Mehmet Şerif Avşar'ın 1994'te işyerinden kaçırılıp öldürülmesi
davasında tutuksuz yargılanan eski
Uzman Çavuş Gültekin Sütçü, 30 yıl
hapis cezasına çarptırılmıştı.
Yargıtay, olayı '
örgütlü suç'tan çıkarıp 'adli vaka' olarak gören yerel
mahkemenin kararının yerinde olduğuna hükmetti.
Yargıtay, 16 yıl önce işlenen
faili meçhul cinayetle ilgili yerel mahkemenin bir uzman
çavuşa verdiği 30 yıl mahkumiyet kararını onadı.
Diyarbakır'da
gübre bayiliği yapan Mehmet Şerif Avşar, işyeri olan Baran Gübrecilik'ten
Topal Ömer olarak bilinen Ömer
Güngör,
korucular Fevzi Gökçen, Aziz Erbey,
Yaşar Günbatı ve Zeyyat Akçil ile itirafçı Mesut Mehmetoğlu ile
JİTEM ekibinin başında bulunan Uzman Çavuş Gültekin Sütçü tarafından 22
Nisan 1994 tarihinde gözaltına alınmıştı. Avşar, JİTEM'in merkezi olarak bilinen Saraykapı Jandarma Komutanlığı'na götürüldü. Burada işkenceye maruz kaldığı ileri sürülen Avşar'ın cesedi 13 gün sonra
Lice yolunda bulunmuştu. JİTEM mensubu Gültekin Sütçü'yü 30 yıl
hapis cezasına çarptıran Diyarbakır 3. Ağır
Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararında JİTEM'den bahsetmemiş, olayı adli bir vaka gibi ele almıştı. Bu sebeple kararda JİTEM tabiri geçmedi ve
sanık örgüt üyeliğinden ceza almadı.
Gerekçeli kararda,
Hazro'dan gelen korucuların Hazro İlçe Jandarma Komutanlığı'nca verilen beyaz renkli Toros
marka araç ile Mehmet Şerif Avşar'ı işyerinden almak istedikleri belirtildi. Avşar'ın ve kardeşlerinin direnerek, "
Polis olmadan kardeşimizi vermeyiz." demesi üzerine korucuların polis getirmek için dışarı çıktığı, bu sırada Uzman Çavuş Sütçü ve itirafçı Mesut Mehmetoğlu ile karşılaştığı belirtildi. Sütçü'nün resmî kimliğini göstererek maktulü ikna ettiği belirtilen kararda, Sütçü ve itirafçı Mesut Mehmetoğlu'nun Avşar'ı sorguladıktan sonra korucu Ömer'in Avşar'ın kafasına 2 el ateş açarak öldürdüğü kaydedildi.
Avşar ailesinin yoğun çabaları sonucunda itirafçı ve korucular hakkında dava açıldı. 2000'de sonuçlanan davada korucubaşı Güngör'e 20 yıl, diğer JİTEM'cilere ise 6'şar yıl hapis cezası verildi. Diyarbakır 3.
Ağır Ceza Mahkemesi, Sütçü'nün 'asker olduğu' gerekçesiyle
görevsizlik kararı vererek,
dosyayı Diyarbakır 7.
Kolordu Komutanlığı
Askerî Mahkemesi'ne gönderdi.
Askerî mahkeme ise dosyada yargılama yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle Sütçü'yü
tahliye edip dosyayı uyuşmazlık mahkemesine gönderdi. Uyuşmazlık mahkemesi ise Sütçü'nün ağır ceza mahkemesinde yargılanmasına karar verdi. Dosya
AİHM'ye taşındı. AİHM, Türkiye'yi 'etkili
soruşturma yürütmemek' ve 'can ve mal güvenliğini sağlamamak'tan 2001 yılında 148 bin YTL cezaya mahkum etti. Yargılama yenilendi ve Sütçü 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak tahliye edilen sanığa bir daha ulaşılamadı. Mağdur avukatı
Tahir Elçi, bir JİTEM mensubuna ilk kez ceza verilmesi açısından kararın son derece önemli olduğunu belirtti. Kararın emsal niteliği taşıdığını vurguladı. Elçi, "Gültekin Sütçü hakkında mahkemenin verdiği ceza oldukça önemlidir. Bir JİTEM mensubunun ceza alması, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasında önemli bir yer tutacaktır. Ancak verilen cezanın az olduğunu söylemeliyim. Sanığa örgüt üyeliğinden de ceza verilmeliydi." dedi. Elçi, halen savcılıklarda bekleyen binlerce faili meçhul cinayetin aydınlatılmasını ve faillerinin bulunmasını istediklerini söyledi.