TERÖR
örgütü
PKK’nın
Kuzey Irak'taki
Kandil, Haftanin, Zeli,
Hakurk, Hınere kamplarında 14 yıl faaliyet yürüten ve evlenmeye karar verdiği sevgilisiyle birlikte kaçıp güvenlik güçlerine teslim olan 32 yaşındaki Hamdiye Demir, babası tarafından kendisinden yaşça büyük biriyle zorla evlendirilmek istenmesi üzerine örgüte katıldığını söyledi.
Diyarbakır 4’üncü Ağır
Ceza Mahkemesi'nde hakkında
dava açılan Hamdiye Demir, güvenlik güçlerine itiraflarda bulundu. 1992 yılında
Şırnak’ın
İdil İlçesi Yolaçan Köyü'nde otururken babasının kendisine
baskı yaparak komşu köyden
yaşlı bir adamla evlendirmek istemesi üzerine aynı yıl örgüte katıldığını söyledi. Demir, “Bu kişiyle evlenmek yerine, hiçbir sempatim olmayan örgüte katılmaya karar verdim. O tarihte 18 yaşındaydım. Evlendirilmek istendiğim kişi yaşça benden çok büyüktü. Çaresiz kaldığım için kaçış yolu olarak PKK’yı gördüm. İdil’den 5 bayan ile
asfalt yola geldik. Örgüt mensupları üzerimde hiçbir
belge olmadan beni geceleyin
Habur Sınır Kapısı'ndan geçirip Zaho’ya götürdü'' dedi.
Bölücü örgüte 1992 yılında
İstanbul’dan gelerek katılan ‘Nuda’ kod adlı kadınla Zeli kampında eğitim aldığını, bu kişinin daha sonra Diyarbakır'ın kırsal alanına gönderildiğini belirten Hamdiye Demir, şunları anlattı:
“Bu kızın Şemdin
Sakık tarafından erzak karşılığında köylülere satıldığını biliyorum.
Harun Sermezın kod adlı
bölge komutanı vardı. Bu kişi
Tunceli, Diyarbakır,
Erzurum,
Bingöl, Zagros ve
Hakkari dağlarında grup sorumluluğu yaptı. Çok sayıda silahlı eylemi vardı. Bunun sorumluğundaki örgüt mensuplarının büyük bölümü çatışmada ölüp, örgütten kaçınca görevinden alındı ve kadro eğitimi için Hınere kampına gönderildi. KPKK'nın önde gelen isimlerinden Duran
Kalkan ile alanda gezdiği sırada kaçma girişiminde bulununca Kalkan’ın korumaları tarafından öldürüldü.'' Terör örgütünün
Kerkük’te ‘Şehit Aile Kurumu' adında bir bina içinde faaliyet gösterdiğini, buradaki örgüt mensuplarının
Güneydoğu’daki çatışmalarda yaralanan, uzuvlarını kaybetmiş ve kırsal alanda barınamayan kişilerden oluştuğunu belirten Demir, PKK’nın
Kuzey Irak’taki uzantısı olduğu için büroları kapatılan PÇDK (
Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi) içinde faaliyet yürütürken 8
Mart 2005 günü örgütten kaçtığını kaydetti. Demir, şöyle dedi:
“PÇDK adına şehirlerde siyasi faaliyetlere başladık. Halka kadın hakları ve kadınların PKK tarafından yürütülen silahlı mücadelesine siyasi
destek kazandırmak için çalıştık. Ancak, kadınlar için faaliyet yürüttüğüm sırada
8 Mart Dünya
Kadınlar Günü'nde örgütten kaçıp Celal
Talabani denetimindeki Ranya kasabasında peşmergelere teslim oldum. Ardından IKDP tarafından
Türkiye’ye teslim edildim, pişmanım. Abdullah
Öcalan’ın yakalanmasından sonra
yetki karmaşası nedeniyle örgütten yüzlerce bayan kaçtı. Kadınların örgütteki emeği erkekler tarafından kendi başarıları gibi lanse edildi. Kadınların savaşçı kimlikleri bulunmadığı ve mücadeleye engel oldukları tartışılınca, kadın militanlar da örgüt yönetimini kenara bırakıp
eleştiri ve taleplerini avukatlar aracılığıyla
Abdullah Öcalan’a iletti. Bu durumun
Cemil Bayık tarafından fark edilmesi üzerine örgütün avukatlarından bazılarının Kuzey Irak’a girişleri yasaklandı. Buna rağmen Öcalan’dan gelen talimatlar etkili oldu ve kadın militanlar erkeklerden ayrılıp Gare Dağında ayrı bir oluşumla silahlı faaliyetlerine devam etti.''
MİLLİYET