Kanadoğlu'nun son icadı!

Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ni kamuoyu tartışmalı kararlarıyla tanıdı.

Kanadoğlu'nun <b>son icadı!</b>

Sincan'ın tartışmalı hakimi, Anayasa'nın 'vatana ihanet dışında yargılanamaz' yönündeki açık hükmünü hiçe sayarak Cumhurbaşkanı'nın evrakta sahtecilikten yargılanmasını istedi. Karara, Sabih Kanadoğlu'nun 367 tartışmaları sırasında kaleme aldığı bir makale ilham kaynağı oldu Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Erbakan'ın mahkum olduğu 'kayıp trilyon' davasında 8 yıl sonra hukuk çevrelerinde şok etkisi yaratan bir karar verdi. Mahkeme, Anayasa'ya göre 'vatana ihanet' dışında yargılanamayacak olan Cumhurbaşkanı Gül'ün 'evrakta sahtecilik' suçundan yargılanmasını istedi. Ankara mahkemelerinde yıllarca süren davada sanıkların büyük bölümü beraat ederken Erbakan ceza almıştı. TAKİPSİZLİK KARARI Davada Gül hakkındaki evrak ise milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle işleme konulmadı. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ise dava gündeme gelmiş Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, takipsizlik kararı vermişti. Başsavcılık kararında Anayasa'nın 104. ve 105. maddesine atıfta bulunmuş ve Cumhurbaşkanı'nın mutlak dokunulmazlık nedeniyle yargılanmayacağına hükmetmişti. GÜL İÇİN 'ŞÜPHELİ' İFADESİ Eski Yargıtay Üyesi Cahit Nalbantoğlu takipsizlik kararına itirazda bulunmuştu. Bunun üzerine Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise Cumhurbaşkanı için 6 ayrı yerde 'şüpheli' nitelemesinde bulunarak Başsavcılığın 'takipsizlik' kararını kaldırdı. Mahkeme Başkanı Osman Kaçmaz tarafından yazılan kararın gerekçesinde, “Başsavcılığını şüphelinin Cumhurbaşkanı olması nedeniyle milletvekili ve bakanlara tanınan dokunulmazlığının yasa koyucunun Cumhurbaşkanını da kapsadığı yönünde görüşleri hukuktan yoksun, kanunlara aykırı olduğu açıktır” denildi. ANAYASA DEĞİŞSİN Kararda konuyla ilgili Anayasa'da bir boşluk bulunduğu, bunun hukuki düzenlemeyle kaldırılması gerektiğini ifade edildi. KANADOĞLU İCADI Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 367'nin mucidi olan Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 25 Nisan 2007'te yayınlanan “Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu” başlıklı makalesinde “Anayasada herhangi bir düzenleme olmadığı için Cumhurbaşkanı hakkında, sade bir vatandaş ya da dokunulmazlığı kaldırılmış milletvekili gibi işlem yapılması gerekir” görüşünü dile getirmişti. YARGITAY'A GİDECEK İtiraz üzerine verilen kararlar kesin nitelik taşıdığı için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı veya Gül'ün avukatları kararın kanun yararına bozulması istemiyle Yargıtay'a götürülmesi için Adalet Bakanlığına başvurabilecek. Süreçle ilgili son sözü Yargıtay söyleyecek. 105. madde vurgusu Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi, karar üzerine bir açıklama yaparak Anayasa'nın 105. maddesine göre Cumhurbaşkanlarının 'vatana ihanet' dışında herhangi bir suçlama ile yargılanamayacağına dikkat çekildi. Gül'ün dava açıldığı zaman ısrarla dokunulmazlığının kaldırılmasını istediği ancak kaldırılmadığına dikkat çekilerek, “Refah Partisi'nin mali konulardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Muhasibi bile beraat ederken, o tarihte dış ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcısı olan ve partide parasal konularda hiçbir hak, yetki ve sorumluluğu bulunmayan Sayın Cumhurbaşkanımızın, sanığı olmadığı ve yargılanmadığı bir davadan dolayı bazı çevrelerce şüpheli gibi gösterilmeye çalışılması kesinlikle iyiniyetle bağdaştırılamamaktadır” denildi. Cumhurbaşkanı yargılanamaz TBMM Başkanı Köksal Toptan: “Anayasaya göre yargılanamaz, görev süresi içinde yargılanamaz. Cumhurbaşkanı sadece vatana ihanet etmekten yargılanabilir. Görev süresi sona erince yargılanıp yargılanmayacağı konusunda dosyanın içeriğine bakmak lazım.” Dava fiilen bitmiş Anayasa Komisyonu Eski Başkanı Burhan Kuzu: “Refah Partisi'nin in 'kayıp trilyon' davası fiilen bitmiş bir dava. Kararda diyor ki mali işlere bakan genel başkan yardımcısı kimse o incelenmeli. Bu dava yüzde yüz beraatla bitecek bir dava. Ayrıca yanlış bir karar. Cumhurbaşkanına dokunulmazlık otomatik olarak sağlanmıştır. Zaman aşımı işlemez, görev bitince süreç tekrar başlayabilir. Chirac örneği Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk: “Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın da adının Paris Belediye Başkanlığı sırasında yolsuzluklara karıştığı öne sürülmüştü. Fransa'da bu durumun ardından verilen kararda, Chirac'ın Cumhurbaşkanı sürecinde yargılanamayacağı fakat zaman aşımı sürecinin de işlemeyeceği vurgulanmıştı. Anayasa ruhuna aykırı Prof. Dr. Mustafa Kamalak: “Milletvekilinin yargılanması için dokunulmazlığının kaldırılması gerek. Kişi bakansa daha ağır şartların biraraya gelmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanının yetkisi çok daha ağırdır. Yetkisi daha fazlayken mevcut anayasal sistemde milletvekili kadar dokunulmazlığı yok demek anayasanın ruhuna aykırıdır. Benzerleri beraat etti Eski RP milletvekili avukat Şeref Malkoç: Milletvekillerinin seçildikten sonra dokunulmazlıkları var. Bu imkan Cumhurbaşkanı gibi ağır sorumlulukları olan kişiler için de var. Bu kararın hukuka aykırı yönü. Söz konusu davada, yargılanan insanlar oldu. Bunlardan bir kısmı ceza da aldı. Ama Sayın Gül gibi başkan yardımcısı olan kişiler beraat etti. Yargıtay da onayladı. Savcıya talimat verdi CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay: “Anayasa'da cumhurbaşkanlarının, vekillere tanınan yasama dokunulmazlığından yararlanacağına dair bir hüküm yok. Gül yargılanacaktır. Savcılık, bu karar doğrultusunda davayı sürdürmekle yükümlü. Benim sayemde oldu CHP Konya Milletvekili Atilla Kart: Adalet Bakanlığı tarafından sümenaltı edildi. Benim araştırmalarım sayesinde savcılığa olay gitti. Sonra takipsizlik verildi. Hukuk geç de olsa çalışıyor. YENİ ŞAFAK
<< Önceki Haber Kanadoğlu'nun son icadı! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER