Yolculuklar kolaylaştı artık günümüzde. Uçağa binip gökyüzünde bulutların arasında kaybolarak gideceğiniz yere ulaşmanız saatlerle sınırlı kalabilir.
Gittiğiniz mekanın heyecanı da yine sadece saatlerle sınırlı bu yüzden.
Yeşeren Ümitler ekibi olarak bizim yola çıkış
hazırlıklarımız ve heyecanımızsa aylar öncesinden başlar. Şanslıyız zannediyorum. Çünkü aylar öncesinden röportajlar yapılır sonrasında hazırlıklar ve derken uçuş anı… Gideceğimiz
ülke ise bu kez
Tacikistan… Yola çıkarken tedirgin olurum biraz…Belki bilinmezlik belki de geride bıraktığınız sevdiklerinizden ya da alıştığınız mekandan ayrılışın verdiği bir duygu…
Ne derseniz deyin işte. Ancak bu kez daha farklıydı üzerimdeki hal…
Birkaç gün öncesinden başladı gerginliğim. Nevrotik bir hal sanki.
Hissediyordum ancak ifade edemediğim bir şeyler vardı… Sanki hazır olmalıydım, hazırlıklı gitmeliydim… Son gün yalvardığımı hatırlıyorum baş başa anlarımda, kendime döndüğümde…
Hacı Ata vardı artık hayalimde… Peki yeterince tanıyor muydum onu… Dinlemiştim, okumuştum ancak sadece bir kere görme fırsatına erişmiştim…
Peki ya sonrası? Yeterli miydi? Ama öğrenecektim hem de çok yakında…
Yolculuğumuz devam ederken biraz olsun sakinleştirebilmiştim ruhumu…
Enteresan bir
yolculuk sonrasında sabahın alaca karanlığında Duşanbe havaalanındaydık artık. Gerisi
Allah Kerim…
Hep böyle oluyor, bir ses geliyor ve muhatabınız belli oluyor. Böylece endişelenmenize de gerek kalmıyor. Sıcak ve sevimli bir karşılama oluyor bu bizim için. Bu kez bu tanıdık ses Hurşit oluyor Tacikistan’da. Hurşit bütün zorlukları kolaylaştıranın bir elçisi oluyor sağ olsun.
Havaalanının dışındaki karşılama ise kadirşinaslığın gerçek bir örneği. Rahmetli
Hacı Kemal Erimez Beyefendi’nin namı diğer
Hacı Ata’nın yadigarları, Sabahattin
Günay beyefendi ile Fatih ve Firdevs Beyefendiler var karşımızda. Kanatlandığımı hissediyorum...
Bütün o ruhumdaki karabasanlar birdenbire dağılıveriyor tamamen…
Artık sadece izleri ve hikayeleri takip edeceğiz.
Yeşeren Ümitler’i seyredenler hatırlayacaklardır o ilk dönemlerde yaşanan zorlukları.
Burada bir de iç kargaşanın hakim olduğunu düşünürseniz eğer, kargaşa derken savaştan bahsediyorum tabii ki… Durumun vahameti daha iyi anlaşılabilir belki de.
Hacı Kemal Erimez gerçek bir beyefendi.
İnsanın halinden anlayan, muhatabına değer veren bir çelebi.
Bunu da karşısındaki Tacik yetkililere çok iyi hissettiriyor.
Samimiyeti yetiyor herkese.
Biz okul açmaya geldik
Türkiye adına dediğinde şartlar dökülüyor karşısına;
“
Savaş var bizde can güvenliğinizi sağlayamayız” diyorlar kendisine.
Karşılarında Hacı Ata …
Bilmiyorlar ki onun yüreğinde ve zihninde insanlığa
hizmet var sadece…
Bu yüzden de her yer güllük gülistanlık onun için…
“Bir kurşun varsa adımız yazılı, o gittiğimiz her yerde bizi bulur” diye
cevap veriyor Hacı Ata… Artık susma ve gönlü açma zamanı…
Ve ilk okul açılıyor Dursunzade’de…
Bunları düşünürken sabahın ilk ışıklarında devasa ağaçlarla süslenen Duşanbe caddelerinde ilerliyoruz. Bir gün önce yağan yağmurun üzerine, sabahın ilk ışıkları düşüyor.
Güneş bütün güzelliği ile merhaba diyor hayata tekrar.
Teşekkürlerimizi sunuyoruz her halin güzelliğini bizlere sunana ve tebessüm ederek ilerliyoruz…
Bakalım neler çıkacak yolculuğumuz boyunca karşımıza…
VEYSEL KARANİ GÜMÜŞDERELİ-SAMANYOLUHABER.COM