Fethullah Gülen'in
avukatı Orhan
Erdemli, bazı çevrelerin
beraat kararını hazmedemediğini ve onur kırıcı iddialarla yeni bir karalama kampanyası yaptığını açıkladı.
Orhan Erdemli "Hukuka, adaletin tecellisine, insan haklarına saygı duymadıkları anlaşılan bazı çevreler beraat kararını hazmedememiş ve insan haklarına aykırı bu onur kırıcı iddialarla yeni bir karalama kampanyası başlatmışlardır." dedi. Erdemli, çıkan haberlerin aksine
Fethullah Gülen'in ABD'deki
oturumu ile ilgili ortada ne bir
iddianamenin ne de bunu hazırlayan savcıların bulunduğunu kaydetti. Erdemli, "Oturum başvurusunun süreci devam etmekte olup, ortada sonuçlanmış herhangi bir
dava bulunmamaktadır. Sayın Gülen'in ikametle ilgili kanunsuz bir duruma düşmesi sözkonusu olmadığı gibi, ülkeyi terk etme mecburiyeti de bulunmamaktadır." açıklamasında bulundu.
Haberlerde ileri sürülen iddiaların yargılama sürecinde de yayınlandığını ve bu yayınların dava dosyasına aleyhte
delil olmak üzere dahil edildiğini hatırlatan Erdemli, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Erdemli, açıklamada "Sekiz yıllık dava sürecinde Mahkeme birçok kurum ve kuruluşla yazışma yaparak bütün iddiaları detaylı bir şekilde araştırmıştır. Sonuç olarak hiçbir bilgi ve belgeye dayanmayan bütün bu iddiaların hiçbir mesnedi bulunmadığı ortaya çıkmış, Türk yargısı bu iddialara itibar etmemiş ve Muhterem Fethullah Gülen kesinleşmiş yargı kararı ile aklanmıştır." ifadelerine yer verdi. Bazı medya kuruluşlarının 'sorumlu ve objektif gazetecilik ilkelerine, basın ahlakına, yargı kararlarına, yasalara aykırı şekilde kişilerin şeref ve haysiyetine saldırı teşkil eden iddiaları hiçbir süzgeçten geçirmeden yayınlamalarının' vahim ve üzüntü verici olduğuna dikkat çeken Erdemli, kamuoyunun Fethullah Gülen'i de iddia sahiplerini ve amaçlarını da çok iyi bildiğini vurguladı.
Gülen'le ilgili haberler hayal mahsulü
Fethullah Gülen'in ABD'de ikameti ile ilgili yapılan haberlerin hayal mahsulü olduğunu anlatan Orhan Erdemli açıklamasını şöyle sürdürdü: "Kamuoyuna duyurmak isteriz ki; bütün bu iddialar baştan aşağıya gerçeklere aykırı bulunmaktadır. Ortada, iddia edildiği gibi bir
Eyalet Savcısı iddianamesi veya
mahkeme kararı da bulunmamaktadır. İddianame de,
mahkeme kararı da tamamen hayal mahsulüdür. Dolayısıyla, olmayan bir iddianameye dayalı bulunan haberlerin bir kurgudan ibaret olduğu açıktır. İddia olunan olayın doğrusu şöyledir : Muhterem Fethullah Gülen ABD'de ikametini sağlayabilecek statülere göre oturum ve vize müracaatlarını bir avukat vasıtasıyla yapmıştır. Bu müracaatlardan birinin reddi nedeniyle müvekkilim Göçmenlik Bürosunu dava etmiştir. Mahkeme her iki tarafı da davet ederek argümanlarını dinlemiştir. Haberlerde ismi geçen Patrick L. Meehan ve Mary Catherine Fry'ın Eyalet Savcısı değildir. Bu kişiler ABD Göçmenlik Bürosunun avukatlarıdır. Göçmenlik Bürosu avukatları, Mahkemedeki konuşmalarında Londra'da yapılan bir konferansta sunulan akademik tebliğden alıntılar yapmışlardır. Ancak bu alıntılar da yanlış tercüme ve maksatlı çarpıtmalarla kamuoyuna iddianame ve mahkeme gerekçesi gibi sunulmuştur. "
Medya kesinleşmiş beraat kararını gölgelemeye çalışıyor
Orhan Erdemli açıklamasında bazı yayın organlarının Fethullah Gülen ile ilgili kesinleşmiş beraat kararını gölgelemeye çalışan yanıltıcı haberler yaptığına değinerek sözkonusu yayınlardan sonra kamuoyunun "Bütün bu ve benzeri iddialar yargılama konusu yapılmamış mıdır ? Fethullah Gülen sözkonusu davada beraat etmemiş midir? Bu iddiaları ileri sürenler o zaman neden mahkemeye çıkıp belgelerini sunmamış, neden iddialarını mahkeme huzurunda ispat etmemişlerdir ? Ortada kesinleşmiş bir mahkeme kararı olduğunu göre, bu iddiaları ortaya atanlar müfteri durumuna düşmüş değiller midir ? Birileri yargı kararlarına aykırı iddialarla kamuoyunun yanıltmaya çalışıyorsa, sözkonusu medya kuruluşlarının editörleri, müdürleri, yayın yönetmenleri, sahipleri bunu görmemekte midirler? Niçin, kesinleşmiş yargı kararlarına rağmen
iftira düzeyindeki yayınlara dur denilmemektedir ? Bu iddialarını ispat edemedikleri takdirde, dünya kamuoyu nezdinde müfteri durumuna düşmeyecekler mi?" şekilde sorular yönelttiğini ifade etti.
Yapılan açıklamaya göre bazı yayın organlarındaki yanıltıcı ve karalayıcı haberler şöyle: "ABD Fethullah Gülen'e
oturma izni sağlayan yeşil
kart vermemiştir; Gülen'in avukatı kararın düzeltilmesi için açtığı davayı kaybetmiştir; zira Mahkeme öne sürülen argümanları yetersiz bulmuştur; red kararının gerekçesi 'Eyalet Savcısı Patrick L. Meehan ve yardımcısı Mary Catherine Fry'ın iddianamesine dayandırılmıştır; iddianamede Gülen'in projelerinin arkasında Suudi
Arabistan,
İran, Türk Hükümeti ve hatta CIA'nın da bulunduğu, Gülen'in CIA ile finansal
işbirliği içinde olduğu, işadamlarının gelirlerinin %10 ila 70'ini Gülen'e verdiği...' şeklinde tespitler yer almıştır; Gülen'in Türkiye'ye
mağdur ve mecbur olarak dönmesi gerekmektedir, bunun için tezgah kurulmuş ve Gülen'in başvurusu beraatin kesinleştiği aynı gün reddedilmiştir; böylece Gülen'in Türkiye'ye dönmesi için mazeret yaratılmıştır".