soruşturma bekliyor
Hükümeti devirmek için plan yapma suçu askerî ceza kanununda yazılı değil ki. Esas usule ilişkin soruşturmayı sivil savcılık yürütebilir. Geldiğimiz aşamada bunu görü-yoruz. Askerî savcılık, 'belgeye ilişkin tartışmayı bitirdim' diyerek sivil savcının yetkisini
tarif ediyor. Buna askerî savcılığın hakkı yok. Çok geniş ve kapsamlı bir soruşturma yapılmalı. Kamuoyu vicdanı bunu istiyor.
Avukat Engin Cirmen: Bağımlı yargının kararları şüphe uyandırır
Avukat Engin Cirmen: Eğer bir yerde yargı bağımlıysa onun verdiği bütün kararlara şüpheyle bakıyoruz. Askerî yargıda toptan olarak bağımsız olmama hali çok büyük. Dolayısıyla güven meselesi var. Verilen bu karar İstanbul Başsavcılığı'nı bağlamaz. Kesin hüküm değildir. Bundan sonra sivil yargı devam edecektir. Bu belge Ergenekon soruşturmasında elde edilen bir belgedir.
Hasan Celal Güzel: Bu, politik bir karar
Bu kararın politik olarak verildiğini düşünüyorum. Zaten askerî savcılığın buna el koyması baştan beri doğru değildi. Bu belgenin doğruluğunun ortaya çıkması Türk Silahlı Kuvvetleri'nin isteyeceği bir sonuç değildi. Dolayısıyla sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için askerî savcılığın çalışması yeterli olmaz. Takipsizlik kararının verilmesi, işin içinde başka şeylerin olduğu şüphesini artırıyor.
Emekli Askeri Hakim Albay
Faik Tarımcıoğlu: Savcı, takipsizlik gibi
görevsizlik kararı verdi
Takipsizlik gibi algılanacak görevsizlik kararı var ortada. Genelkurmay'ın kararını doğru bulmadım. Dosya Ergenekon soruşturmasına eklenir. Darbe günlükleri,
Danıştay cinayeti, yeraltından çıkan cephaneler gösteriyor ki bir
darbe hazırlığı var. Eylem planı da bu hazırlıkların son hali. Fotokopiydi, sahteydi demek insanları oyalamaktan başka bir şey değil.
Bülent Orakoğlu: Belgenin arkasında Ergenekon var
Dikkat ederseniz, Ergenekon sanıklarının hepsi TSK'ya bir
operasyon yapıldığını savunuyorlar. TSK'nın içinde cuntalar geçmiş dönemde oldu, bugün de var. Ortaya çıkan belgenin ardında da Ergenekon vardır. Bu cunta ile Ergenekon'un da çok ciddi irtibatının olduğunun işaretleridir bütün bu belge ve bilgiler. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar olayın kendisini çözecektir.