İşte yeni HSYK

YARGI reformu paketinde yeni HSYK modeli netleşti, üye sayıları belli oldu.

İşte yeni HSYK

Dört başlıkta toplamak mümkün: Üye sayısı 7'den 21'e çıkıyor: Yargı 13 üye seçiyor. Dağılımı şöyle: Yargıtay 3 üye, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay 1'er üye seçiyor; toplam 5 üye... Ayrıca, tüm Türkiye'deki hâkim ve savcılar, birinci sınıf hâkimler arasından 8 üye seçecek. Kalan 8 üyeyi yürütme ve yasama seçiyor: Belli nitelikteki avukatlar, hukuk profesörleri ve yüksek idareciler arasından Cumhurbaşkanı 3, Meclis 3 üye seçiyor; etti 6... Diğer iki üye, Adalet Bakanı ve Müsteşarı. Önemle belirteyim: Meclis'in 3 üye seçmesinden vazgeçilmesi ciddi olarak gündemde! * HSYK üç daireye ayrılıyor: Atama, nakil ve yetkilendirme işlerine bakan bir daire... Terfi ve disiplin işleri için bir daire... Denetim ve soruşturmalar için bir daire... Böylece ‘karar veren'le ‘denetleyen' ayrılıyor. * Adalet Bakanı daire toplantılarına katılmıyor: Bakan, sadece üç dairenin katılımıyla yapılan Genel Kurul toplantılarına katılıp başkanlık ediyor. * HSYK kendi bürokrasisine sahip oluyor: Teftiş Kurulu da bakanlıktan alınıp HSYK'ya bağlanıyor. HSYK'nın kendine bağlı sekretaryası, bütçesi, ayrı binası oluyor. Geniş temsil ilkesi Bugüne kadar çok eleştirilen hususlar, yani Teftiş Kurulu'nun Bakan'a bağlı olması, Bakan'ın HSYK'daki atama ve denetim toplantılarına başkanlık etmesi gibi sakıncalar da bu modelde gideriliyor. Yargıçların özlük ve disiplin işleriyle ilgili hiçbir daire toplantısına artık Bakan katılmayacak. Bu işlere tamamen HSYK bakacak... Ama tabii ‘oligarşik' değil, “geniş temsil”e dayalı ve üye kompozisyonu “çeşitlenmiş” yeni bir HSYK... Yüksek yargının bu modele nasıl itiraz edeceğini doğrusu merak ediyorum. Hele de üç üyeyi Meclis'in seçmesinden vazgeçilirse, bu konudaki abartılı kaygılar da giderilmiş olacak. 21 üyeden üçünü, belli bir hizmet niteliğine sahip avukatlar, hukuk profesörleri ve yüksek idarecileri Meclis'in seçmesinde bence bir sakınca yok. Ama mademki kaygılar yaratmıştır, Meclis'in üye seçmesinden vazgeçilmesi, uzlaşma adına, isabetli olacaktır. Kaygı duyduğum konu Danıştay eski Başkanı Sayın Nuri Alan'ın çok doğru bir tespiti var: “Kurullar üye sayısı azaldıkça sübjektifleşir, üye sayısı arttıkça objektifleşir.” Bugünkü HSYK en azından “sübjektifliğe” çok yatkındır. Kaldı ki, “oligarşik, kooptatif” kavramlarıyla yapılan haklı eleştiriler de vardır. Yeni model, “objektifliği” sağlayacak olan “geniş temsil” ve “çeşitliliği” gerçekleştiriyor. Teftiş Kurulu'nun ve adli bürokrasinin bakanlıktan alınıp HSYK'ya verilmesi de çok isabetlidir. Benim bir konuda ciddi kaygım var: Türkiye'deki 11 bin hâkim ve savcının HSYK'ya üye seçmesi sırasında etnik, itikadi ve siyasi ‘mekanizma'ların devreye girmesi!.. Böyle bir durum ‘hukuk' fikrini tahrip eder. Onun yerine, Yüksek yargı dışından seçilecek üyelerin kıdem, liyakat, performans gibi kriterlerle bilgisayar tarafından belirlenmesi gibi metotların geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. TAHA AKYOL - MİLLİYET

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER