Bilge Katliamı zanlısı sekiz
korucu, karakolda suçu reddedip mahkemede susmalarına karşın
tanık ifadeleriyle tutuklandı. Zanlıların suçu üstlendikleri ve “
kan davası sürmesin diye ailenin kökünü kurutacaktık” dedikleri bilgisi,
Hürriyet gazetesinin sürmanşetinde Saygı
Öztürk imzasıyla yer almıştı. Ancak Öztürk’ün haberi zanlıların ifadeleriyle çelişiyor.
Taraf sekiz zanlının Jandarma’ya verdiği ifadelere ulaştı. Bu ifadelerde, “
keçi otlatıyordum, namazdaydım, ben yapmadım” türü ifadeler var. Mahkemede susan ancak tanık ifadeleri gereği tutuklanan koruculardan Mehmet Çelebi, “Teröristler köyü bastı sandım ve havaya ateş ettim. Sonra yaralılara yardıma gittim” diyor.
Mazıdağı Sulh
Ceza Mahkemesi
Hâkimi,
gizli tanık olarak dosyaya eklenen ve olay gecesi nezarethanedeki
Kürtçe konuşmaları dinleyen bir erin aktardıklarını zanlılara sordu. “Ailenin kökünü kurutacaktık” ifadesi de gizli tanığın iddiası olarak dosyaya dahil oldu.
Mardin’in Mazıdağ İlçesi’ne bağlı
Bilge Köyü’nde 44 kişinin öldürüldüğü katliamın ardından gözaltına alınan 10 korucunun sekizinin
savcılık nezaretinde alınan ifadelerinde ve çıkarıldıkları mahkemede suçlamaları reddettikeri öğrenildi. Ancak zanlıların iki görgü şahidi ile gizli bir tanığın ifadeleri üzerine tutuklandıkları ortaya çıktı.
Bilge Köyü’nde yaşanan katliamın ardından
Hürriyet Gazetesi’nde olayın faillerine ait olduğu belirtilen ifadeler yayınlanmıştı. Gazete, “Elebaşı ifadesinde katliamı anlattı” başlığıyla koruculardan Mehmet Çelebi’nin gözaltında “O ailelerin köklerini kazıyıp bizden intikam alacak kimseyi bırakmamak için hepsini öldürmeye karar verdik. Köyün dışında olanları da yaşatmayacak ve köklerini kurutacaktık” şeklinde ifade verdiğini duyurmuştu. Ancak zanlıların savcılık nezaretinde alınan ifadelerinde suçlamaları kabul etmedikleri öğrenildi.
Suçlamaları redettiler
70 çocuğun yetim kaldığı kanlı saldırıyı azmettirdiği iddia edilen ‘Şıh Mehmet’ lakaplı Mehmet Çelebi, olayın yaşandığı saatleri şöyle anlattı: “Olay akşamı
silah sesleri geldiğinde evdeydim. Saat 21.30’a gelmişti. Yatsı namazı kıldım. O esnada silah sesleri geldi. Ben de hemen evden dışarı çıktım. Çıktığımda Abdulvahapoğlu Sait Çelebi’yi gördüm. Sait bana
teröristlerin köyü bastığını söyledi. Ben de havaya yaklaşık 10 el ateş ettim. Ömer, Mehmet Sait, Abdulhakim, Süleyman ve ben
duvar dibine mevzilendik. Bu sırada havadan mermiler yağıyordu. Biz terörist baskını
sandık. Silah sesleri kesildiğinde olay yerine yardıma gittik. Ölü ve yaralıları
Abdurrahman Çelebi, Ali Çelebi ve Cemil Çelebi’nin pikabına taşıdık. Üzerime atılı suçu kabul etmiyorum.’’
Abdülkadir, Abdulhakim, Mehmet Sait, Ömer, Süleyman,
Emin ve Mehmet Emin Şirin Çelebi soyadlı yedi zanlı da ifadelerinde olay esnasında başka yerde olduklarını savunarak suçlamaları reddettiler. Ancak nezarethaneye alınan sekiz zanlının kendi aralarında Kürtçe konuşmalarına
kulak misafiri olan
nöbetçi bir askerin ifadeleri olayı aydınlattı. Edinilen bilgiye göre, kanlı katliamın ardından gözaltına alınarak nezarethaneye konan sekiz zanlıdan Şıh Mehmet, diğer zanlılara “Kökleri kurudu ş...n, 7-8 kişi kaldı. Olan oldu, kimse paniğe kapılmasın. Herkes soğukkanlı olacak. Bir kişi üstüne alsın, diğerleri hiçbir şekilde kabul etmesin. Dışarıda gözcülük yapıldığı, içeri silahlı sadece bir kişinin girdiği şeklinde hem savcıya, hem de askere ifade verin” dedi. Çelebi’nin bu sözlerini duyan Diyarbakırlı ve Kürtçe bilen nöbetçi asker N.T, yaşanan diyalogları komutanlarına aktardı. Nöbetçi subayın konuyu
Cumhuriyet Savcılığı’na iletmesi üzerine
soruşturmayı yürütmekle yetkili olan savcının talimatıyla nöbetçi askerin X tanık sıfatıyla ifadesi alınarak soruşturma dosyasına kondu.
Hakim “o diyalogu” sordu
Mazıdağ Sulh Ceza Mahkemesi’ne çıkarılan sekiz zanlıya sözkonusu X tanığın ifadeleri soruldu. Zanlılar ise sözkonusu konuşmanın yanlış anlaşıldığını savunarak iddiaları reddettiler. Katliamdan sağ kurtulan R. Ç. ile C. Ç. ise zanlıları teşhis ettiler. Azmettirici Şıh Mehmet Çelebi ile birlikte 10 kişi “tasaralayarak adam öldürmek” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Zanlılardan, sakin tavırları nedeniyle uyuşturucu tespiti için örnek alındığı da belirtildi.
TSK tasfiyeye karşı çıktı
Mardin’deki katliamın ardından koruculuk sistemini tasfiye etmeyi gündemine alan hükümete
Genelkurmay ile MHP’den tepki geldi.
Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı
Tuğgeneral Metin Gürak, dün gerçekleştirdiği haftalık basın bilgilendirme toplantısında koruculuk sisteminin tasfiye edilmesine karşı çıktı. Gürak, bir soru üzerine şunları kaydetti: “Buradaki olayla koruculuk kurumu arasında bir bağ kurularak, korucuların kurumsal olarak ve bir bütün olarak sorumlu gösterilmeye çalışılmasını ön yargılı ve yanlış bir
uygulama olarak değerlendiriyoruz.”
MHP Grup
Başkanvekili Mehmet
Şandır ise koruculuğun ülkenin güvenliğiyle olduğunu savunarak “Koruculuğun kaldırılmasına Mardin olayını gerekçe göstermek doğru bir yaklaşım olamaz’’ dedi.
Çiçek çark etti
Öte yandan önceki gün “Koruculuk kaldırılabilir” diyen
Başbakan Yardımcısı
Cemil Çiçek dün çark etti. Çiçek, koruculuk müessesesinin ihtiyaçtan kaynaklandığını ve bu ihtiyacın halen devam etmekle olduğunu söyledi. Çiçek şöyle konuştu: “Değerlendirmeleri yaparken tepkisel olmamak lazım. Soğukkanlı olmak lazım. Yanlış yapanlar varsa gereği yapılır. Islahı gereken nokta varsa
ıslah edilebilir ama tümünü (korucular) aynı kefeye koymak başkalarına yarar.” Taraf
YÜREK BURKAN FOTOĞRAFLAR