Forum
İstanbul 2008'in ''
Avrupa'da
Türkiye'de, Türkiye'de Avrupa'' konulu oturumunda bir konuşma yapan Öger, Avrupa Birliğinin (AB) Türkler için 1840'larda başlayan ve bugünlere kadar uzanan bir
rüya olduğunu kaydetti.
Kendisine göre bu rüyanın Türkiye'nin geleceğini
tayin edecek en önemli konulardan biri olduğunu vurgulayan Öger, toplumda bu konunun
tartışma haline geldiğini dile getirdi.
Öger, Avrupa'dan bakıldığında; Türkiye'ye tarihi, kültürel,
ekonomik ve politik açıdan ön yargılı ve sıcak
bakan iki ayrı kesim bulunduğunu anlatarakAV, ''AB, ABD gibi AB birleşik devletleri değil. Burada çok seslilik var. Yani Sarkozy'nin, Merkel'in söylediği her lafa AB demiş gibi bakılıyor. Bunları dinleriz ama bakacağımız yer Konseyin kararlarıdır'' diye konuştu.
AB'nin yüzde 25'lik kesiminin Türkiye'nin üyeliğine kesinlikle karşı olduğunu, yüzde 25'inin Türkiye'nin birliğe girmesini istediğini aktaran Öger, ''Yüzde 50'si ise konjonktüre göre değişen bir bakış açısına sahip. Önemli olan bu oranının büyük bölümünü lehimize kazanabilmek'' dedi.
Öger, Türkiye'ye yapılan tavsiyelerin toplumun çoğu tarafından müdahale olarak görüldüğünü de dile getirerek, Türkiye'nin bir kulübe girmek istediğini, bunun da bazı kuralları olduğunu anlattı.
''Olayları duygusal algılıyoruz'' diyen Öger,
İspanya ve Portekiz'in
katılım sürecinin Türkiye'den çok daha zor geçtiğine, bu yüzden duygusallıktan uzak durmak gerektiğine işaret etti.
Öger, birliğe üye olmanın egemenliği engellemek olmadığını da ifade ederek, ''Avrupa'nın (sizi böleceğim, paylaşacağım) diye bir amacı yok'' dedi.
Bunları ''gereksiz refleksler'' olarak nitelendiren Öger, bazı
komplo teorileri üretildiği görüşünü aktardı.
Öger, ''Avrupa ile müzakereleri teslimiyetçilik olarak değerlendirmeyi bir hata olarak görüyorum'' diye konuştu.
Konuşmasında parti
kapatma davasına da değinen Öger, ''Parti kapatma olduğu takdirde, benim kanaatim Türkiye karşıtları çok sevinecek, bayram edecek'' diyerek, müzakerelerin askıya alınması durumda Avrupa hayalinin biteceğini söyledi.
AA