Prof. Dr. Korkmaz, Türkiye'de sondajlarla yeterince
test edilmemiş tek bölgenin
Sinop-Sarp arasında kalan
deniz tabanı olduğunu belirtti. Türkiye'nin jeolojik olarak petrol ve doğalgaz yönünden en önemli sahalarını Güney
doğu Anadolu Bölgesi ile Trakya'nın oluşturduğunu, bunun dışında kalan ve petrol bulunma ihtimali yüksek olan bölgelerin değişik tarihlerde araştırıldığını ifade eden Korkmaz, ''Buralar sınırlı sayıda sondajlarla test edilmiş, ancak
ekonomik değerde petrol yatakları bulunamamıştır'' dedi. Orta
Karadeniz'de
Boyabat yakınlarında karada, Doğu Karadeniz'de
Çayeli açıklarında denizdeki petrol sızıntıların varlığının yıllardır
bilindiğini dile getiren Korkmaz, şunları söyledi: ''Bir sahadaki petrol sızıntıları bazı olumsuzluklara neden olsa bile, bu sahalarda petrolün varlığını gösteren en önemli kanıtlardır. Karadeniz'in tabanında petrol bulunabilecek çok kalın tortul katmanlar
vardır. Bundan başka bölgesel jeolojik veriler de bu kısımların
ümit verici olduğunu göstermektedir. Söz konusu bölgede
Hopa HPX-1 adlı kuyuyu delmeden önce gravite, manyetik, sismik çalışmalar yürüten TPAO
ve BP, çalışmalar sonucunda petrol ve doğalgaz varlığını gösteren önemli veriler elde etmişti.''
Bir bölgede petrol veya doğalgazın varlığından söz edebilmek için öncelikle petrolü oluşturan bir kaynak
kaya, petrolü saklayan hazne (rezervuar) kaya ve o kayanın üzerini örten geçirimsiz
örtü katmanları ile petrolü tutan bir yapının bulunması gerektiğini kaydeden Korkmaz, ''Karadeniz'in tabanında yaklaşık 5-6 kilometre kalınlığında tortul katmanlar bulunmaktadır. Yürütülen gravite, sismik ve manyetik çalışmalar sonucunda bu katmanların ve yapıların varlığı belirlendi''
diye konuştu.