Yüksek
Askerî Şûra kararlarıyla ordudan atılanlara haklarını iade eden tasarının Meclis'ten geçmesi
YAŞ mağdurlarını sevince boğdu. Kanuna göre, 1971, 1980 ve 28
Şubat sürecinde ordudan haksız yere
ihraç edilen binlerce askere
yasal hakları iade edilecek, rütbelerini gösteren
personel kimlikleri yeniden verilecek. 1980'de ordudan uzaklaştırılanların kurduğu 12
Eylül-Der Başkanı Rahmi
Yıldırım, kendilerine ilk kez el uzatıldığını belirtiyor. Üsteğmenken 'solculuk faaliyetleri' yürüttüğü gerekçesiyle ihraç edilen Yıldırım, 'Darbe kalıntılarını sileceğiz' diyen
Başbakan Erdoğan'ın sözünü tuttuğuna dikkat çekiyor. 'Marangoz
Yüzbaşı' olarak tanınan
İsmail Can ise sevincini şöyle anlatıyor: "İyi ki
referandumda '
evet' demişiz. Demek ki bu ülkede
adalet ve
demokrasi varmış."
Türkiye'nin 'Marangoz Yüzbaşı' olarak tanıdığı İsmail Can, TSK'dan eşinin başörtülü olması sebebiyle atıldı. 28 Şubat sürecinde, 16 Haziran'daki ara YAŞ toplantısında 168 kişiyle birlikte orduyla ilişiği kesildi. Aslen Konyalı olan Can, yüzbaşı rütbesiyle görev yaparken ordudan atıldı. Gerekçe olarak ise disiplinsizliği gösterildi. 12 yıllık görevinden sonra 'disiplinsiz'likten atılmasına inanmayan İsmail Can, namaz kılmasını, eşinin başörtülü olmasını ve oğlunun adının '
Muhammed Furkan' oluşunu, atılmasının en önemli sebebi olarak görüyor. 1 yaşındaki oğluyla sokakta kalan Can, eşinin memleketi Uşak'ta 6,5 yıl bir holdingin
alışveriş merkezinde satın alma uzmanı olarak çalıştı. 2005'ten sonra işleri ters gitmeye başlayan Can, geçim derdine düştü. Garson, komi ve elektrikçi olarak birçok işte çalışan ve 13 yıldır mücadele vermekten yorulan eski yüzbaşının ailesi de dağıldı.
Üç yıldır sosyal güvencesi olmadığından doktora gidemeyen ve ilaç alamayan Can'ın, söz konusu iade-i itibar kanunuyla yüzü tekrar güldü. Kanunun Meclis'ten geçmesiyle yıllardır inancını yitirdiği adalet kavramının var olduğunu yeniden görmenin sevincini yaşadığını söyleyen Can, adaletin geç de olsa yerine gelmesinden mutluluk duyduğunu söyledi. Meclis'ten geçen kanuna hâlâ inanılmaz gözüyle baktığını vurgulayan İsmail Can, "Devlete inancımız tamamen kaybolmasa da tereddütlüydü. 'Devletimizi seviyoruz ama neden böyle bir muamele oldu?' diyorduk. 'Canımızı vermeye hazırken neden böyle olduk?' diyorduk. Milletle ilgili sıkıntı olmadı; ama devletle ilgili 'acaba' sorusu vardı. Demek ki devlet yine bizim devletimizmiş. " diye konuştu.
Siyasetle hiç ilgilenmediğinin, hiçbir parti ya da oluşumun içine girmediğinin altını çizen Can, sekiz yıldır yapılan değişiklikleri, çalışmaları, demokrasi için atılan adımları görmemek için kör olmak gerektiğini vurguladı. Siyasetin üzerindeki ordu vesayetinin ortadan kalkmaya başladığına dikkat çeken Can, "Bu ülkede kim inanırdı
darbe düzeninin biteceğine, bu tarz insanların kanunda emrettiği gibi yargılanabileceğine? Bugün geldiğimiz nokta ortada. Bizim savunduğumuz da oydu. Çalışırken de onu söylüyorduk.
Ordu orduluğunu, mühendis mühendisliğini, polis polisliğini, siyasetçi siyasetçiliğini yaparsa, kimse kimsenin işine karışmazsa bu memleket düzelir dedik. Şimdi ordu kendi görevine döndü." dedi.
Ordudan atıldığında çocuğunun 1 yaşında bile olmadığını kaydeden İsmail Can, göreve devam etseydi şimdi albay rütbesinde olacağını anlattı. Kendisinden çok oğluna üzüldüğünü ifade eden Can, "Asıl onun hakları
gasp edildi. Daha iyi eğitim alabilirdi, ailesi daha iyi durumda olsaydı, çok daha mutlu bir çocuk olabilirdi. İyi ki referandumda 'evet' demişiz. Başbakan'ın müjdesiyle umutlanmıştık. Şimdi Meclis'ten de geçince demek ki bu ülkede adalet ve demokrasi varmış diyebildik. Bize bu mutluluğu yaşatanlara teşekkür ediyoruz." dedi.
Başbakanımız, verdiği sözü tuttu
YAŞ mağdurlarından biri de 1980 darbesiyle ihraç edilen askerlerin kurdukları
12 Eylül-Der'in başkanı olan Rahmi Yıldırım. Darbeciler, onun gibi bin 20 askeri 'yasa dışı görüşe sahip oldukları' gerekçesiyle ordudan ihraç etmiş. 30 yıl aradan sonra kendilerine ilk kez el uzatıldığını belirten Yıldırım, bu sürecin mimarı Başbakan Erdoğan ile yasanın geçmesini sağlayanların büyük bir sorumluluğu yerine getirdiğini söylüyor. Başbakan'ın "Darbe kalıntılarını sileceğiz" ifadelerini hatırlatan Yıldırım, şöyle konuştu: "Başbakan, sözünü tuttu. Bu hakkın 30 yıl aradan sonra iade edilmesi büyük bir haksızlığı kısmen de olsa giderdi. Kendilerine teşekkür ediyoruz." Yasanın kabul edilmesini büyük bir sevinçle karşıladığını dile getiren Yıldırım, özlük haklarının iadesi için en kısa sürede bakanlığa başvuracağını söylüyor. Kendisi gibi ordudan atılan binlerce askerin anlatılması güç zorluklar yaşadıklarını anlatan eski asker, bugüne kadar iktidara gelen hükümetlerin mağduriyetlerine duyarsız kaldıklarına dikkat çekti.