Görev süresi iki hafta sonra dolacak olan Jones, Samanyolu Haber'e yaptığı özel açıklamada
Türkiye'nin çok parlak bir geleceği olduğu vurgusunu yaptı. İşte
İstanbul hakkındaki izlenimlerinden
Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilere kadar çok önemli mesajlar veren Deborah Jones'un açıklamaları.
İZLE
Deborah Jones, ABD'nin istanbul'daki ilk bayan başkonsolosu... Güler yüzü ve sempatik tavırlarıyla tanınan Jones,
görev süresinin bitmesine günler kala Samanyolu Haber Televizyonu'na konuştu ve birçok konuda çarpıcı mesajlar verdi.
Jones, "Türkiye çok dinamik
ekonomik bir gelişme içinde. Ve bu süreçte burada görev yapıyorum. Bu süreç diğer olumlu unsurları harekete geçireceğine inanıyorum. Bazı verilere göre Türkiye ekonomisi şu an dünyanın 17. veya 18. en büyük ekonomisi ve bu da tabii ki çeşitli faaliyetleri buraya çekiyor" dedi.
Türkiye'nin ekonomik kalkınmasına özellikle vurgu yapan Başkonsolos Deborah Jones, Türkiye'de unutamadığı en önemli anılarından birininse
Avrupa Birliği ile müzakerelerin başladığı gece olduğunu söylüyor.
Jones, "Hiçbir zaman unutmayacağım bir anı ekim 2005'te Türkiye'nin AB'ye
katılım müzarekelerinin başlama, tarihini alma gecesiydi. O geceki heyecanı hiçbir zaman unutmayacağım. Birçok
ülkede olduğu gibi Türkiye de kendi demokrasisini yaşıyor. Türkiye'ye güvenim tamdır. Türkiye'nin geleceğine de çok umutla bakıyorum" diye konuştu.
Medeniyetlerarası çatışma, din, modernlik kavramları ile ilgili de açıklamalarda bulunan Jones, dinle modernlik arasında bir çatışma olmadığı görüşünde. Jones, "Ben bu teoriye inanmıyorum. Bunun yanıltıcı bir ikilem olduğunu düşünüyorum. İslamla
Hristiyanlık arasında bir çatışma olduğuna da inanmıyorum. Aşırıcılıkta bir sorun olduğunu düşünüyorum. Ve hepimizin buradaki görevi sanırım orta yolu bulabilmek ya da orta yolu oluşturmak.
Jones, son dönemde yapılan kamuoyu yoklamalarında artış gözlendiği öne sürülen
Amerikan aleyhtarlığı konusunda da önemli mesajlar verdi.
Jones, "Amerika karşıtlığı konusunda, Amerika'nın içinde bile
politika konularında fikir ayrılıkları var. Dolayısıyla Amerika'nın politikasının konusunda fikir ayrılıkları olması ya da tartışılıyor olması çok normaldir. Şüphe yok ki
Irak ve
PKK konularında mutsuzluklar var. Amerika'nın hedefi bütün
egemen demokratik bir Irak'ın ortaya çıkması ve PKK çözümünün de kalıcı olmasıni istiyoruz. Gelecek olan herhangi bir çözümün kalıcı bir çözüm olmasını istiyoruz sadece geçici bir süre için bir çözüm olmasını arzu etmiyoruz." şeklinde konuştu.
İstanbul'a geleli 2 yıl değil de 2 hafta olmuş gibi hissettiğini söyleyen Jones, İstanbul'a geldiğinde hayallerinin renklendiğini söylüyor: "İstanbul'a geleceğimi öğrendiğim zaman çok talihli hissettim kendimi. Çok güzel bir şehir olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Türkiye ile ABD çok önemli iki müttefik. İstanbul'a gelmek bana kısmet olunca geldiğimde tabi kafamda İstanbul'un bir Sultan Ahmet görüntüsü vardı, manzarası vardı onla ilgili bir
imaj vardı kafamda. Şehrin büyüklüğü beni şaşırttı, çeşitliliği beni şaşırttı."
Türkiye'de unutulmaz anıları olduğunu söyleyen Deborah Jones, Türkiyede en çok beğendiği şehirleri söyleyebilmesinin imkansız olduğunu bunun çocukları arasında
seçim yapmak gibi bir şey olduğunu ifade ediyor. Türk misafirperverliğine ise hayranlığını söyle ifade ediyor: "Özellikle Türkiye'nin sıcaklığı ve cömertliği efsanevi bir niteliktir. Resmi ve gayri resmi olabilme aynı anda ikisini de birden yapabilme, bu karışımı taşıyabilmenin Türklere özel bir şey olduğunu düşünüyorum. " diyor.
Türkiye'ye duyduğu hayranlığını dile getiren Jones, iki ülke ilişkilerinin çok daha iyi bir seviyeye çıkacağından emin konuşuyor. Jones, "Bence Türkiye çok büyük, çok müthiş enerjisi olan bir ülke. İhtiyacı olan her şeyin elinde olduğunu düşünüyorum. Çok parlak bir geleceği var. Çok güzel bir gençliği var potansiyeli çok yüksek olan, çok kıynetli çok değerli şeylert var Türkiye'nin elinde ve ben geleceğine çok olumlu bakıyorum." diye düşüncelerini dile getiriyor.