Ergenekon savcısının talimatı ile başlatılan
operasyon kapsamında 12 ilde eşzamanlı operasyon başlatılmış ve polis ekipleri gizli ibareli zarflarla kendilerine verilen adreslere sabah saatlerinde
baskınlar gerçekleştirmişti.
Bazılarına göre tsunami etkisi yapan bu operasyonda, polis ekipleri tarafından kapısı çalınan bir isim vardı ki kimilerine göre bu ismin kapısı nasıl olurdu da çalınırdı ve Ergenekon
davasına dahil edilirdi. Bu isim kamuoyunun çok yakından tanıdığı,
Türkiye'nin
Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ile ismini sıkça duymaya başladığı ve 367'nin mucidi olarak nam salmış olan
Sabih Kanadoğlu'ndan başkası değildi.
Kendisi de bir
hukukçu olan ve
Yargının zirvesine kadar tırmanmış birisi olan Kanadoğlu'nun,
savcılık emri ile evinde yapılan
arama başta Kanadoğlu olmak üzere bazı kesimleri çılgına çevirdi. Soruşturmayı yöneten Ergenekon savcıları hakkında demediklerini bırakmadılar. Davanın hukuki bir dava olmadığını bile iddia eden bu kesim devletin kurumlarını bile
tahrik etmekten geri durmadılar.
Özellikle de gerek görsel gerekse de yazılı basınımızın Ergenekon deyince dut yemiş bülbüle dönen yazar, çizer ve televizyoncu kesimi yazı ve haberleriyle Kanadoğlu'un etrafında
savunma duvarı oluşturdular. Kimi tam sayfa yazı ile kimi de
ekran başında olayı trajikomik yönüyle ele aldı.
Kanadoğlu'nun tamamen kanunlara uyularak yapılan bir
teknik takibe takılması, suç unsuru taşıyan görüşmeler yapması, yine
Anayasamızda yazan kanunlar önünde herkes eşittir hükmü onlar için hiç önemli değildi.
Onlar için önemli olan tek şey vardı;Nasıl olurdu da
Sabih Kanadoğlu'nun evi aranırdı ve ismi böyle bir dava ile yanyana anılırdı?
Peki Kanadoğlu nasıl bir isim? Ergenekon operasyonu ile ismi yanyana anılmalı mı? Tarafsız mı, kimlerle irtibat halinde? Yargının bağımsızlığına ne kadar inanıyor? Demokrasi Kanadoğlu için ne amlam ifade ediyor?
İşte Kanadoğlu ismi hakkında sizlere fikir verebilecek ve sadece son bir yıl içinde verdiği bir kaç beyanat. Noktasına,virgülüne dokunmadan derledik.Okuyun kararı siz verin:
TARİH:18-02-2008-MİLLİ İRADE RAHATSIZLIĞI
Moderatörlüğünü ADD Başkanı Şener Eruygur'un (Ergenekon sanığı)panelde konuşuyor:
Egemenliğin kayıtsız ve şartsız millete hakim olduğunu söyleyen Kanadoğlu, "Söz konusu ilkeyi kabul etmekle birlikte, bunun yetkili organlarca kullanıldığını bilmeliyiz. Siz iradeyi sadece TBMM'nin kullanacağını savunursanız,
demokrasiyi terk e
dersiniz"
Hukuku en güçlü
silah olarak tanımlayarak, ülkede sulandırılmaya çalışılsa da yargının var olduğunu iddia etti. Türkiye'de hukuk komedisi yaşandığını savunan Kanadoğlu, anayasa değişikliklerinin tek başına üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakmaya yetmeyeceğini savundu.CİHAN
TARİH: 05-03-2008-ELİMİZDE SADECE TSK KALDI
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD)
Manisa Şubesi'nin, Manisa Belediyesi
Kültür Sitesinde düzenlediği ''Anayasa Değişikliği'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, TSK'nın, ''iç
siyaset malzemesi haline getirilmemesi gerektiğini'' söyledi.
Türkiye'de bir çok kurumun yıpratıldığını, yozlaştırıldığını öne süren Kanadoğlu, ''Elimizde bütünlüğümüzü sağlayacak bir tek TSK kaldı. TSK'yı yaralayacak, itibardan düşürecek, onu büyük görevlerini candan ifa edebilecek durumundan uzaklaştıracak her hareketten, her sözden kaçınacağımız günleri yaşıyoruz'' diye konuştu.
