1
Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'ne bir hafta kaldı. Kutlamaların Taksim'de yapılması konusunda ısrar eden sendikalar resmî taleplerini valiliğe iletti. Ancak
İstanbul Valisi
Muammer Güler, önerileri reddetip, Kadıköy'ü gösterdi. Tartışmalar sürerken herkesin kafasında aynı soru var: "
Provokasyon olur mu?" Çünkü, 34 kişinin öldüğü
1 Mayıs 1977'yi yaşayan herkes o tarihte 'bir oyun oynandığı' görüşünde hemfikir.
1977'de yaşananların aydınlatılmaması sebebiyle
Gazi,
Kahramanmaraş,
Çorum ve Sivas'taki kitlesel saldırıların meydana geldiğini ileri süren Tertip Komitesi Başkanı Mehmet
Karaca şöyle konuştu: "1977 kırılma noktasıdır. O tarihte bunun üzerine gidilseydi 12
Eylül 1980
darbesi olmazdı. Darbenin gerekçesi olarak
terör ve anarşi olayları öne çıkarılmıştı. Suçlular ortaya çıkarılsaydı anarşinin önüne geçilirdi.
Askeri yönetimler
sivil yönetimlerden
destek almadan darbe gelmez. Asker, her zaman darbelerde sivil yönetimlerden destek almıştır. 12
Mart-
27 Mayıs da bunun aynısıdır."
"Karanlıkta hiçbir şeyin kalmamasını ve bunların aydınlatılması çok istiyoruz." diyen Karaca, darbelerden çok çektiklerini dile getiriyor.
12 Eylül darbesini yapan kişilerin rahatça ortalıkta dolaştığının altını çizen Karaca,
AK Parti hükümetini düşürmek için darbe girişiminde bulunan bazı paşaların da bundan cesaret aldığına dikkat çekiyor. Karaca, "Geçmişte darbe yapanlardan
hesap sorulsaydı, kimse belki darbeye cesaret edemezdi. Eğer,
Jandarma Genel Komutanı darbeye teşebbüs etmişse bunlar bu cesareti geçmişten almışlardır." diyerek de Kenan Evren'i işaret ediyor.
Dünyanın birçok ülkesinde darbeye teşebbüs eden cuntacıların cezalandırıldığının altını çizen Karaca, hükümete de bir uyarıda bulunuyor: "Yunanistan'da Albaylar cuntası zindanlarda çürüdü.
Arjantin ve İspanya'da da aynı şeyler söz konusu. Sen önce darbeyi yapanları yargıla ki,
halk sana inansın. 12 Eylül darbesini yapanları yargıla, ben de taraf olayım. Ergenekon'da suça bulaşmış kim varsa yargılansın. Benim endişem, bu karambolde suçlu olanlar karmaşa içinde aklanabilir."
Demokrasinin üzerinde gölge
Mehmet Karaca, 1 Mayıs 1977 olaylarının hâlâ aydınlatılamamasını Türk demokrasisi açısından olumsuz bir gelişme olarak yorumluyor. Karaca'nın bu konudaki görüşü şöyle: "Bir devletin gücü ve desteği arkalarında olmadan kimse buna cesaret edemezdi. Bazı grupların arkasında devlet desteği vardı. O kişilere ateş açma emrini kim ya da kimler verdi? Devlet bunun üzerine gitmedi, gidemedi. Çetin Yetkin isimli savcı görevden alındı. 77 kırılma noktasıdır. Burası aydınlatılmadığı için bundan sonraki olaylara cesaret verdi."
Karaca, olaylarla ilgili dönemin başbakanı Süleyman Demirel'i de gerekli girişimlerde bulunmadığı için suçluyor. Demirel'in 1 Mayıs öncesi Bülent Ecevit'e, "Oraya gitme, sana suikast yapılacak." bilgisini verirken kendilerine bilgi vermemesini ise eleştiriyor. Karaca, "Ecevit'e yazılan mektupta
hedef Ecevit değildi. Orada asıl hedef demokrasiydi. Ecevit'e suikast düzenleyip yeni bir karışıklık hedefleniyordu. Ecevit'i bilgilendirmek yeterli değil. Bununla kalmayıp bu olayı araştırması gerekirdi." diyor. Tertip Komitesi Başkanı Karaca, Demirel'den çok çektikleri için
12 Mart darbesini desteklediklerini
itiraf ediyor. Karaca, "Demokrasiye yapılan hiçbir müdahaleyi doğru bulmuyorum. Ancak destekledik." diyor.
1 Mayıs gününün hükümet tarafından
tatil edilmesinin doğru bir karar olduğunun altını çizen Karaca, DİSK başta olmak üzere diğer sendikaların Taksim'de ısrar etmesinin ise gereksiz olduğunu belirtiyor. Karaca, işçilerin Taksim'e odaklandıklarından dolayı başka yerlerde de miting yapamadıklarını ifade ediyor. Eski sendikacı, polisle çatışacağını bile bile oraya gitmenin de taleplerinin yerine getirildiği anlamına gelmeyeceğine dikkat çekiyor.
ZAMAN