TARİH:18-03-2008-BAŞSAVCI YALÇINKAYA'YA TAM DESTEK
Ak Parti hakkında açılan
kapatma davasını değerlendiriyor:
Türkiye'nin sıkıntılı bir dönemden geçtiğini belirterek, anayasa ve yasalara aykırı hareket eden partileri hizaya getirmenin tam zamanı olduğunu söyledi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın anayasanın kendisine verdiği görevi yerine getirdiğini söyleyen Kanadoğlu, ''Görevini yerine getiren kişiye
hakaret ederek, üzerinize atılan suçtan kurtulma düşüncesi çağ dışı bir düşüncedir''AA
TARİH:14-04-2008- ERGENEKON DAVASINA YAKIN TAKİP
Hessen Atatürkçü Düşünce Derneği'nin davetlisi olarak Frankfurt'ta Marriott Hotel'de 'Güncel Anayasa Sorunları' başlığı altında konferans veren Kanadoğlu, "
Ergenekon Terör Örgütü Soruşturmasının
Şemdinli davası gibi biteceğini" savundu.
Kanadoğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi (
AK Parti) hakkında açılan
kapatma davası ile ilgili olarak,
laiklik olmadan demokrasi olmayacağını söyleyerek, "Dinin siyasete alet edilmemesi lazım. Buna uyulmadıkça Türkiye'de daha çok parti kapatılır. Yüzde 47 değil, yüzde 97 oy alsanız bile sizin hakkınızda bu dava açılır." dedi.CİHAN
TARİH:28-04-2008-MECLİS'İN YETKİSİNE MÜDAHALE
Akdeniz Üniversitesi tarafından düzenlenen 'Anayasa Hukuku ve Son Gelişmeler' konulu toplantıda konuşan Yargıtay Eski
Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu,
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç'ın '
Meclis, Anayasa Mahkemesi'ne üye seçsin" çıkışını eleştirdi.
Kanadoğlu, "Eğer
mahkemeye Meclis tarafından üye seçimine
evet derseniz yargıyı siyasallaştırırsınız. Türkiye, derin bir yol ayrımına gidiyor. Şu anda yapılacak en büyük kötülük bu şekilde bir değişikliğe girmektir" diye konuştu.CİHAN
TARİH:19-05-2008- KAPATMA DAVASI İÇİN DEĞERLENDİRME:
Kanadoğlu, AK Parti'ye açılan kapatma davasıyla ilgili,
yüksek yargı üzerine büyük bir baskı yapıldığını ileri sürdü.
Kanadoğlu, siyasi
iktidar için açılan kapatma davasının BM'nin İnsan Hakları Bildirgesi'ne, kişisel ve siyasal haklar sözleşmesine,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve
Venedik Kriterleri'ne uygun olduğunu savundu.
Mahkeme dışındaki kurumların, kuruluşların, kişilerin Anayasa Mahkemesine saygılı olması gerektiği gibi mahkeme başkanı ve üyelerinin de aynı şekilde saygılı davranması gerektiğini ifade eden Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanına yönelik eleştirilerini dile getirdi.AA
TARİH:31-07-2008-KAPATMA DAVASI KARARINA BAKIŞI
Kanadoğlu,Anayasa Mahkemesinin AK Parti hakkındaki kararına ilişkin AA muhabirine açıklama yaptı.
Kanadoğlu'nun açıklaması şöyle:
''11 üyeden 10'unun odak olma hususunda görüş birliğine vardığı anlaşılmaktadır. Bu ne sevinilecek ne de yerinilecek bir karardır. Bu İktidar Partisi'nin bundan ders alması gereken bir karar. Laik Cumhuriyet aleyhine eylemlerden bundan sonra kaçınacağını umut ediyorum. Karar bu yönüyle, eğer bu ders alınmış ise Türkiye'nin lehine olacaktır ve Türkiye'yi iyi günler bekleyecektir. Ben her durumda bu kararın saygı ile karşılanması gerektiğine inanıyorum.''
TARİH:11-11-2008 411 Mİ BÜYÜK YOKSA 11 Mİ?
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Denizli Şubesi tarafından düzenlenen söyleşiye katıldı. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) konferans salonundaki söyleşide soruları da
cevaplayan Kandoğlu, millî iradenin seçimlerle ortaya konulmadığını savunarak,
Amasya Tamimi'nde
tarif edildiğini söyledi.
Sabih Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişikliğini iptal etmesi sonrasında ortaya çıkan "411 mi büyük, yoksa 11 mi?" tartışmasıyla ilgili soruya ise kuvvetler ayrılığı ilkesiyle cevap verdi: "Anayasa'nın 6. maddesine göre egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, doğrudur. Yalnız egemenliğin nasıl kullanılacağı, onun altında açıklanmıştır.
SAMANYOLUHABER-ÖZEL